Murat Çelik10 Ocak

HABERİ PAYLAŞ

Bugün 10 Ocak. Çalışan Gazeteciler Günü. Türkiye’de 62 yıldır ‘kutlanan’ bir gün...

‘Kutlanan’ sözcüğünü tek tırnak içine aldım çünkü aslında 10 Ocakları pek de kutlamıyoruz biz gazeteciler. Keşke kutlayabilsek ama daha çok bir ‘farkındalık’ günü bugün.

*

10 Ocak, 212 Sayılı Basın Yasası’nın 1961 yılında Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiği tarih.

İlk 10 yıl Çalışan Gazeteciler Bayramı olarak kutlanmış, 1971 askeri müdahalesinin ardından gazetecilerin bazı hakları ellerinden alınmış ve bu tarihten sonra Çalışan Gazeteciler Günü olarak yaşanmış, yaşanıyor 10 Ocak günü.

Haberin Devamı

*

Günün adı ‘çalışan’ gazeteciler günü...

Oysa ‘gazeteci’ bazen çalışmaz ya da çalışamaz. Bugün de çok sayıda çalış(a)mayan gazeteci olduğu gibi. Gazeteci, kariyerinin belli dönemlerini ‘işsiz’ geçirmek zorunda kalabilir. Bazılarının kendi tercihidir dönem dönem bir basın kuruluşunda çalışmamak.

Bazılarıysa kovulur kurumundan. Bizim mesleğin doğasında vardır bu durumlar. Geçmişte de böyleydi, bugün de aynı.

*

Mesleğe 1989’da başladım. Habercilikte 34’üncü yılıma girdim yani. Bu süre içinde çok sayıda gazete ve televizyonda farklı görevler yaptım. Çok meslektaşımla birlikte çalıştım.

Bazen aynı takımda, bazen rakip olarak. Farklı sektörlerden, farklı seviyelerde çok haber kaynağı tanıdım bunca yıl içinde.

Dünyanın en keyifli, aynı zamanda en zor mesleklerinden biri bizimki. Özellikle Türkiye gibi bir ülkede, üstelik de Ankara’da habercilik yapıyorsanız daha da zor.

Çoğu zaman ne İsa’ya yaranabilir gazeteci, ne Musa’ya. Haberciyi bu durumdan kurtaracak olan ‘yaranmak’ gibi bir kaygısı, öyle bir derdi olmamasıdır.

En doğrusu budur. Kolay değildir ama mümkündür.

*

Sanatçılar ve sporcular gibi gazetecilerin de egosu yüksektir genelde. Gazetede yazı yazan, televizyon ekranlarında yorum yapan, toplumu etkileme ve yönlendirme gücü olan insanlar için doğaldır ‘ego’ sahibi olmak.

Ancak egosu boyundan büyük olan da çoktur bizim sektörde. O seviyedeki ego sıkıntıdır. Gazeteci başkalarının hayatlarını yaşayan insandır bence. Başkalarının dertlerinin peşinde koşar, başkalarının gündemleri ve takvimlerine göre yaşarız biz haberciler.

Haberin Devamı

Mesleğimiz, topluma mal olmuş, tanınmış insanlarla yakın olma imkânı tanır bize.

O insanlarla kurduğumuz ilişkilerde sınırları iyi çizmemiz gerekir. Her anlamda…

*

Bir yazı yazarız; birileri alkışlar, başka birileri rahatsız olur, kızar, hatta tehdit eder bazen. Üç gün sonraki yazıda bu defa tersi yaşanır. Bir öncekini alkışlayanlar bu defa hakaret eder, küfreder.

Ekranda bir şey söyleriz; birileri ‘yalaka/yandaş’ yaftası asar boynumuza, başka birileri ötekileştirir, hatta düşmanlaştırır.

Herkesin kendi yargısını, herkesin kendi medyasını istediği toplumlarda gazetecinin kaderidir bu durum. Evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda, kendine saygısını koruyarak, toplum yararına habercilik yapmaktır bu işin esası.

Zaman zaman hepimizin eksikleri, yanlışları olabilir ama rota bu olmalıdır. İyi niyet, samimiyet ve süreklilik içinde...

Biz çalışanlar ve bugün için çalış(a)mayanlar; hepimizin günü kutlu olsun.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder