Öncelikle belirtmek istediğim bir nokta var; her insanın kendi özeli, kendi mahrem alanı var ve bunu aşmak kimsenin haddine değil. Özel alanı ifşalamak hırsızlıktan farklı bir durum da değil. Bir insanın özeli ifşalanmışsa, asla ‘iyi oldu ona, hak etti, çekmeseydi orasını burasını kardeşim’ gibi cümleler söylemek kimseye düşmez! Şimdi de gelelim esas konuya...
Son dönemde ünlülerin çıplak fotoğrafları, attıkları DM'ler ve mesajlar gündemden düşmez oldu. Bunun son kurbanı da Aslı Bekiroğlu oldu. Bekiroğlu'nun erkek arkadaşı ile tuvalette çekildiği pozlar ve daha fazlası internete düştü. Kubilay Aka ve Rafet El Roman'ın Instagram'dan attıkları DM'lerin ifşaları da etrafta dolanır oldu.
Aslı Bekiroğlu
E sosyal medyadaki insanların dili de torba değil! Ağır yorumlara ve sıfatlara maruz kaldı ünlülerimiz. Ancak gözüme takılan bir yorum vardı ve fazlasıyla ilgimi çekti: Neden böyle pozlar verme gereği duymuş ki?
İnsanlar neden mahrem anlarının fotoğraflarını çekme gereği duyuyor? Çiftler özel anlarını videoya alınca ellerine ne geçiyor? Bu bir fantezi mi yoksa daha mı fazlası? Hadi bir kısım bunu yaptı, diğer kısım neden bunları yayma ihtiyacı duyuyor? Bir ünlünün ona mesaj attığını görünce ya da insanların özel fotoğraflarını görünce neden ortaya döküyor? Kısacası kafamda deli sorular.
Kubilay Aka ve sevgilisi Miray Daner
Şimdi iki noktayı ele alacağız: İfşa edilenler ve ifşa edenler
Yazar ve Davranış Bilimleri Uzmanı Aşkım Kapışmak, ifşa edilenlerin ve ifşa edenlerin bunu neden yaptıkları hakkındaki sorularımı yanıtladı.
Yaşadığımız yüzyıl, aşkın çok yaşanmadığı bir yüzyıl. Daha kaygılı, daha hızlı yaşıyoruz. Tabii ki bunlar kişilik bozukluğu olan ve şöhret camiasında yaşayan insanlar için daha zor atlatılabilen dönemler. Genellikle gerçek aşkı bulamadığımız için aşkın bir parçası olan cinselliğin peşinde koşarız. Yani 'Cinsel ilişkiye girersem aşkı bulacağım' gibi düşünürüz. Bu durum, yolunu kaybedince insanların daha hızlı yürümeye başlaması gibidir. Biz artık aşkın içinde yolunu kaybetmiş hata yapan insanlarız.
Özel anların fotoğrafını çekmek, narsisizm ile mi bağlantılı?
Narsist kişilik bozukluğu hem Türkiye’de hem dünyada tavan oldu. Soyut becerileri gelişmeyen insanların yani duygusal anlamda tatmin olamayan, gerçek sevgi ve sevebilme becerisine sahip olmayan insanlar, somutun peşinde daha çok koşuyorlar. Yani tahrik olacakları aşk nesnesinin peşinde koşuyor. Ne yapıyorlar; kendi bedenlerini, uzuvlarını, mahrem bölgelerini fotoğraflıyorlar. Aslında kendi kişiliğini çok sevmeyeni bunlarla yüzleşmeyen, öz saygısını geliştirmeyen insanlar, vücutlarını çıplak şekilde çekip kendilerini beğendiklerinde övünülecek yanlar aramaya başlarlar. ‘İçini göremiyorsan dışını seveceksin’ gibi düşünebilirsiniz. narsisizm de böyle bir psikoloji. Narsisizm de sürekli aynaya bakıp kendini sevme becerisidir.
