İçişleri Bakanı Süleyman Soylu önceki gün, FETÖ’nün kripto haberleşme sistemi ByLock hakkında son bilgileri paylaştı. 25 bin 149 yeni ByLock kullanıcısı tespit edildiğini, 1387’si kamuda aktif görevde olan 7 bin 694 kişinin belirlendiğini açıkladı.
Ayrıca ByLock kullanıcısı olmayıp, ByLock yazışmalarında adı geçen FETÖ ile iltisaklı olan 679’u kamuda aktif görevde 2 bin 341 kişinin tespit edilerek savcılıklara bildirildiğini açıkladı.
Kamuda FETÖ temizliğine dair yeni bir işaret olarak yorumlanan bu açıklamadan hemen sonra İçişleri Bakanı Soylu dün de, 15 Temmuz darbe girişiminin “mahrem imamı” Adil Öksüz ile ilgili şunları söyledi: “Adil Öksüz’ün nerede olduğunu biliyoruz. Ama bizde kalsın. Nasıl PKK’ya, DHKP-C’ye biz izleme yapıyorsak aynısını FETÖ’ye yapıyoruz…”
Adresi bile belirlendi
Bakan Soylu’nun Adil Öksüz’ün “Bizde kalsın” dediği yer ise Almanya. Evet, Türk adli makamları Adil Öksüz’ün kullandığı araç plakası, kaldığı adrese kadar tüm detayları Alman makamlarına verdi, ancak Almanlar onu yakalayıp teslim etmek yerine korumayı tercih ediyor. Birçok ülkede olduğu gibi siyaset ve istihbarat birimleri ayrı, terörle mücadele birimleri ayrı telden çalıyor.
Alman dış istihbarat kurumu Federal Haberalma Teşkilatı (BND) Başkanı Bruno Kahn, 15 Temmuz sonrası Türkiye’deki darbe girişiminin arkasında FETÖ yapılanmasının bulunduğuna ikna olmadığını açıklamıştı. Türk İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin Alman yetkililerle her görüşmesinin birinci maddesini hep FETÖ oluşturdu. Dosyalar verdi, adreslerden araç plakalarına kadar hepsi bildirildi.
Kimi Alman yetkilileri Türkiye’nin sahip olduğu detaylar karşısında söyleyecek söz bulamadı. “Adil Öksüz, Almanya’da değil” diyen tek yetkili olmadı. Peki Almanya neden FETÖ’yü bu kadar koruyor? Çünkü FETÖ, esas olarak Amerikan istihbaratı tarafından desteklenen bir örgüt.
Almanya da bu bağlamda FETÖ’yü koruyor, topraklarında FETÖ’nün her türlü faaliyetine destek oluyor.
Çünkü, FETÖ, Alman istihbaratına da çalışıyor. Ülke içinde de ABD ve Almanya lehine kullanabilecekleri operasyonel gücü olduğunu düşünüyorlar. Şimdi birileri FETÖ-BND ilişkisine kanıt isteyecek. O zaman 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili TBMM’de hazırlanan rapordan, FETÖ yöneticilerinden Cemal Uşak’ın, BND ajanlarıyla ilgili yaptığı görüşmenin yer aldığı 318’inci sayfasını okumanızı tavsiye ederim.