Tam kapanmayı duyup şehirden kaçanların kilometrelerce araç kuyrukları, içki yasağını duyanların uzun uzun alkol kuyrukları, hınca hınç dolu marketler ve son olarak Beşiktaş’ın şampiyonluk kutlamalarındaki o, akla ziyan manzaralar derken eğrisiyle doğrusuyla bir tam kapanmanın daha sonuna geldik. 17 gün süren tam kapanmanın ardından bugün, kademeli normal hayatlarımızın ilk gününe ‘merhaba’ deme vakti.
Hayaller vs. hayatlar
Dünyayı gezme, kumsallarda güneşlenme hayalleri kurarken mahalledeki market, fırın ve manava kaldığımız, kimimizin çöp atmaya giderken bile heyecan duyduğu, kimimizin kendini iyi hissetmek için markete giderken en güzel kıyafetlerini giydiği, evde kalan milyonlarca insanın pijamalarıyla adeta bütünleştiği iki haftalık zor bir süreçti. Velhasıl kelam hepimiz topluca delirmeden tam kapanma süreci sona erdi. Şimdiyse sıra, bir sonraki aşamada yani kısmi özgürlüklere sahip olabileceğimiz, en azından biraz olsun güneşin ve temiz havanın tadını çıkarabileceğimiz ‘kademeli normalleşme’ sürecindeyiz. Elbette fazlasıyla sıkıldık, bunaldık fakat bu süreci sabrımızın meyvelerini alabileceğimiz kısıtlamasız bir döneme geçiş için basamak olarak görmek ve bu doğrultuda hareket etmek şart.
Kafalar bir hayli karışık
Kapanıyoruz, açılıyoruz, tam kapanma, kısmi kapanma derken bir gün sonra ne olabileceğine yönelik en ufak bir fikrimiz yok. Hal böyle olunca koronavirüs sürecinin yarattığı belirsizlik duygusu ile mücadele etmek en az virüsle mücadele kadar güç hale geldi. Eski hayatımızda aylar önceden yapılması planlanan pek çok şey şimdilerde imkânsız. Yarınımızın dahi ne olacağını bilmezken, aylar sonrası için planlar yapmak artık işten bile değil. Tüm bunlar bir araya geldiğinde defalarca ertelenen evlilik planları, ötelendikçe ötelenen tatil planları derken hissedilen korku ve belirsizliğin yarattığı kaygı günden güne derinleşiyor.
Ruhumuzu iyileştirmeye odaklanmalı
Şimdilerde herkes, kapanma sürecinde aldığı fazla kiloları vermek için spor salonlarına, görünüşünü değiştirip iyi hissetmek için güzellik merkezlerine ve alışveriş merkezlerine akın edecek belki ama bana kalırsa asıl odaklanmamız gereken nokta, kapanma döneminin akıl ve ruh sağlığımızdan götürdükleri olmalı. Yani ilk istikamet psikologlar olsa hiç de fena olmaz diyebilirim. Evet, kimse delirmeden tam kapanma süreci sona ermiş olsa da koronavirüs döneminde uygulanan evlere kapanmalar, toplumun büyük bir kısmını potansiyel ruh hastalarına dönüştürdü. Bastırılmış gelecek kaygıları, yalnızlık duygusu, özgürlüklerden mahrumiyetin vermiş olduğu birikmiş öfkeyle trafikte, toplu taşımada, iş yerinde, sokakta… Kimsenin birbirine en ufak bir tahammülü yok. Belki de hep pandemi sürecini konuşuyoruz ama pandemi sonrası da konuşulacak pek çok şeyimizin olacağı kesin. 2 yılda tamamen değişen alışkanlıklarımız, tepetaklak olan yaşamlarımız ve tüm bunların içimizde yarattığı hasar pandeminin bitişi ile buhar olup uçacak gibi görünmüyor.
Güzel günlere bir adım daha yaklaştığımız yeni haftada sağlık, neşe ve huzur sizlerle olsun.