Çıplak fotoğraf çekiyorlar, çünkü aşkı yaşamak istemiyorlar
Narsist insanlar içlerine bakarsa rahatsız olacaktır. Depresyona girecektir. O yüzden bu tip insanlar depresyona girmemek için, kendileriyle yüzleşmemek için kendi 'özel' fotoğraflarını çekiyorlar. Bir de tabi ki sosyal medyanın getirdiği yer artık şu; insanlar aşk yaşamak istemiyor. Aşk arıyor ama aşk yaşamak istemiyor. O yüzden sürekli sosyal medyadan birbirlerine kendi vücutlarını fotoğraflarını yolluyorlar. Aslında bunun adını biliyorsunuz: Cinselliğe davet. Yani seninle birlikte olmak istiyorum. Kendi cinsel organlarını çeken milyonlarca insan var diyebilirim. Duygusal ilişkilerin bittiği yerde bu tip cinsel ilişkiler başlıyor.
Çiftler 'özel' fotoğraf çekiyorsa, ilişkide saygı yoktur
Sadece kişiler değil, çiftler de özel anlarının fotoğraflarını çekiyor. Şöyle düşünebilirsiniz: Duvara asmayacak, Instagram'da paylaşmayacak, kimseye göstermeyecek o zaman niye çekiyor? Bunun sebebi 'ilişkide saygının olmaması' diyor Aşkım Kapışmak ve ekliyor:
İki kişi cinsel ilişki esnasında birbirlerini niye çekerler? Bunlar evli de olsalar, aşık olduklarını da zannetseler, genelde bu iki kişinin ilişkileri içinde saygı yoktur. Saygı olmadığı için siz dışarıdan bu tipleri izlerken çok heyecanlı görürsünüz. Bunlar sürekli daha yüksek reaksiyonları olan, hiperaktif, sürekli gülen, kahkaha atan insanlardır. Ama yalnız kaldıklarında, gerçek benlikleriyle yüzleştikleri için bunlardan kaçarlar. O yüzden ilişkilerinde, aidiyet, huzur, öz güven, benlik saygısı yoktur. Düşünün ki sağlıklı bir ilişkide, bir insanın ya da ikisinin aklına gelir mi videoya kendilerini kaydetmek? Demek ki ilişkide sağlık olmadığı için, gerçek bir aşk olmadığı için üçüncü bir gözleme ihtiyaç duyuyorlar. Bu tahrik noktası.
Çocukluk travmaları buna neden olabilir
Her kişilik problemi gibi, röntgenciliğin de çocukluk travmalarına dayalı bir geçmişi var. Yani kişi kendini veya bir başkasını kayıt alma ihtiyacı duyuyorsa, bu röntgenciliğe giriyor.
Röntgencilik ne yazık ki birçok insanın bir kişilik olmaya başladı. Bunlar çocuklukta anne babaları tarafından travma yaşayan insanlarda olur. Örneğin; anne babasını cinsel ilişkiye girerken görme, ya da ilk cinsel deneyimlerinde bir başkası tarafından görüldüyse ve bundan dolayı cezalandırıldıysa kişi, yetişkin hayatlarında da kendi ilişkilerini görüntüye çekme ve çektirme gibi eğilimleri vardır. Bunun sebebi regresyondur yani geçmişe gidip aynı olayı yaşama ihtiyacı. Tabi yaş ilerledikçe bu haz almaya dönüşür. Utançla haz bir arada olduğu için bunlardan tahrik olur insan. Bütün fetiş eğilimlerin içinde bu vardır.
İfşalar artacak!
Son dönemlerde ifşaların ne kadar arttığına hepimiz şahit olduk. Her platform ifşa videoları ve mesajlarıyla dolu. İşin kötü yanı, ifşalar atacak. Aman dikkat!
Daha çok bu tarz ifşalar ve problemler artacak söyleyeyim size. Duygusal anlamda beslenme azaldıkça güven, sevgi aidiyet azaldıkça daha çok bu tip bozukluklar çıkacak. Hatta sapkınlıklara kadar gidecek ve gitmeye başladı yavaş yavaş.
