Bir okurum aklıma düşürdü. “Televizyonlarda kaynanalarla gelinler arasındaki rekabet yarışmalarına katılanlardan örneğin bir edebi eseri okuyup hem özetini hem de ana fikrini çıkarmaları ve bunun üstüne tartışmaları istense çok daha şık olmaz mı?”... Bak şimdi. Bunu şu ana kadar deneyen bir yarışma çıkmadı. Ama ne bileyim bir “Gelinim Mutfakta” (Kanal D), bir “Gelin Evi” (Show TV), bir “Zuhal Topal’la Sofrada” (FOX) ilk riski alabilir. Riskle birlikte alkışı da tabii ki!
O ÇEKMECEYİ AÇMAYIN!
Mustafa Üstündağ yeni sezonda “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz (EDHO)” (atv) dizisiyle karşımızda olacak. Ancak ilginç bir sürpriz yaşanabilir... “Çukur”un (Show TV) Kahraman karakteri olarak daha önceki gün çekmeceden fotoğrafı çıkmıştı.
Şimdi kanlı canlı EDHO’da olacak... İki dizinin de ağırlıklı izleyicisi aksiyon sevenler olduğuna göre, atıyorum; bir gece önce Cumali’nin çekmecesinde müteveffa Kahraman’ın fotoğrafını görenler ertesi akşam diğer dizide elinde silahıyla adamımızı etli kemikli izlerse kofraların yanma ihtimali yükselecek...
En iyi çare Kahraman’ı yaşadığı çekmecede unutup bir daha da hatırlatmamak; haksız mıyım?
DEĞİŞİK BİR KAHKAHA TUFANI
Sorma Neden” isimli sinema filmi hafta sonu vizyona giriyor. Önceki gün ön gösterimine uğradım. İddia ediyorum Burak Satıbol şu son zamanların bireysel takılmayıp takım oyunu arasından kafasını en iyi gösteren adamı oldu...
“Mahşeri Cümbüş”ün şişman ağabeyiyken de çok güldürüyordu, kilo verdikten sonra ortaya çıkan yeni imajında da. Güldürmek fiziksel ya da sözlü kabalıklara ait bir eylem değil. “Sorma Neden”de bunu bir kez daha anladım. Yönetmen Tolga Baş da anlatmak istediğim şeyin altını çok ustaca çizmiş... Ve Yılmaz Gruda usta; içinde olduğun her işe ne çok değer katıyorsun.
Kaçırmayın, bu film iyi bir nefes molası olmuş!
YENİ BİR PROGRAM GELİYOR
Star TV’de hummalı bir gündüz kuşağı hazırlığı var. Sunucusu belli değil. Ama içerik son derece basit. Yormayacak bir kuşak programı olacağını duydum...
Pratik bilgiler, tarifler, ev ya da gündelik hayatta merak edilenler, sağlık, estetik ve kumandanın elinde olduğu saatlerde kadın izleyiciyi ekrana çekecek ne varsa...
Farkındaysanız bir şeyler “TV kuşaklarının mazideki özlenen günlerine” dönüyor. Program yüksek ihtimalle ekim ortasında vizyona giriyor. Nokta!
DEĞİŞİKLİK MUTLU EDER
“Yeni Bir Ben” yüzünü modern zamanlara çevirmiş bir içerik. Kanal D ekranında da yıldızı giderek parlıyor. Herkes içindeki eskimişlikten mutsuz sanırım. Küçük bir değişiklik bile büyük mutluluklara kapı açıyor...
“Yeni Bir Ben”in misyonu da bu sanırım. Bireyden topluma küçük değişikliklerin bir sürü şikayete iyi geleceğini ekranda hissettirmek. Olumlu şeyler izleniyor işte; kavga gürültü nereye kadar?
GEÇMİŞ YILLAR SKEÇ GİBİ
Yorum bir okurumuzdan geldi. İsmini vermiyorum. “Huyunuzu biliyorum. Yeni başlayan veya başlayacak dizilere şans vermek adına olumsuz fikirlerinizi biraz daha sonraya ertelersiniz.
Bir diziyi senaristin, yapımcının ya da oyuncuların beğenmesi yetmiyor. İşin asıl muhatabı olan seyirci yani bizde iş bitiyor. Pazar günlerine iyi bir alternatif olabileceğini düşündüğüm ‘Keşke Hiç Büyümeseydik’ (Show TV) dizisini izlemeye dayanamıyorum. Konusu ve günümüze döndüğü sahneleri iyi olabilir ama geçmişe döndüğünde dizi ciddi kan kaybediyor...
Kişilerin kendi gençliğini oynadığı sahneler skeçlere benziyor. Hani skeçlerde büyükler usulen bir iki aksesuar ekleyip çocuk ya da genç olurlar ya, aynen öyle olmuş. O sahneler çok ruhsuz oynanmış. Sanırım oyuncular da genç olduklarına pek inanmamış.
Dizinin dış sahneleri bana 90’lar dizi setini hatırlattı. O yıllara ait şarkılarla süslense de durum kurtulmuyor. Bari biraz makyaj ya da gençleştirme teknikleri filan kullansalardı!”