Gelecek yıla sarktılar ama...

Çoğu dizi sezon finaline doğru yürüyor. Ama koca bir sezonu kapatan ve hikayeyi gelecek yıla uzatanlar arasında yukarı çizgide seyreden çok dizi bulunmuyor... Bana göre yılın dizileri sayılacak bu işlerin bir listesini yaptım. Kocamın Ailesi’ni (FOX) başa koyuyorum. Hemen ardından Poyraz Karayel (Kanal D) geliyor. Yeni sezonu görmez dediğimiz O Hayat Benim (FOX) hâlâ şaşırtıcı bir yükselişte... Eh hepsini sayıp da Sungurlar’ı ya da Küçük Gelin’i (STV) dışarıda bırakmak olmaz. Kurtlar Vadisi Pusu (Kanal D) sıkıntı yaşamasına rağmen son birkaç bölümdür yine çıkışta... Ve elbette Güzel Köylü ve yine elbette Beni Affet de (Star TV) listede yerlerini alıyorlar. Son olarak Paramparça (Star TV) diyerek listeyi fazla parçalamadan mevzuu noktalıyorum...

[[HAFTAYA]]

O taş ev var ya...

O Hayat Benim (FOX) dizisinde Hasret, resmiyette hâlâ evli görünen kızının babası Mehmet Emir ile bir gece geçirdi ama bilin bakalım nerede? Elbette Aşk-ı Memnu dizisinin yasak aşıklarının yani Bihter ve Behlül’ün sürekli beraber oldukları o meşhur taş evde... Hasret, taş evde inci kolyesini unutunca gitti ve orada ezeli düşmanları Hülya ve Fulya ile karşılaştı... Hülya, Hasret’e “Yasak aşk yuvanıza mı geldin, ağabeyimle yasak aşk yaşamaktan utanmıyor musun?” diye hesap filan da sordu.. Yahu arkadaş, bu taş ev meselesi bir hayli sıktı ve sıradan bir pansiyon reklamına dönüştü sanki. Yasak aşk yaşamak isteyen tüm dizi karakterleri bu evde affedersiniz halvet olup duruyorlar... Hayır, bu kadar yasak aşk yaşanınca bir süre sonra ev kendiliğinden “lanetli” kadrosuna girecek. Sonra da korku filmi serisine bağlayacak. Bunaltmayın evi de adamı da!

Sonradan açılan diziler de var...

Eh bu da başka bir gerçek. Mesela Yılanların Öcü ve Asla Vazgeçmem (Show TV) bu anlamda liste başını zorlayan diziler... Geçtiğimiz gün reytinglerine nazar değmiş gibi olsa da Aşk Yeniden (FOX) yine açılacak hissini veriyor. Ayrıca TV8’in Maral’ını da bu listeye koymak gerek. Dizi kimi izleyici kategorilerinde zoru başarıp ilk beş sıralamasına girebiliyor... Bu yıl ilk kez günlük dizi deneyen Kanal D’nin Alın Yazım dizisini de sonradan açılanlar kategorisine koyup bu meseleyi de noktalamış oluyorum!

Gündemden kaçanlar buralarda...

Kabul etmek lazım ki izleyici gündemden artık çok da hazzetmiyor. Neredeyse her kanal işi bir şekilde yaklaşan seçimlere bağladı... Hâl böyle olunca “gündemin dışında kalan” işlere ilgi giderek artıyor. Mesela bugünlerde halef ile selef çekişmesi dikkatimi çekiyor... Habertürk’te yayınlanan Öteki Gündem programı hâlâ devam ediyor. Programı artık Cansu Canan Özgen sunuyor. Farklı bir tarzı var ama meselelere henüz bir Pelin Çift kadar hakim değil... Bu arada Pelin Çift transferi Gündem Ötesi ismiyle yayınlanan yeni programıyla TRT 1’e yaramış durumda. Yanlış görmediysem program geçen hafta yayınını çiftledi... Neyse, herkes ekmeğini yiyor. Ama gündemin ötesinde kalanlar bugünlerde çok daha fazlasını yiyor!

Sinema ve TV kardeşliğinde sorun var!

Interpress’in ekranda yayınlanan filmler hakkında sayısal araştırmaya girip ortaya çıkardığı sonuç önemli. Durum acayip. Çünkü biz bu yıl özellikle Türk Sineması’nın altın çağı olduğunu düşünüyorduk. Ekranda durum öyle değilmiş ama bakar mısınız? Bu yılın ilk 4 ayında ekranda gösterilen yerli/yabancı film sayısının son 5 yılın en düşük seviyesine indiği ortaya çıkmış. Son 5 yılın ocak-nisan dönemi incelendiğinde 2010-2014 yıllarında TV’de gösterilen yerli yabancı filmlerin ortalamasının 1.200-1.500 arasında çıktığı görülüyor... Mesela 2014 yılında; ocak ayında 335 yabancı/120 yerli, şubat ayında 262 yabancı/48 yerli, mart ayında 248 yabancı/44 yerli ve nisan ayında da 252 yabancı/30 yerli film, kısacası toplamda 1.339 film yayınlanmış... 2015 yılında ise; ocakta 136 yabancı/41 yerli, şubatta 83 yabancı/40 yerli, martta 102 yabancı/37 yerli, nisan ayında da 89 yabancı/18 yerli olmak üzere toplam 546 film ekranda yer bulabilmiş...

Yerli filmlere nazar mı değdi?

Ha, bir başka konu da yerli film sayılarının da artık çok düşmüş olması. Geçtiğimiz ay ekranda 18 yerli film yayınlanmış. Haftada en az iki kere denk geldiğimiz Kemal Sunal’ın filmleri bile kendine yer bulamamış, toplamda 4 adet gösterilmiş... Bu arada bahsettiğimiz bu düşüş tekrarlara da yansımış durumda. Bu yılın ilk dört ayında yayınlanan yabancı film sayısı 343 olurken, bu filmlerin 67 tekrarı mevcut... Yerli filmlerde ise 114 filmin 22 tekrarı var. Şimdi soralım bakalım; kanalların elinde film stoğu mu bitti? Göstere göstere film mi kalmadı? Yoksa son yıllarda izleyici sinema salonlarında izlediği filmi bir de ekranda görmek mi istemiyor? Karışık bir durum vallahi!