Kubilay Aka'nın mesajlarını ifşa eden Beyza Güneş
İfşa etme psikolojisi altında şiddet yatıyor
Aşkım Kapışmak, ifşa eden kişilerin psikolojilerinin altında yatan nedenleri 'Takipçi artırmak, daha çok bilinmek, kıskandıkları için zarar vermek, kendi hayatlarını saklamak ve şiddet' olarak sıralıyor. Bu kişilerin tedavi olmadan sağlıklı bir ilişki yaşayamayacağının da altını çiziyor.
Erkekler genelde ifşa etmezler. Bu genelde kadınlarda olur. Bunun sebebi ise bilinç dışında erkek düşmanlığıdır. Yani bir intikam alma duygusu. Çocukluğunda babasına erişememiş kızlar kızlar vardır. Yaşadıkları ilişki deneyimlerinde babadan kaynaklı problem yaşarlar ve erkeklere bilinç dışında öfkeleri vardır. Bu öfkeyi bir şekilde baba ve anne tarafından fark edilmedikleri için ünlü olma istekleri vardır. Ama nasıl ünlü olacaklarını bilemezler. Hem ünlü olma hem de erkeklerden intikamını alma duygusu bir araya geldiğinde erkekten intikam almak için onu zayıf noktasıyla kandırırsın. Kandırdığı nokta da genellikle cinsellik olur. Çoğu erkek de buna atlar. Sonra ifşa ederek hem kendi ünlü olma isteğini gerçekleştirir, hem de erkeklerden intikam alır.
'Kadın özgürlüğünü çıplaklıkla savunamazsınız'
Sosyal medyada bazı yorumlar da vardı. Mesela, ‘Organ onun ister açar ister açmaz, istediği yerini çeker' diye. Bu yorumlara güzel bir noktadan değiniyor Aşkım Kapışmak. 'Kadın özgürlüğünü bir yerini açarak savunamazsınız' diyor ve şöyle devam ediyor:
Aslında bunların hepsinin altında yatan şiddettir. Şimdi fenomenlerin, bazı sanatçıların aşırı derecede belli beden bölgelerini ortaya çıkarmaları ve bunu isteyerek yaymalarının altında farklı bir şey yatıyor. Bilmemiz gereken şey şu; yüzyıllardır kadınların üzerine yüklenen bir dişilik bilinci var. Ben isterim ki Türkiye'deki kadınların kendi haklarını, kadın özgürlüğünü, gücünü savunurken daha çok kişilik üzerine vurgu yapsınlar. Yeteneklerini zekalarını mücadeleci ruhlarını –ki bütün kadınlarıda var- ortaya çıkarsınlar.
Eğer bir kadın topluma tepki olarak 'kadın özgürdür' deyip belli başlı vücut bölgelerini aşırı derecede açıyorsa, altını çiziyorum aşırı, burada bir şiddet vardır. Bu şiddetin karşılığı, yobaz, cahil, ahlak bekçisi insanlardır. Ne yazık ki şiddet şiddeti doğurduğu için yıllardır kadınlar bu konuda yol kat edemediler. Yani kadının gücünü kalçasını göğüslerini açarak 'beden benim diyerek' savunamazsınız. Önce aklın, aidiyetini kadının özgürlüğünün, kadının gücünün yeteneğinin, zekasının vurgu yapılması gerekiyor.
Artan ünlü ifşalarının altında gündeme gelme düşüncesi var mı?
Yeni bir albüm çıkaran ünlünün ifşasının pat diye gündem olması, 'Ünlüler bunu bilerek mi yapıyor?' sorusunu doğuruyor. Bunun yanı sıra, sosyal medya ünlüsü olma hevesinde olan insanlar da ifşa etme eğilimindeler.
Türkiye'de hangi sanatçı ya da bir kadın çıkıp 'Ben şunu başardım kariyerimde şu oldu bir buluş gerçekleştirdim' dediğinde o haber olmuyor. Kadın özgürlüğünü ve gücünü vücudu üzerinden göstermeye çalışıyor. Bunun karşıtı şiddet doğuruyor. Tabi ki her kadın istediğini giyinmek ve yapmakta özgür. Ancak Türkiye ve dünya aşırılığa gidiyor. Yani kadınlar erkekler haklarını ararken göstermeye çalıştıkları unsurlar verilen referanslar genelde beden saldırganlık ve şiddet üzerinden gidiyor.