Bodrum Masalı (Kanal D) dizisinde Yıldız cüzdanına baktı ve kuruşu bile yoktu. Sonra kızı Su cüzdanında kalan son 10 lirayı ağabeyi Ateş’e verdi. Ateş cüzdanına ne zaman baksa koca bir boşluk görüyor. Buna rağmen bir umut gözü hep cüzdanda...
Gülümse Yeter (Show TV) dizisindeyse iflas eden Lütfü ve eşi Nermin parasızlıktan giysi alamayıp eşofmanla dolaşırken, kızları
Yasemin cüzdanına bakıp duruyor. Orada da bir kara delik var...
Medcezir dizisinin Yaman’ından Adını Feriha Koydum’un Feriha’sına hatta Alın Yazım’ın Asya’sına kadar neredeyse tüm karakterlerin cüzdanı delikti...
Olabilir olmasına da, cep delik cepken delikken bu elemanlar nasıl oluyor da aşktır, maceradır, entrikadır; mekik dokuyup duruyorlar?
Bundan böyle dizilerin mottosu “aşk paradan üstündür” ise peşinen kabul edelim. Ama sayın senaristler tek başına aşkla dolmuş parası nasıl çıkar, tencere nasıl kaynar, bir zahmet ona da açıklık getirirse ballı kaymak olur!
Maaşı aşk üstünden ödeyen patron, aşk üzerinden alan emekçi varsa bir zahmet bana ulaşsın. Çok makbule geçer vallahi...
İYİ BİR ŞEY AMA
TRT 1, “nostalji kuşağı” adı altında mesela Çalıkuşu gibi efsanevi yerli dizileri yeniden ekrana getirmeye başladı. Buraya kadarı harika...
Ama genel ekranda ciddi bir sorun var. Zaten dönemin katı denetim mekanizmasından makaslanarak geçmiş diziler üstüne bir daha sansür görüyor...
Yıl olmuş 2016. Ve geçmiş dönemin sansür mekanizmasının üstüne toprak örtmek varken; sahneleri mozaiklemek, diyalogları biplemek, kimini makaslamak da ne anlama geliyor? “Yaptın bir hayır...” özdeyişinin devamındaki üç noktayı da TRT doldursun artık!
Ölmemiştir o...
Yüksek Sosyete (Star TV) dizisinde buzlar kraliçesi Süreyya’nın en sevdiği çocuğu olan Can Koran’ın içinde bulunduğu tekne bilinmeyen bir nedenle infilak etti.
Can Koran’ın cesedi ne yazık ki bulunamadı... Sonunda adamımızın öldüğüne inanıldı. Can’ın gıyabında cenaze namazı kılındı, mevlidi okundu ve helvası kavruldu...
Fakat okurlarımız bilir, Can’ı canlandıran oyuncu Özgün Çoban, daha önceki dizisi Beni Affet’te de birkaç kez ölmüş birçok kez de dirilmişti. O yüzden diyorum ki “toprağın Can’ı kabul etmemesi mümkün”.
Erken yas tutan varsa, hatırlatayım...
Aha da yanıt geldi!
Yüksek Sosyete (Star TV) dizisine yönelik “Oliva’nın patronu Kerem nasıl olur da çok yakın(!) olduğu çalışanı Cansu’nun soyadını bilmez?” diye toparladığımız eleştirimize diziden yanıt geldi. Yanıt yine sahneyle verildi...
Kerem inceden bir işkillendiği Cansu’nun ismi meselesinde kızımızın işe alınma dosyasına bakarak açıklık getirmeye çalıştı... Ama başaramadı. Çünkü form bildiğin karalamayla doluydu.
Meseleyi İnsan Kaynakları’nın meşguliyetine bağladılar ama kızımız hâlâ çok bilinmeyenli bir denklem. Bakalım ilk kim çözecek?
ŞANS YOK MU?
Nostaljik günlük dizi bağımlısı okurumuz Cüneyt Tan, sorusunu yine, yeni, yeniden tekrarlıyor; “TV2 ve Planet Pembe, yayın hayatına başladıklarından beri aynı dizilerini başa sarıp yeniden yayınlayarak renklerini belli etti...
Hayat Ağacı, Yalan Rüzgarı, Cesur ve Güzel gibi yabancı dizi izlemek isteyenlerin son umutları ise TLC Türkiye veya Lifetime Türkiye kanallarıydı ama onlardan da ne yazık ki bir ışık gelmedi...
TRT zaten nostaljik yabancı günlük dizi hattından çoktan çıktığını belli etmişti. Peki, bu dizilerin sevenlerinin bir adresi olacak mı ya da bu dizileri hiçbir zaman Türkçe izleme şansımız olmayacak mı?”...
PEYNİRLİ SADE BANA MÜSAADE!
Yarın idrak etmeye başlayacağımız mübarek Kurban Bayramı’nızı kutlarım sevgili okurlarım. Bayram koşuşturması, kış öncesi son bir kez kafa dinleme ve sevdikleriyle buluşma fırsatı filan derken 9 güne çıkarılan bayram tatili bu köşeyi de kapsadı...
Siz sevgili okurlarımızdan 20 Eylül Salı gününe kadar “peynirli sade, bana müsaade” tekerlemesiyle affımı istiyorum. Büyüklerin ellerinden, yaşıtların alınlarından, küçüklerin gözlerinden öperek...
11 Eylül 2016, Pazar 16:00
Haberin Devamı