Giriş
Merkezinde TSK ve MSB’nin yer aldığı gündem başlıkları hakkında Ankara’daki son değerlendirmeleri ve ilgili makamların görüşlerini derledim. Aşağıda okuyacaklarınız, güvenlik ve istihbarat yetkilileri, askeri kaynaklar ve Milli Savunma Bakanlığı çevrelerinden alınan bilgilerin harmanlanmasıyla ortaya çıkan özettir.
Libya dosyası
Libya’yı Ulusal Mutabakat Hükümeti ve Başkanı Sarraj temsil ediyor. Barıştan yana olan, tüm kurallara uyan da o. Buna karşılık Hafter bütün uluslararası girişimleri sabote etti. Türkiye, davet üzerine askeri eğitim, işbirliği ve danışmanlık için orada. Eğitim ve insani yardım malzemesi de gönderdi. Libya’da eğitim ve danışmanlık veren yeteri kadar Türk askeri var.
Denge de zaten Türkiye’nin bu varlığıyla değişti. ABD’nin ‘İrini operasyonu’ meşru Libya hükümeti ve Türkiye’ye karşı atılan bir adım. Hem Libya, hem Yunanistan / Güney Kıbrıs ile ilgili gerçek şudur: Doğu Akdeniz’de de, Ege’de de, kimse Türkiye’nin içinde yer almadığı bir formülü hayata geçiremez.
Darbe söylentileri
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) komuta kademesi ve Milli Savunma Bakanlığı (MSB), konunun her boyutuyla, her anlamda sürekli müteyakkız şekilde çalışıyor. “Darbeye, vesayete hayır” diyorlar. Şu anda ortada, ‘darbe söylentileri’ne neden olabilecek, böyle bir riske dair resmi, somut hiçbir veri yok.
Ama 14 Temmuz 2016’da da – yani FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce de – bilinen bir şey yoktu. Dolayısıyla yetkililer konuya, “Yok diye bir şey yok” genel prensibi, “Şüphe, aklın yarısı” anlayışı doğrultusunda “Her an, her şey olabilir” ilkesi çerçevesinde yaklaşıyor.
FETÖ ile mücadele
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele konusunda ne gerekiyorsa, 15 Temmuz itibarıyla var olan kararlılıkla, aynı şekilde yapılıyor. Çalışmalar aralıksız şekilde ve önyargısız, olay kişiselleştirilmeden sürüyor. İstihbarat birimleriyle birlikte yapılan çalışmalar sonucu oluşan dosyalar yargıya intikal ettiriliyor. MSB’de bekletilen tek bir dosya yok.
Davutoğlu'nun iddiaları
Gelecek Partisi Genel Başkanı, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, FETÖ davası sanıklarından eski Tümgeneral Mehmet Dişli’nin MİT raporuna rağmen son anda emekli edilmediği yönünde bir açıklama yaptı. Yetkililer, Davutoğlu’nun o dönem (2015) Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) başkanı olduğunu hatırlatıp eski Başbakan’ın sözünü ettiği belgeden de ilk defa geçtiğimiz günlerde haberdar olunduğunu söylüyor.
Müyesser Yıldız'ın tutuklanması
Gazeteci Müyesser Yıldız’ın tutuklanmasıyla sonuçlanan sürecin, MSB ya da bakanın şikayeti üzerine başladığı yönünde iddialar gündeme gelmişti. Yetkililer “Sıfır. Tamamen MSB’nin dışında. Bakan ya da bakanlığın bir şikayeti de, bu konuyla herhangi bir ilgisi de yok” diyor.
Hiyerarşi ve mutlak itaat şart
Dışarıdan TSK’ya nüfuz etmek için medya dahil her türlü aracı kullanan odaklar elbette var. Yaklaşık 500 bin kişilik bu homojen yapı içinde zaman zaman farklı hesapları olanlar çıkabiliyor. MSB ve TSK yönetimi, ‘hiyerarşik disiplin’ ve ‘görev çerçevesinde mutlak itaat’ konularında tavizsiz. Alt kadroların sürekli uyarıldığı bu noktaları zedeleme riski olan personel ve faaliyetleri hakkında MİT ve Emniyet İstihbarat ile işbirliği yapılıyor.
İstişare, adalet, liyakat
Yetkililer, ordu içinde herkesin benlik ve bencillik duygusuna kapılmadan, duygusallaşmadan, ön yargı, kurumsal taassup göstermeden çalışmasının esas olduğunun altını çiziyor. Objektif, ilmî, vatan ve milletin hak, menfaatleri doğrultusunda, istişare kültürüyle görev yapmanın önemine vurgu yapılıyor.
İstişare, adalet ve liyakat, ‘temel sütunlar’ olarak adlandırılıyor. İsim verilmiyor ama bu son mesajlar, yakın zamanda görevden alınan ve ardından emekliye ayrılan Emekli Tümamiral Cihat Yaycı vakasına ilişkin gibi görünüyor.
