Giriş
“Ufak Tefek Cinayetler” (Star TV) yeniden işlenmeye başladı. Dizinin giriş jeneriğinde mesaj netti. Diziye “El Turco” lakabıyla giren Osman Sonant ana karakterlerden biri olacak. Çünkü animasyonda ilk karede, isimlerde ilk dört arasındaydı...
Et tüccarı olan “El Turco” yani Kerim’in karikatürize edilmiş bir Nusret gibi göründüğünü sadece ben hissetmedim sanırım. İlk bölümde ufak tefek sıkıntılar da yok değildi.
Hikaye geçtiğimiz yılın son dört bölümü gibi ağırdan aldı. Bir anestezi türü olan epidural kelimesi sansürlendi. Oya beş ayda doğum yapmayı başaran ilk Türk annesi oldu. Kuvözde yaşamak zorunda kalan ilk sırma saçlı bebeği gördük ve bebek iki ay içinde ağır esmerden açık sarışına döndü...
Merve kilo vermiş, Oya çok daha genç görünmekteydi. Kimsesiz Edip’in mezarı gizemli ziyaretçi akınına uğramaktaydı... Sonuçta bunlar ufak tefek ayrıntılar. Dizinin başlamasıyla ekrandaki entrika çıtası eski yerine yükseliverdi. O çıta aşağı mı düşer yukarı mı çıkar; izleyip göreceğiz.
PASTA DİLİMİ İNCELEDİ!
Zahide Yetiş (Show TV) yeni saatiyle haber önü ekranında silbaştan bir değişikliğe neden oldu. Önceki gün yayınlanmaya başlayan “Adını Sen Koy” (Star TV) isimli dizi de mevcuttaki “Yemekteyiz” (TV8), “Zuhal Topal’la Sofra’da” (FOX) ve “Esra Erol’da” (atv) isimli programlardan bir miktar izleyici çaldı...
O hatta benzer iki kadın kuşağı, iki yemek yarışması bir de günlük dizi oldu. Bir de “Arka Sokaklar” (Kanal D) gibi yerini kemikleştirmiş bir tekrar serisi var! Kısaca haber önünde fenomen olarak kalabilecek ve ana habere kalabalık kitle taşıyabilecek öncü bir işten bahsetmek artık zor. Pasta büyük gibi görünse de dilimler iyiden iyiye incelecek. Aza kanaat devri başladı!
ERKEN MÜDAHALE GÜNDEMDE Mİ?
Reytinglere baktığımda geçen sezonun iyi dereceler alan ve yaz boyunca magazin gündeminden düşmeyen işi “Yasak Elma”nın (FOX) ciddi bir referans kaybına uğradığını gördüm.
“Çukur” (Show TV) ve “Söz”ün (Star TV) yeni sezona hızlı girişi en çok “Yasak Elma”yı vurdu... Bunun yanında önceki gün teve2’deki “İkinci Sayfa” programından öğrendiğim kadarıyla sette işler Talat Bulut’u ötekileştirme noktasına kadar gelmiş... Diziye bir habis ur girdi ve giderek büyüyor sanırım. Erken müdahale hayat kurtarır diye biliyorum. Ve gelmesi kaçınılmaz olan o müdahalenin şeklini merak ediyorum!
NEREDE O ESKİ ŞARKILAR?
Yorumcu ve oyuncu Asu Maralman, 80’li yıllarda TRT’nin şarkılar üzerindeki denetim şartlarını “Mesut Yar ile Laf Çok” (360) programında sıraladı...
O yıllarda TRT şarkılarda dört kritere önem veriyormuş. Parçalar üç dakikaya geçmemek durumundaymış. Parçanın sözlerinin anlaşılır olması şartmış.
Üçüncü şart, sözlerin müzikle senkronize olmasıymış ve dördüncü koşul olarak da yerel sazların kullanılmaması esasmış... Bu şartlar elbette çok demode. Bugünün müzik ekranında bu dört maddenin birine bile rastlamanız mümkün değil. Gelen gideni aratır mı, karar sizin artık!
ÇUKUR NE YAPMAK İSTİYOR?
Tekrar izlediğimde anladım ki “Çukur” (Show TV) geride bıraktığı sezonu yok sayacak gibi... Öncelikle Karakuzular meselesi sıkıntılı. Çok gaddarlar.
Hatta toplumun sokak çocuklarına bakışını değiştirebilecek kadar gaddarlar. Cumali karakteri Necip Memili’de öyle bir can bulmuş ki, itiraz eden kimseyi göremedim. Meke, Kemal ve hatta Metin daha bir etkileyici... Mahallenin bu kadar kolay teslim olması, yenilgiyi kabul edişi, sokakta ağır makineli tüfeklerin konuşması fazla uçuk.
Tek tük geçen polis arabaları belli ki mahalleden ayağını kesmiş. Hepsini alt alta koyduğumuzda ortaya çıkan şey büyük bir kaos. Ve sanırım izleyici bu kaosu çok daha çekici bulacak...
Bu arada “kimler öldü, kimler yaşıyor” muamması var ki, her bölümde eski karakterlerden birinin yaşadığına tanıklık edeceğiz sanki. “Çukur”da nüfus patlaması olacak. Net olan tek şey bu!
