Oyun, reklamcılık, gayrimenkul, perakende ve fuarcılık gibi hemen her alanda etkisini hızla hissettiren sanal evren Metaverse, sanat dünyasının geleceğini de şekillendirmeye başladı. Dijital dünyayı yakından takip eden ve eserlerinde sürekli bu konuya değinen Yapımcı Birol Güven, uzaylı türkücü Mustafa Topaloğlu, oyuncu ve yorumcu Selen Görgüzel ile Metaverse’ün sanata neler katabileceği konusunda keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Akılalmaz yorumları sizler için kesmeden aktarıyoruz.
DİJİTAL MEDENİYET
Birol Güven: Bu alemde herkes filmin oyuncusu olacak.
Metaverse’ü dünyanın bir eş ikizi ya da insanın bugüne kadar yarattığı medeniyetin dijital şekilde tekrar üretilmesi olarak değerlendirebiliriz. Yani dünyanın bir simülasyonu. Bizler şu an internete çeşitli cihazlarla uzaktan bağlanırken çok yakında onun içine gireceğiz. Gözlüklerle, giyilebilir teknolojilerle bu yeni evrenin içinde var olacağız. Artık filmi seyretmek yok, filmin içinde olmak var. Eskiden Brad Pitt ile Angelina Jolie’yi seyrediyorduk artık Angelina ile beraber biz de oynayacağız. Brad Pitt artık servis dışı kalacak.
FIRSAT ÇOK BÜYÜK
Hayatımızda olan her şeyin bir Metaverse versiyonunun olacağını söylemek çok yanlış olmaz. Toplantılarımızı, iş görüşmelerimizi, dost sohbetlerimizi, etkinlikleri, konserleri hepsini bu evrende gerçekleştireceğiz. Bütün bunları dijital ikizlerimizle yapacağız. Bu yeni evren tabii ki aynı zamanda büyük fırsatlar demek. İnsanların büyük bir kısmı işsiz kalırken daha büyük bir kısmının başını kaşıyacak hiç vakti olmayacak. 13 bin yıllık bir medeniyetin dijital bir eşinin tasarlanması gerekecek.
HERKES İŞBAŞINA
Bugünden itibaren şarkıcıların Metaverse konserlerine, sanatçıların dijital sergilere ve müzayedelere hazırlanmaları gerek. Mimarlar ve grafikerler şu an hayal edilen bu evreni baştan sona tasarlamak zorunda. Sınır yok. Yine 100 milyonlarca insanın gidip izleyebileceği tiyatro oyunları olabilecek. Sınırsız sayıda insan bir sinema filmini hep beraber seyredebilecek. Futbol takımları milyonlarca insana kombine bilet satabilecek. Her maçı gözlüklerimizi takıp aynı tribünde seyredebileceğiz.
GÖKYÜZÜNDE KONSER VERECEĞİM
Mustafa Topaloğlu: Metaverse’ü önce ben buldum.
Benim anlattıklarımı çoğu kişi göz ardı ediyor ama insanlık adına kainatı araştırmaya devam ediyorum. Bana ‘uçuk kaçık’ dediler... Ben hep sabırla ‘beni birgün anlayacaklar’ dedim. İşte o gün bugün. Ben 40 sene önce sanal evrenden ve uzaydan bahsederken bunları anlatıyordum. ‘Gökyüzünde konser vereceğim’ lafını boşuna söylemedim. Adamlar şimdi bu işin baş mimarı oldu. Ben ‘uzaydan geldim’ deyince olayın derinine inmediler.
BEN HEP ETKİNİM
Ben Metaverse aleminde de etkin olacağım. Konserler veririm, etkinlikler düzenlenir... Çok büyük kitlelere hitap edilir. Ben neden ‘uzaylıyım’ dedim? Komik şeylerin ciddi, ciddi şeylerin komik olduğunu gördüm. Onlar benim şaka yaptığımı sanarken ben ciddiydim. İnsanlar gelecekte uzayda yaşayacak. Ben bu bütünlüğe inanarak 'uzaydan geldim' dedim.
ANLAMADILAR
Metaverse dünyası da bir hayalin ürünü. Ben bunun birgün gerçekleşeceğini de yıllar önce söylemiştim. Hatta herkes bu fikre odaklansın diye ‘Mars’ın tapusu bile bende, isteyene yer vereceğim’ demiştim. Orada ‘Topaloğlu hayratı çeşmesi yaptırdım’ demiştim. Yani hayal dünyasının nasıl gerçekleşebileceğini ifade etmeye çalıştım. Ama beni anlamadılar. Ben 1986’da ABD’ye gidip orada 1 buçuk yıl kaldım. Oradaki bilim adamlarıyla tanıştım, fikirlerime büyük ilgi gösterdiler. Onlar beni anladılar ama bizimkiler anlayamadı.
KONTROL ŞART
Selen Görgüzel: Bu dünya beni biraz ürkütüyor.
Çoğu kişi zaten yıllardır Instagram dünyasında kendi Metaverse alemini kurmuş durumda. Sanal bir yaşamın içerisinde hayatlarını sürdürüyorlar. Yani böyle bir yaşama kendilerini uzun süredir inandırmışlar. Hayal ettikleri dünyayı buralarda yaşamaya çalışıyorlar. Bu bence biraz tehlikeli. Var olan işlerin dijital dünyaya yansıması ve yansıtılması günümüze ayak uydurmak için önemli, ancak bunun bir kontrol mekanizması olmalı.
AYNI KEYFİ SAĞLAR MI?
Ben, sanatın canlı kanlı olması gerektiğine inanıyorum. Metaverse, geleceği şekillendiren keyifli bir his verebilir ama sanatın telefona veya dijital dünyaya sığabileceğini düşünmüyorum. Mesela ben pandemi dönemi satın aldığım halde online tiyatro oyunu izleyemedim, o tadı alamadım. Keza online müzeleri de çok heyecanla deneyimleme arzusunda olmama rağmen canlı gezerken aldığım keyfi bulamadım.
ARAZİMDE GEZMELİYİM
Bu sistemin sanal bir dünya yaratarak bizi iyice evde oturtma fikri ve her şeyin robotlaşacak olması ürkütücü geliyor. Sanal para, arazi, tablo... Bunlar suistimale çok açık geliyor. Ben aldığım tabloyu duvarıma asıp kahvemi yudumlayıp seyretmeyi veya aldığım araziye gidip bir şeyler ekmek, toprağına çamuruna bata çıka yürümek isterim.