Yaklaşık bir saat oynanan ilk yarıda topun yalnızca 23 dakika oyunda kaldığı, sakatlıkların ve futbolcular arasında geçen tartışmalarla dolu bir ilk yarı seyrettik. Pendiksporlu futbolcuların oyunu soğutma çabalarının sonuç verdiği ilk yarıda, Fenerbahçe bir türlü istediği tempoyu sahaya yansıtamadı. Oyunun hakimiyetini ele geçiremeyen ve rakibini zorlayacak herhangi bir hücum organizasyonu oluşturamayan sarı-lacivertliler, bunun üzerine 30. dakikada Thiam’ın uzak direğe ortasını iyi bir vuruşla gole çeviren Halil Akbunar’ın golüyle geriye düştü. Son dört iç saha maçının tamamında ilk golü yiyen Fenerbahçe, devrenin kalan kısmında da Pendikspor’a üstünlük sağlayamadı ve bir ilk yarıyı daha adeta çöpe attı.
İkinci yarıya daha baskılı başlayan ev sahibi, 59. Dakikada Mert Hakan Yandaş’ın nefis golüyle skora eşitliği getirdi. Dzeko’nun fazlasıyla top kaybı yaptığı ve fırsatları cömertçe harcadığı karşılaşmada dengeyi bozan gol oyuna sonradan giren Batshuayi’nin penaltı vuruşuyla geldi. Pendikspor’un son bölümüne 9 kişi girdiği karşılaşmada Ferdi Kadıoğlu ve İrfan Can Kahveci’nin ayağından gelen goller ise skoru bir anda 4-1’e getirdi.
İdeal stoper ikilisinden çok farklı bir şekilde Oosterwolde-Serdar Aziz ile maça başlayan Fenerbahçe, ilk devrede beklenildiği gibi savunma çizgisini Djiku’nun savunma lideri olduğu maçların kalitesinde kuramadı. Haliyle Pendikspor’u baskı altına almakta zorlanan Fenerbahçe, çok fazla geriye koşmak zorunda kaldı. Bu baskıyı olabildiğince erken kurduğunda sarı-lacivertlilerin hücumda ne kadar tehlikeli bir takım olduğunu sezon başından bu yana fazlasıyla gördük. Teknik direktör İsmail Kartal, sakatlıklar sebebiyle bu tandemde istikrarı sağlayamadı belki ama bu oyuncuların ikamelerinin de bu oyuna adapte edilmesi ilerleyen maçlar için büyük önem teşkil ediyor. Fenerbahçe, bu uyum sağlanamadığı takdirde derinde bekleyen takımlara karşı oynadığı maçlarda sorun çekmeye devam edecek gibi gözüküyor.