Önümüzdeki çarşamba için merak halindeyim. “Sen Anlat Karadeniz” (atv) toplam izleyicide açık ara, “Diriliş Ertuğrul” (TRT 1) ise AB ve ABC1 grubu izleyicide zirvede...
Biri yaşadığımız iklimdeki şiddetin, diğeri iklimimizin köklerinin hikayesini anlatıyor. Haftaya çarşamba akşamı ise Star TV’de güncel bir kahramanlık öyküsü yayına giriyor; “Börü”! Ve ben iki dizinin toplamda 40 reytinge dayandığı bir gecede “Börü”nün alacağı reytingi hakikaten merak ediyorum.
Üç haftadır “Sen Anlat Karadeniz” lehine bozulan reyting kimyası iyiden iyiye karışacak mı? Bu “bilinmezlik” sezonun yanıtını en merak ettiren sorularından biri oldu!
Ve efsane döndü...
Ve Müjde Ar alana döndü. Üstelik çok uzun zamandır ayrı kaldığı oyunculuk üzerinden. Müjde ablayı en son kendi şov programında izlemiş hatta birine de katılmıştım...
Kendisini ekrandan erken çekmesine de hayıflanmıştım; ne yalan söyleyeyim. Ama “Şahsiyet” isimli iddialı bir internet dizisinde kendine yakışır farklı bir rolle sahalara dönmesi içimi ferahlattı...
Reyting kaygısından ziyade içerik hakkında daha çok kaygılanan yeni bir izleme platformunda hem ciddi idman yapacak hem de sektörün son halini yerinde gözlemleyecektir...
Darısı Perran Kutman, Şevket Altuğ, Mahmut Cevher, Türkan Şoray gibi büyük ustaların başına. Oyunculuğun ne olduğunu sil baştan görebilmemiz adına!
NE TÜR BİR TEKNİK AKSAKLIK OLDU?
“Mehmetçik Kut’ül Amare” (TRT 1) dün yayınlanmadı. Yapımcı firmanın yaptığı açıklamayı TRT kurumsal “teknik bir aksaklıktan ötürü” diye teyit ederek duyurdu...
Aksaklığın ne olduğunu araştırdım. Net bir sonuca ulaşamasam da “iddialı dizilerin” başına sıklıkla gelen “mutlu etmeyen ya da yetişemeyen bölüm” ihtimali üzerine kilitlendim.
Bu rötar kimin işine yaradı derseniz, sanırım perşembe gecesindeki ilk yayınını yapan “Survivor”un (TV8) yüzü diğer rakiplere oranla biraz daha gülmüş oldu. Neyse. Büyük emek verilen tüm kıymetli işlere kesintisiz yayınlar dilerim, net!
Ağır bir emanetimiz var
Anadolu’nun ses tellerinden bir veda haberi geldi. Benim de gönül tellerimde yankılandı. Yıllar önce birkaç programımda ağırladığım Nuray Hafiftaş dünyayı kalanlara emanet ederek gitti...
Açıkçası türkülerin sadece dizilerin meyhane ya da romantik sahnelerinde dile geldiği şu zalim çağda yapacak çok işi, toprağımızın sesini getireceği makul bir hizası vardı...
Sesi, sözü, yüzü ve gönlü güzel Nuray’ı, hiçbir dönüşüm rüzgarının eğip bükemediği omurgasıyla hatırlayacağım. Yalnız dünya değil türküleri de biz sevenlerine emanet artık. Nur içinde yatsın!
Hakkını helal et Tuna ağabey
Önceki gün siyah beyaz bir yas daha yaşadık. TRT’nin en karizmatik spikerlerinden biri daha aramızdan ayrıldı...
Tuna Huş ağabey yıllar önce bir röportajında “habere mizah katmamın gerçekliğin kimyasını bozduğunu” söylemişti. Ben ise “hicvin de ayrı bir gerçeklik duygusu yarattığını” söyleyerek yanıt vermiştim...
Yıllar biraz onu biraz da beni haklı çıkardı. Ama bunun hiçbir önemi yok. Dilerim hakkını bana helal etmiştir. Çünkü bugünün haber iklimini düşününce o helallik mümkün gibi görünüyor. Nur içinde yatsın, sesi hep dimağımda kalacak!
Çağatay Akman denince...
Artık her dizinin kendiyle özdeşleşen müzisyenleri var. Ama “Bizim Hikaye” (FOX) başından beri tek sesi kullanıyor... Genç şarkıcı Çağatay Akman dizinin jeneriğinden başlayarak setine kadar giren bütün melodilerin sahibi oldu. Son şarkısını yine bir müzik kanalında değil, ikinci evi gibi hissettiği “Bizim Hikaye” dizisinde piyasaya sürdü. Sanırım kitlelere ulaşmanın en efektif yolunu buldu, sevdi ve artı değer haline getirdi. Valla benim için sorun yok!
16 Şubat 2018, Cuma 06:00
Haberin Devamı