Mesut YarYedisi de ayrı güzel

HABERİ PAYLAŞ

Yedisi de ayrı güzel

Eğer alengirli, entrikalı, kendini tekrarlayan ve meselesini bir yere bağlayamayan dizilerden filan sıkıldıysanız size en romantik teklifimi TRT 1 ekranından yapıyorum. “Yedi Güzel Adam” diye bir dizi var. Henüz ayını doldurdu yayın hayatında. Açıkçası insan izlerken kendini bir kütüphanenin sessizliği, bir şiir dinletisinin huzuru içinde hissediyor. Bir diziyi izlemekten çok dinlemeyi tercih edeceğimi söyleselerdi şaşardım belki bir zaman. Ama “Yedi Güzel Adam” hakikaten bir dinleti lezzetinde. Oyunculuklarında hiç abartı yok. Ağırlıklı olarak tasavvufa göz kırpıyor. Ama iç felsefe yolculuğunu seven izleyici tayfası için bulunmaz nimet. Gerçi o tayfa pek de kalabalık değil. Bu yüzden “Yedi Güzel Adam” dizisinin reytingi düşük ama bıraktığı etki büyük. Dinleyin lütfen, bakın “dinleyin” diyorum. Bir kez olsun!

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Turabi biraz rahat dur abi!

O Fare kazanacak. O hak etti çünkü. Hiç falsosu yok. Kendi “Survivor”unu yaşıyor. Ağlayıp sızlamıyor da. Geliyor bir “kırt” alıp gidiyor. Hayatımda gördüğüm en efendi fare. Biliyorsunuz şu sıralarda “Survivor” adasında (Star TV) karakteri hiç değişmeyen bir canlı var. Sıraladığım gibi belli bir disiplini takip ediyor yarışmada. Henüz kendisi için SMS atan birini görmedim. Ama Acun Ilıcalı oylamaya açsa küçük çaplı bir rekora imza atabilir. Öyle değil mi ama? Görüyorsunuz işte yarışan arkadaşların hepsi yan ceplerde sakladıkları kişiliklerini çıkardılar ortaya. Bozulmayanlar da var elbette. Ama bozulanlar çok fena. Mesela Turabi kardeşimiz eğer frene basılmazsa yeni bir Taner vakası olacak Acun için. Ada sonrasında da değişmeyeceği kesin. Felipe Melo kadar baştan çıkarıcı (!) Taner Tarlacı kadar isyankar. İnsanın içinden “Turabi, biraz rahat dur be abi” diyesi geliyor her seferinde. Ama ne mümkün? Geçelim. İsmail Baki gitti bu hafta. İyi de oldu açıkçası. Yıllarca tırnaklarıyla bir yere getirdiği kariyerini iki hafta sonra sıfırlayabilirdi. Üzülmedim. Hatta sevindim; çok dikkat ederdi kilosuna. Artık hassasiyete gerek kalmayacak bir inceliğe ulaştı. Kazandı kısacası orta vadede...

Haberin Devamı

Mihrap yerinde çıktı!

“Mihrap Yerinde” (Show TV) başladı. Öncelikle teknik açıdan yerli yerinde olanları sıralayalım. Ortam güzel. Dekor yapacağız diye kasılmamış yapımcı. Gün ışığı iyi kullanılıyor. Yüzler senaryonun ışığını yansıtıyor. Gülmekten yere düşürdüğü filan yok ama tebessüm ettiriyor. Makyajlar hoş. Yasemin Yalçın için özel bir gençleştirme efekti uygulanmamış. Usta, kendiliğinden geriye doğru bağlamış takvimi. Zafer Algöz’ü yaşlandırmak mümkün değil sanırım. Ekibin en bunaldığı yer de bu ayrıntı olmalı. Adamı beyaz görmeye alışmışız bir kere. Onu siyah saçlarıyla hatırlayan olmadığı gibi siyah, üstelik boyama siyah saç bir adama ne kadar yakışmaz sorusunun da yanıtı gibi. Kadir Çöpdemir farklı bir oyun çıkarıyor. Saçları sıfırladıktan sonra hayat verdiği karakteri sil baştan yaratabilen bir aktöre dönüşmüş. Mahalle bildiğimiz mahalle gibi. Biraz özlenen cinsten demodeliği var. Ama Mihrap hiç alışılmadık bir anne çizgisiyle çıkmış karşımıza. Hep olumlu; yerinde yani... Ben sevdim diziyi. İzleyici biraz zaman vermeye kararlıysa birkaç bölüm sonra basit ve yayın saatini hakkıyla dolduran bir iş çıkacak gibi ortaya. Hayırlısı artık...

Haberin Devamı

Özledik vallahi!

Kenan Işık ağabeyimizin sağlık haberlerini merakla bekliyoruz. Gelişmeler olumlu. Ancak aramıza katılması için bir süre daha bekleyeceğiz anlaşılan. Bizim dualarımız yine kendisiyle. Önceki gece atv’nin elinde kalan son birkaç bölümlük “Kim Milyoner Olmak İster?” yarışmasından seçilmiş yeni bir bölümle ekrandaydı. Öyle sıcak, öyle samimi, öyle tatlı bir mesafe içinde. Açıkçası ekranda boşluğu doldurulacak tiplerden değil Kenan Işık. Olmadığını, özlendiğini, kaldığı yerden başlasa asla devrilmeyeceğini aldığı reytingle gösterdi zaten. Toplam izleyici grubunda ilk 10 program içine, AB izleyici grubundaysa ilk 5 program içine girerek. Acil şifa dileklerimizle...

Bela mıknatısı gibi çekiyor!

Bazı adamlar vardır. Yaşadıklarını görünce “Bela mıknatısı” dersiniz. Mahir ağabeyimiz de onları andırıyor sanki biraz. “Karadayı”da (atv) hangi türden olursa olsun, hangi taraftan gelirse gelsin, melanet bizzat adamımızı buluyor. Mahallede çıkan kavga bile onun evinin eşiğinde gerçekleşiyor. Bir an önce kurşun mu döktürür yoksa kurşun manyağına mı döner kendi bileceği iş. Ama gidişat gösteriyor ki bu hızla giderse Mahir hakikaten kararacak. Bir şeyleri kaybetmeyeyim derken en büyük hazinesi olan “masumiyetini” yitirecek... O yüzden sormadan edemiyorum; “Dayı yolculuk nereye?” diye...

Cemre Kurtlar Vadisi’ne mi düştü?

Kurtlar Vadisi” isimli dizi Kanal D ile görüşme halindeymiş. Böyle netlik ayarı bozuk haberleri vermek konusunda temkinliyim. Daha önce denendiği bir ekranda yeniden olur mu? Açıkçası nereye gitse kitlesini taşıyan bir dizi. Ama atv’nin elindeki en büyük kozlardan biriyken çok ciddi bir teklifin dışında yerinden oynamayacağını açıklamıştı zaten yapımcıları. Önceki hafta ismi Show TV’yle anıldı. Bu hafta Kanal D ile anılır oldu. Bundan çıkardığım en net sonuç ekranlarda transfer mevsimi başladı. Ve her zaman oldu gibi ilk cemre “Kurtlar Vadisi”ne düştü!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder