Son dönemde çevremizde neredeyse herkes hasta. Kiminde ateş, kiminde kas ağrıları, kiminde öksürük, kimindeyse hepsi var. Bu durumu ve daha fazlasını konunun uzmanlarından birine, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol’a sordum. İşte Esin Hoca’nın yanıtları…
BİZ NE YAŞIYORUZ BÖYLE?
Şu anda mevsimsel bir salgın yaşıyoruz. Solunum yolu virüsleri ile bulaşma ve bu hastalıklar kış aylarında artar. Ateş, halsizlik, kırıklık ve öksürükle seyreden olgular, sıklık sırasına göre şöyle:
Grip (H1N1)
COVID-19 (muhtemelen yeni varyant JN.1)
RSV
Soğuk algınlığı/nezle etkenleri. Çocuklarda RSV adlı öksürük, bronşit ağırlıklı gribal tablo yapan virüs ve influenza daha yaygın. COVID-19 ise çocuklarda çoğunlukla belirtisiz seyrediyor.
COVID-19 AŞISI ARTIK BİTTİ Mİ?
Aslında COVID-19 için ülkemizde mevcut olan tek aşı, yani ilk aşı (eski, güncellenmemiş olan) artık yeni varyantlara karşı pek korumadığı için aşı dozlarının üzerinden yaklaşık iki yıl geçmesi nedeniyle, bu mevcut aşıyla tekrar aşılanmayı önermiyoruz. Ama ağır hastalık ve hastaneye yatışlara karşı ilk yaptırdığımız seriler bizi hâlâ koruyor gibi görünüyor. Ancak üst üste COVID-19 geçirenler, bir önceki sefer ağır geçirenler ve ileri yaştakiler kendilerini maskeyle çok iyi korumalı. Çünkü dünyada artık ‘altın standart’ oldukları kabul edilen COVID-19 ilaçları ülkemizde yok.
Gribe gelince… Grip, aşıyla önlenen ya da hafif geçmesi sağlanan, bizim “paçavra hastalığı” diye tarif ettiğimiz ciddi bir tablo. İlacı da var aslında ama test yapıp kullanmak gerek. Çünkü ilaç-ilaç etkileşimleri ve yan etkileri olabilir. Dikkatli ve hedefe yönelik kullanılmalı. Grip ve COVID-19, mevsimsel kış ölümleriyle de dolaylı olarak ilişkili. İkisi de kalp krizi ve inme riskini artırıyor, özellikle zatürre ile seyreden olgularda bu risk daha yüksek.
KOMBO SALGIN
Kimilerinin dediği gibi ‘kokteyl virüs’ diye bir şey yok. Belki ‘kombo salgın’ demek daha doğru olur. Üç ya da dört etken, bazen araya bakterileri de alarak tam gaz mevsim kabusu gibi sürüyor. Bazen insanlar (çoğunlukla da aktif, üretken, çalışan, okulda çocukları olan orta yaş grubu) peş peşe hepsine birden yakalanabiliyor. Toplu alanlarda hava ve yüzey kirliliği ile yetersiz aşılanma, salgının süre ve şiddetini artırıyor.
Aslında pek çok insan, gribal infeksiyon geçirirken, kalbi, karaciğeri, böbreği, akciğeri korumak için mutlak gerekli, hatta yaşamsal olan 2-3 gün istirahate bile zaman bulamayıp avuç avuç ilaç kokteylleri ya da etkileri kısa ve aslında işe yaramayan (bazen alerji ve başka sakıncalar da içerebilen) serum dopingleri yaptırarak, gribal infeksiyonla ilişkili süreci ve sonrasını riske ediyor. Klinik bulguların hiçbiri COVID ile gribi ayırt ettirmez. Örneğin yeni COVID varyantında mide-bağırsak şikayetlerinin daha sık olduğu bildirimi var. Muhakkak test yapılmalı ve öyle yönetilmeli. Kış mevsimlerinde okullarda ve bölgesel test merkezleri kurup testler yapılmalı ve hasta kişilere mutlak istirahat verilmeli. (Devam edecek…)