Gülse Birsel’in “Aile Arasında” filminden hareketle yapacağı yeni dizi işinde aynı sıcaklığı kullanması gerektiğini not düşmüştüm. Dizinin adı “Jet Sosyete” olmuş. Buradan hareketle istediğimiz o nostalji kokan mizah çıkmaz diye düşünülebilir...
Ama ben tersini düşünüyorum. Yeşilçam’da güngörmüşler üzerinden hatırladığımız çok sayıda “sıcak” film var. Umudumu yitirmiyorum...
Bu arada dizinin yönetmeni Hakan Algül, son dönem Türk Sineması’nın en çok gülünen ve izlenen işlerine imzasını atan çok usta bir yönetmen... Komedi aritmetiği sadece senaristle olmuyor, böyle güçlü bir de ikinci göz gerek. Ocak sonunu merakla bekliyorum, net!
BİR GÜZELLİK
Bingöl’de yapılan “Uluslararası Kısa Film Festivali” hakikaten doğru bir iş oldu. Festival organizatörlerinden Baran Mayda’nın sıklıkla kurduğu “Doğu’da güzel şeyler de oluyor” tadındaki umut öbeği gerçeğe dönüştü...
Göksel’den Kolpa’ya, Fatoş Güney’den Sinan Çetin’e kadar çok farklı isimleri bir araya getiren “Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali”nin “geleneksel” hale dönüşmesi en büyük dileğim. Şehirler sanatla, tarihle ve kültürle anılmalı, haksız mıyım?
HADİ BİRAZ HAREKET
“Vatanım Sensin” (Kanal D) hâlâ perşembe gecelerinin gözdesi. Geçtiğimiz sezonla kıyaslanınca 180 derece dönüşümler var. Mesela Tevfik (şimdilik) aydınlık tarafa geçmiş durumda. Bir İngiliz casusu olan Charles neredeyse Türk subayı olacak, Leon’un aşkı uğruna din değiştirmesi bir adım ötede...
Ama buna rağmen Azize ve Cevdet cephesindeki akış bir hayli yavaş. Bu diziyi bir tarih aksiyon ekseninde izlemeye başlayanlar için gelinen nokta bana göre fazla romantik. Geçen sezondan bu sezona akması gereken aksiyonda bir zayıflık var...
Sanırım dizinin bu hattı yeniden güçlendirmesi, savaşın ikliminde çoklu entrikalara yeniden ve frene basmadan girmesi gerekiyor. Haksız mıyım?
TRT'DEN BEKLENTİM
Star TV, 2017’nin ilk saatlerine Tarkan konseriyle iyi bir giriş yapmıştı. Bu yıl yine şarkılı türkülü gidecek ve melodiler Sibel Can’ın ağzından çıkacak...
Böylece yılbaşı için merak edilen ilk sorunun ilk yanıtını Star TV’den almış olduk. Peki, Kanal D, Show TV, atv ve FOX gibi büyük kanallar ne yapacak? Hepsi bu haftanın sonuna kadar netleşecek. Kanal D’de şu anda Altın Kelebek Ödülleri’nin heyecanı var. O bir dinsin, sağlam bir gol gelir...
Atv yüksek ihtimal milyonluk bir yarışma ile geceyi bağlar. FOX dilerim Tolga Çevik’in “Tolgshoow”uyla hem yeni işinin hem de kahkahanın promosyonunu yapar...
Show TV’nin bir eğlence kanalı olduğundan hareketle çok da zorlanacağını düşünmüyorum ama asıl sürprizi TRT 1 ekranından bekliyorum... Yıllar sonra tüm Türkiye’yi yine tek ekrana kilitleyebilecek bir akış çıkarırsa kısmen asık yüzlü duran önceki yılların tozunu üstünden bir atar pir atar!
BU NASIL KARDEŞLİK?
“Kırgın Çiçekler”de (atv) Meral, Songül, Cemre, Kader ve Eylül’ün her türlü kötülük ve hatta melanete rağmen kısmen iyi niyetli bir “çiçekler kardeşliği” var...
İşin “Sarmaşık kardeşliği” kısmını da “Ufak Tefek Cinayetler”de (Star TV) izliyoruz. Arzu’ya Merve ve Pelin tarafından uzanan ve kardeşlik vurgusuyla altı çizilen son bölüm bana böyle bir çağrışım yaptı...
“Kırgın Çiçekler”de Meral hep yırtıyor. “Ufak Tefek Cinayetler”de Merve hep kazanıyor. Eh doğal olarak da içimden af buyurum “yemişim böyle kardeşliği” duygusu geçiyor. Siz ne diyorsunuz? Bu arada dünyanın küçük, Sarmaşık Sitesi’nin ise çok büyük olması haline bir son nokta geldi. Oya, hem Serhan hem de Taylan ile site sakinlerinin kadrajına girdi...
Böylece sitenin ufak bir ülke büyüklüğünde olmadığını anlamış olduk ki, buna “rahat bir nefes alma” denir!
09 Aralık 2017, Cumartesi 05:00
Haberin Devamı