“Adını Feriha Koydum”un (Show TV) fragmanlarını izlemişsinizdir. Şiddet dozu hakikaten gözle görülür biçimde yükselmiş. Ne oluyor; Emir ile Levent kavga ediyorlar. Kimin için; Feriha elbette... Diziler hakkında tüyo isteyen birçok okur ya da izleyici var. Senaryoları kalemimden çıkmadığı için net bir şeyler söylemek güç. Ama “Adını Feriha Koydum” için birkaç tüyoya erişebildim. Öncelikle Emir ve Levent’in kavgası henüz bitmedi... Önümüzdeki haftalar içinde bu meseleye birkaç kez daha şahit olacağız. Ama daha da önemlisi Feriha bir inceden Levent’e doğru meyledecek... Bu da demektir ki bir süre iki genç adam arasında kalan bir genç kızın kafa karışıklığını bölüşeceğiz... “Peki Feriha kimin olacak?” derseniz, bizim olamayacağı kesin. Bak buna eminim işte!
[[HAFTAYA]]
İstanbul’un altını döküldü...
“İstanbul’un Altınları” isimli atv dizisinde beklenen gerçekleşti ve dizi yayından kaldırıldı. İlk kez bir işin gidişine sevindim diyebilirim... Çünkü kadrosunda bu denli güçlü isimleri barındıran bir dizinin her hafta reyting bazında can çekişmesini izlemekten ben utanır olmuştum... Hepsi tek başına reyting makinesi olarak bilinen Haluk Bilginer, Salih Kalyon, Demet Akbağ gibi isimlerin bir araya geldiğinde yaşadığı bu kriz insanı mesleğinden bile soğutabilirdi maazallah... Öyle ki uğruna yıllar sonra Ata Demirer’in bile setlere döndüğü diziyi hiçbir şey kurtaramadı. Bazı işler böyledir. Doğdukları gibi ölürler... “İstanbul’un Altınları” bir hayli süre komada kaldı ama derler ya Allah iki iyilikten birini verdi. Cümleten geçmiş olsun diyelim...
Aman frene bas Gani!
“Pis Yedili” (Show TV) bir hayli tutuldu ya, o çok korktuğum tutulan dizilerin kendini frenleyememesi durumu ortaya çıktı... Görüyorsunuz, dizinin zenginler karması varoş çocuklarının yaşamını yakından incelemek için tebdil-i kıyafet içinde mahallelerine gidiyor... Kıyafetlere dikiz rica ediyorum. Kafada fes, sırtta yelek; bunlar geçen yüzyılın başındaki İstanbul ahalisi kıyafetleri. Varoşla ilgisi olmadığı gibi, tuhaf bir şekilde karikatürize edilmiş... İyi ya da kötü sözü olan bir dizinin, bir süre sonra böyle İtalyan sirki kıvamına getirilmesi mizahın ölçüsüz bir şekilde ucuzlatılması hali bence... Sanırım yapımcı Gani Müjde konseptle bugünlerde pek ilgilenmiyor. Yaptığı diziyi bir de kendisi izlesin. Gülerse bu yazıyı yırtıp atsın!
SİZ DE BİLİN İSTEDİM!
Bunları yeni öğrendim. “Arka Sokaklar” (Kanal D) dizisinde Rıza babanın eşini canlandıran aktris Filiz Taçbaş’a yakın çevresinin “Piliç Taçbaş” dediğini... Volkan Konak’ın dilinden düşürmediği Ferik’in Karadeniz’de “tavuk yavrusu” anlamına geldiğini... Yine Volkan Konak’ın konserlerinden elde ettiği gelirle Trabzon’da 55 yetim öğrenci okuttuğunu... “Adını Feriha Koydum” (Show TV) dizisinde Levent kaptan karakterini canlandıran Barış Kılıç’ın kadınların “çok seksi” bulduğu o ünlü gülümsemesini ilk keşfedenin yapımcı Fatih Aksoy olduğunu... Asuman Krause’nin sıklıkla makara yaptığı soyadının Almanca’da “tiftik” anlamına geldiğini...
‘Kuzeyin Oğlu’ yerine dönsün
“Kuzeyin Oğlu” (TNT) pazar akşamına alınınca reytingleri kağıt üzerinde cuma gecesine oranla geriledi. Oysa Şevval Sam ile bir hayli sıkı bir gece çıkmıştı ortaya... Sanırım TNT kanalı bir dönem müzik eğlence programlarına ait olan pazar gecelerini yeniden ele geçirebilirim düşüncesiyle bu değişikliğe girdi. Ama zor... İzleyici alışkanlıkları son iki yıldır bir hayli değişti. Artık dizi ya da yarışmalarla anılan günler var. Bu ezberi bozmak da çok mümkün değil... Bir süre dizilerin boş bıraktığı alana önce Acun Ilıcalı yarışmaları, ardından da uzun spor yorum programları yerleşti. Ve nihayet diziler geldi ve boş koltuklara oturdu... Yani kısacası müzik eğlence formatları için yer kalmadı. Peki ne yapmalı? Basit bir tüyo verelim... Taş yerinde ağırdır. “Kuzeyin Oğlu” yarışa geriden başlasa da tam bir eğlence gecesi olan cumaya yakışmış, iyi de müşteri toplamıştı... O müşteri “nereye gitti bu program?” demeden eski gününe dönmeli ve Volkan Konak yine bir rüzgar gibi esmeli... Ve bu arada mümkünse (ki müziğin dışında bir şey yapması mümkün değil) Volkan bir gösterimlik stand up hazırlayıp, komedyenim diye ortalarda dolaşan güruha “mizahın” dersini vermeli. Çünkü içinde öyle yaman bir potansiyel var...
‘5’er Beş’er’ gidiyorlar mı?
“5’er Beş’er” isimli mizah programı yayıncı kanal atv tarafından giderek gece yarılarında yayınlanmaya başladı... Bu durumun programı yaratanlar adına da izleyenler adına da büyük sıkıntı oluşturduğunu söylememe gerek yok sanırım... Kaldı ki her iki taraf da bu sıkıntıya katlanmak zorunda değildi. Duyduğum kadarıyla da bir taraf harekete geçti ve rotayı Kanal D logosuna doğru kırdı... Yeni yılda bu farklı işin Kanal D ekranında olacağı neredeyse netleşmeye başladı. “Peki, orada iş yapacak mı?” diye sorarsanız, “Muhtemelen evet” demek durumundayım... Kanalın izleyicisi bu tür konseptlere “Çok Güzel Hareketler Bunlar” fenomeninden hareketle şerbetli. Kabullenmesi çok da zor olmayacaktır...
21 Aralık 2011, Çarşamba 04:00
Haberin Devamı