Basit bir matematik var. Toplamda 5 reyting ortalamasının altında izlenme alan diziler zarar ediyor. Belki tekrar yayınlarıyla durumu toparlıyorlar ama genel olarak külliyen zarar...
Bu durumda kanalların sırtındaki kambur giderek belirginleşiyor. Böyle karnelere sahip işler eskiden olsa iki bölümde yayından kaldırılırdı. Şimdi herkes dayanmaya çalışıyor...
Peki kimler bu kambur potasında; “Cennet’in Gözyaşları” (atv), “Siyah İnci”, “Dolunay” (Star TV), “Kalbimdeki Deniz” (FOX) ve “İsimsizler” (Kanal D) ilk göze çarpanlar...
Kanallar bu dizilerden vazgeçer mi bilemiyorum, ben sadece olanı resmediyorum!
Peki tevfik’e ne oldu?
“Vatanım Sensin” (Kanal D) bu akşam başlıyor. Elbette olayların yeni örgüsü ve Sevr sürecinde memlekette yaşananlar merakla bekleniyor...
Fragmanlarda Cevdet’in olup olmayacağını beklerken Azize’yi görmemek beni şaşırttı. Bu arada Onur Saylak da ortadan kaybolmuştu. Neden sonra final afişinde kendisini sakallı ve eli hançerli bir fotoğrafıyla gördüm...
Kendi adıma en çok Tevfik’in bu yeni imajını ve yapacağı kötülükleri merak ediyorum. Dizide ikinci bir “binbir surat” vakası izleyeceğiz gibi. Reytingi bol olsun!
Şaşırtmalar yine başladı
RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) telkin edince kanallar da uymuştu. İlk yüz program izlenme listesinde yer alan işler kendi içinde parçalara ayrılmayacak, tulum şekilde ölçümlenecekti...
Ancak kanallar bir program içinde birkaç bölümün farklı ölçülmesi topuna yine girdi. Bazı haber programları, bültenler, özetler filan derken son olarak “Seda ve Uğur’la” (Show TV) isimli programın içinde “Kayıp Aranıyor” diye bir bölüm yaratıldı ve ölçüme sokuldu...
Bu yavru program listede ana programdan daha yüksek bir reyting alamamış. Eh o zaman sorsak ayıp olmaz sanırım; “Ne gerek vardı?”...
Daha da merakla bekleyeceğim
“Mehmed: Bir Cihan Fatihi” (Kanal D) isimli dizi daha başlamadan yönetmen değişikliğine gitti. Giden yönetmen Altan Dönmez. Bütün kadroyu o şekillendirdi. Kurgu, tavır vesaire hep ona ait...
Gelen yönetmen ise en son “Kayıtdışı” (FOX) dizisini çeken Cevdet Mercan. “Paramparça” ile bir basamak yukarıya çıkan Cevdet, genel olarak yapılmamışı denemesiyle biliniyor.
Bu durumda çatısını bir başka yönetmenin kurduğu bir işte hızlı şekilde kendi dünyasını kurması gerekiyor. Ve bu işler hiç kolay değil...
Şimdi diziyi -teknik açıdan- daha büyük bir merakla bekleyeceğim. İki yönetmenin iki ayrı dünyasından nasıl bir başlangıç dünyası elde edildiğini görmek için...
İmkansız diye bir şey yok
“Beni Affet” (Star TV) dizisinde kalbinde kurşunla yaşayan Feride hamile kalması sakıncalıyken kaldı ve çocuğunu düşürdü. Aynı Feride kafasında bir mermi çekirdeğiyle yaşayan eşi Yaman’dan yeniden hamile kalınca, “yok artık” demiştim. Kaldı ki o çocuk da düştü...
Şimdi doktorlar Feride’nin hamile kalmasının kesinlikle imkansız olduğunu söylüyorlar ama belli ki kendi oynadıkları diziyi izlememişler.
Birkaç sezondur bu dizi ile tıp biliminin tüm kabulleri ortadan kalktı. Öldü denilen yaşıyor, doğurmaz denilen dokuz doğuruyor. Feride’ye telkinim; “takılma, bir tane daha yaparsın” olacak...
Yük sırtımızda...
“Beni Affet” (Star TV) dizisinde Murat, dayısı bildiği Osman Kozan’ın aslında gerçek babası; aynı dizide Tunç karakteri ise yengesi bildiği Zühre Kozan’ın gerçek annesi olduğunu öğrenmişti...
“Adını Sen Koy” (TRT 1) dizisinde ise Zehra’nın babası bildiği Salim aslında kızın dayısı çıkmıştı. Son olarak “Siyah Beyaz Aşk” (Kanal D) dizisinde de esas oğlan Ferhat’ın dayısı olarak bilinen Namık, İdil karakterine “kendisinin Ferhat’ın gerçek babası olduğunu” açıkladı...
Namık, İdil’e “Bu sır herkesin taşıyabileceği bir yük değil” dese de seyirci buna benzer sırları yıllardır omzunda bir yük olarak taşımaya devam ediyor. Haksız mıyım?
09 Kasım 2017, Perşembe 05:00
Haberin Devamı