Giriş
Tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüs salgınıyla mücadele sürerken, alışkını olmadığımız bu yaşam tarzına adaptasyon sürecimiz de üzerinde durulması gereken başlıca konular arasında. Corona virüsle mücadele kapsamında sosyal izolasyonun sağlanması için vatandaşlara evde kalınması yönünde çağrılar yapılırken pek çok ülkede sokağa çıkma yasağı gibi sıkı tedbirler uygulanıyor. Bu kuralların bireysel etkileri bile tartışma konusu haline gelmişken aileler üzerindeki etkileri yadsınamaz bir gerçek.
Araştırmalar aile içi şiddetin arttığını gösteriyor
Corona virüs salgını hayatımızda geçici bir süreç olarak kabul ediliyor olsa da salgından sonraki dünyada pek çok şeyin eskisi gibi olmayacağı da aşikâr. Konuyla ilgili bilim adamlarının ortaya koyduğu çalışmalar salgının ekonomi, siyaset ve sağlık sisteminin dışında sosyolojik ve psikolojik etkilerinin de derin olacağını gösteriyor. Durum böyleyken evde kaldığımız günlerde özellikle aile içi şiddet oranlarındaki artış şimdiden yükselme eğilimi göstermeye başladı. Son dönemde yapılan araştırmalar da bu oranların arttığının en büyük kanıtı. Salgının kişiler üzerinde yarattığı kaygı, stres, bunalım ve bununla başa çıkamama gibi sorunlar aile arasında ciddi çatışmaların yaşanmasındaki ana faktörler arasında gösteriliyor.
Dünyada ortaya çıkan tablo ürkütücü
Örneğin salgının ortaya çıktığı Çin’de aile içi şiddet vakalarının bir önceki yıla göre yüzde 200, salgına yönelik sıkı önlemlerin uygulandığı Brezilya’da yüzde 50 oranında arttığı belirtiliyor. Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü’nden yapılan açıklamalara göre, salgının ciddi kayıplara yol açtığı Avrupa ülkelerinde de tablo benzer. Yalnızca dünyada değil, Türkiye’de de Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılan veriler geçtiğimiz yılın mart ayına göre aile içi şiddet oranlarının yüzde 38,2 oranında arttığını ortaya koyuyor. Bu artışa sebep olan sayısız neden var. Bunların başında çocuklar başta olmak üzere tüm aile üyelerinin günün tamamını aynı evde geçiriyor olması, kimi ailelerde salgınla birlikte baş gösteren ekonomik sıkıntılar ve salgının yarattığı gerginlikle birlikte erkeklerde şiddete eğiliminin artması gibi sebepler gösteriliyor. Şu ana kadar görünen tablo durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Bugünler elbet geçecek ve alıştığımız hayatlarımıza geri döneceğiz. Ancak her yanımızın kötü haberlerle dolu olduğu bugünlerde evlerimizdeki huzur, tek umut kaynağımız. O nedenle bu süreçte ailelerimizde geçirdiğimiz bu zamanları bir fırsat olarak görmek ve evlerimizi çiçek bahçesine dönüştürmek bu dönemi en az hasarla atlanmanın en güzel yolu.
