Cumhur İttifakı konusundaki kararlı duruşu... 24 Haziran seçimlerinden sonra kendine başkan yardımcılığı, arkadaşlarına bakanlık istememesi…
Şimdi üç büyük şehirde aday çıkarmama kararı... Ve bu karar sonrası yine pazarlık masası kurdurmama tavrı… MHP’liler Devlet Bahçeli için bir Anadolu tabirini kullanıyorlar. Diyorlar ki “Bu bir ‘bey tavrı’dır.”
MHP BEKLİYOR
‘Bey tavrı’nı açalım... Anadolu’da… ‘Bey’, jestini yapar... Sonra fazlasını konuşmadan kenara çekilir muhatabının atacağı adımı bekler.
MHP Lideri Bahçeli diyor ki, “Biz ‘ama’sız, ‘fakat’sız, ‘lâkin’siz, pazarlıksız üç büyük şehirde aday çıkartmıyoruz. Diğer her yerdeyse varız.”
Şimdi top AK Parti’nin sahasında... Bahçeli jestini yaptı, sözünü söyledi, kenara çekildi. Şimdi AK Parti’nin atacağı adımı bekliyor. Hatta yarın (bugün) MHP Meclis grup toplantısı da yok Meclis’te.
Şu da önemli... Bahçeli, Erdoğan’ın kararını beklerken, o karar sürecine müdahil de olmuyor. İki parti arasında herhangi bir görüşme yok halihazırda. En azından şimdilik.
OSMANİYE... BİLAKİS...
AK Parti, Devlet Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’de aday çıkarmayacak deniyor ya... MHP’den önemli bir isim, “Bilakis...” dedi. ‘Osmaniye’den de aday çıkartabilirler.” Yani MHP, Osmaniye’yi istememiş. Özellikle… Sebebini şöyle izah ediyor o MHP kurmayı: “Devlet Bey, öyle, ‘Kendi memleketimde kaybetmemeyim’ diye şunu yapayım, bunu yapayım diyecek adam değil.
Dünyaları verseniz, hele hele kendi memleketiyle ilgili öyle bir pazarlık yapmaz.
Aksini düşünen Devlet Bey’i tanımıyor demektir.”
BAHA GÜNGÖR
“Baha Güngör’ün en büyük yeteneklerinden biri, ısrarla ve sabırla, göz hizasında kabul görmek için mücadele etmek ve bu mücadele sırasında yenilgilere uğrasa da pes etmemekti. İstanbul’un Asya ile Avrupa yakasını bağlayan Boğaziçi Köprüsü gibi, bir gazeteci olarak kendisinin görevinin de farklı dünyaları bir araya getirmek olduğunu savunurdu.”
Deutsche Welle (Almanya’nın Sesi) Türkçe Servisi, uzun süre yöneticiliğini yapan Baha Güngör’ün ardından böyle yazdı. Meslek hayatımda tanıdığım en objektif gazetecilerden biriydi Baha Ağabey.
Tarafsızlık sınırımızın sonu da ortaktı: Beşiktaş. Birkaç ay önce attığı mesajı duruyor. Şöyle demiş yeni statta ilk maçını izlemek üzere İstanbul’a gelme planları yaparken:
“İlk kez gideceğim mabedimize, Muratcığım… Çocuk gibi heyecanlıyım. Nasip değilse dayak bile yenmezmiş. Nasipse bir şekilde kavuşurum yine Beşiktaşımıza uzun bir aradan sonra.”
Neyse ki nasipmiş be Baha Abi...
Nur içinde yat.
GEÇEN YIL BUGÜN
27 Kasım 2017’de; ABD’deki davanın adı değişti. Reza Zarrab davası, Hakan Atilla davasına dönüştürüldü.
NE GÜZEL LAF
Cahil dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun.
BİLİNSİN İSTEDİM: ARPANATOLİA
2012’de kuruldu. Arp’ta Çağatay Akyol, nefesli sazlarda (kaval, ney, sipsi, cura) Ferhat Erdem ve perküsyonda Suat Kuş…
Türkiye’nin dört bir yanında ve dünyanın sayılı festivallerinde konserler verdi ArpAnatolia. 3 bin 700 yıllık bir geleneği müzikle yaşatıyor bu üç sanatçı.
Hititlerden bu yana Anadolu’da var olan müzik kültürünü, o dönemden gelen çalgılarla bugüne uyarlamışlar; ortaya çok etkileyici tınılar, bambaşka bir sentez çıkmış. Öyle özel, öyle emek yoğun bir trio ki...
ArpAnatolia, Türkiye’yi dünyanın dört bir yanında temsil ediyor. Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde olsa, sponsorlar böyle bir grubu sahiplenmek için birbirleriyle yarışır. Bizdeyse durum tersine maalesef. Kayıtlara geçsin istedim.