Tarihte bugün ilk kez seçtik ve seçildik

Ülke olarak küresel salgınla mücadele ettiğimiz bugünlerde oldukça sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Gündemimiz dün de aynıydı, bugün de aynı ve muhtemelen yarın da bundan farklı olmayacak. Ancak akıp giden zamanda küçük molalar vererek hatırlamamız gereken bazı önemli günler var. Bugün de o günlerden biri. Takvimler 3 Nisan’ı gösteriyor. Tarihte tam da bugün, biz Türk kadınlarının hayatlarında dönüm noktası olan ve günümüzde sahip olduğumuz pek çok hakkın kazanılmasının temelleri atıldı.

Ona pek çok şey borçluyuz

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında, 1926-1934 seneleri arasında gerçekleştirilen Atatürk devrimlerinin önemli bir kısmı kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitim ve öğretim hayatında, aile içinde, çalışma yaşamında ve toplumsal yaşamda erkeklerle eşit siyasi haklara sahip olmasını amaçladı. Atatürk’ün kadına ve kadının toplumdaki rolüne ilişkin düşüncelerini ifade eden "Bazı yerlerde kadınlar, görüyorum ki başına bir bez veya bir peştamal veya buna mümâsil bir şeyler atarak yüzünü, gözünü örter ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın mânâ ve medlûlü nedir? Efendiler, medenî bir millet anası, millet kızı bu garip şekle, bu vahşî vaziyete girer mi? Bu hâl milleti gülünç gösteren bir manzaradır. Derhâl tashîhi lâzımdır” sözleri, Atatürk’ün Türk kadının nasıl olmaması gerektiği konusundaki düşüncelerini net şekilde ortaya koyuyor.

Unutulmasın

Tarihlerin 3 Nisan 1930’u gösterdiği vakit işte bu kararlardan ilki, yani kadınlara yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkı verildi. Bu hakkın tanınması kadınların siyasi ve toplumsal yaşamında geçirdiği değişim ve dönüşümünün bir nevi miladı oldu. Bunu sırasıyla 1933 muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 1934’de Anayasa’da yapılan değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme haklarının verilmesi izledi. Varoluşumuzla birlikte sahip olduğumuz bu hakların kazanılmasında çağdaş ve demokratik bir Türk toplumunu hedefleyen Mustafa Kemal Atatürk’ün gayreti ve mücadelesi yadsınamaz. Her ne kadar kazanılmamış haklarımızın mücadelesini vermeyi sürdürüyor olsak da ulu önderin liderliğinde kazandığımız bu hakları unutmamak ve bizden sonraki nesillere unutturmamak boynumuzun borcu.

7 gün 24 saat kaos haberleriyle dolup taştığımız şu günlerde bir nebze olsun iyi şeylerden bahsetmek istedim bugün. Tüm kadınlar gibi benim içinde anlamlı olan ve hatırlanması gerektiğini düşündüğüm bugünde, tüm kadınlarımızın eşit haklara sahip olduğu bir gelecek diliyorum.

Keyifli hafta sonları.