Sibel Can doğru isim mi?

“Sevda’nın Bahçesi” (Kanal D) hakkında bir iki kelam edelim. Son zamanlarda ekrana gelen en sıcak işlerden biri. Müzikler enfes, renkler harika, kadro hiç sırıtmıyor ve Sibel Can oyunculuğa yakışıyor.

Açıkçası diziyi iki kez izledim. Hemen her oyuncu bir önceki dizilerinin 180 derece zıttı karakterleri canlandırıyordu. Bir Emre Kınay “baba” rolünde fikri takip yapıyordu...



Sonuç itibarıyla Birol Güven imzalı senaryo, adamımızın alışılmış klişelerini barındırıyor olsa da şimdiye kadar çıkardıklarından çok farklı bir aile işiydi. Bence cumartesi akşamı o kadar entrika dizisi arasında hak ettiği yeri bulacaktır!

Oh be Bahar oh be!

“Savaşçı” (FOX) üç haftada reytinglerini geri topladı. Yıllarca “Beni Affet” dizisinde Bahar olarak izlediğimiz “ağlak” karakterinin çok dışında bir Gaye Turgut Evin gördüm...

Dizinin oyuncu seçkisini daha önce övdüm mü bilmiyorum ama Bahar’a 180 derece zıt bir karakter yazıp, beş sezonluk geçmişini unutturmak gerçekten profesyonel bir işti...



Bu halini sevdim vallahi Gaye kardeşim! Öte yandan “Çocuklar Duymasın” (Kanal D), “Ateşböceği” (Star TV), “Cennet’in Gözyaşları”na (atv) yerlerini korudukları için tebrikler. Pazar gecesi hepsi zor bir sınav veriyor!

Özlemişim be hocam...

Çok uzun bir aradan sonra Kanal 7’de Feridun Kunak hocaya denk geldim. Bir insanın performansı hiç mi düşmez? Hatta üzerine bir de turbo motor çalıştırabilir mi? Hayatımda bu kadar hızlı akan programa çok az rastladım. Feridun hoca, 20 dakika içinde dua, spor, bitkilerle derman, beslenme tüyoları ve ahlak dersi verdi...



Açıkçası birlikte sunum yaptıkları eşi Serap Kunak’ın tatlı sataşmalarını da olgunlukla gülümseten bir stand-up’a çevirdi. Bu adamın değerini bilelim. Çünkü böyle entegre ekran yüzleri karşımıza çok gelmiyor...

AYDINLIĞA ÇIKACAĞIZ

Mevcut kriminal işler içinde “çocuklar” ekseninde çalışan “Kaybolan Çiçekler”e (FOX) başka türlü bir saygım var...

İnci Ertuğrul dün ekranda yine, henüz 12 yaşında tacize uğrayan kız çocuğunu “kayıp bir ruh olmaktan” kurtardı...

Biliyorum, çoğumuz memleketin bu karanlık yüzünü görmekten çok sıkıldık. Hatta içimiz kavruldu...

Ama Nazım Hikmet’in dediği gibi; “Sen yanmazsan, ben yanmazsam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?”...

KÖTÜ BİR 'GERÇEK KESİT'...

“Gençlik Başımda Duman” (TV8) isimli diziyi izledim. Daha doğrusu izlemeye çalıştım. Vallahi bu arkadaşların hepsi eski işlerinde; ne bileyim “Kısmetse Olur” (Kanal D), “Evleneceksen Gel”de (Show TV) çok daha güçlü oyunculuklara sahipti...



Hepsinin yalandan kıskançlıklarını, aşklarını, aldatmalarını, ağlaşmalarını ben o programlarda çok daha gerçekçi buluyordum...

Ama zorla taşındıkları bu çizgide kötü bir “Gerçek Kesit” (Flash TV) oyuncusu olmaktan öteye gidemiyorlar. Yazık!

DEMEK Kİ...

Demek ki birleşebiliyorlar. Demek ki ötekileştirmiyorlar. Demek ki mevzu memleket olunca güç birliği yapabiliyorlar...

Dün sabah saatlerinde Başbakan Binali Yıldırım, haber ekranlarında Kuzey Irak referandumunun sonuçlarını yorumladı. Her ekranın temsilcisi, Başbakan’ın karşısındaydı...

Her haber ekranı aynı anda yayındaydı. Seda Öğretir moderatörlük yaptı ve haber kanallarının Ankara temsilcileri tüm merak edilenleri sordu...

Uzun bir süre sonra böyle bir ortaklık tablosu ekranda şık durdu. Haberde rekabet olmaz. Tabloya bakınca bunun sağlaması alındı bence, net!