15 Temmuz darbe girişimine subay ve astsubay rütbesinde katılan FETÖ’cü sayısı 5 bin 600 olmasına rağmen TSK’daki mevcudunun bu rakamın en az 10 katı olduğu tahminleri yapılıyordu. Bunları tespit etmek için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (DKK) bünyesinde Tümamiral Cihat Yaycı ve ekibi tarafından FETÖMETRE kriterleri hayata geçirildi. DKK’nın 18 bin subay atstsubay mevcudu vardı ve neredeyse tamamı FETÖMETRE ile tespit edilen 5 bin FETÖ örgüt üyesi ihraç edildi. FETÖMETRE, her nedense Kara ve Hava Kuvvetleri’nde aynı etkinlikte uygulanmadı.
FETÖ’cülerin tespitinde ByLock kullanımı da önemli bir kriterdi. Ancak, gizliliğine en çok önem verdiği TSK’daki üyelerinden yalnızca 717’sinin telefonlarına örgütün kripto haberleşme sistemi olan ByLock yükledi. TSK’daki onbinlerce FETÖ’cünün tespit edilmesinde en etkili yöntem ise 2016 yılı Kasım ayında yine bir FETÖ “mahrem imamını”itirafıyla başlayan “Ankesörlü hat” adı verilen soruşturmaları oldu.
30 bin FETÖ’cü tespit edildi
Darbe girişimine 5 bin 600 FETÖ’cü subay astsubay katılırken, “Ankesörlü hat” operasyonuyla bunun üç katı, yani 14 bin 433 FETÖ mensubu açığa çıkarılarak gözaltına alındı. Öyle ki, bunlardan 6 bin 26’sı FETÖ üyeliğini itiraf etti. İtirafçı oranı yüzde 42’yi buldu. TSK’daki üyelerinin gizliliğine son derece önem veren FETÖ, “mahrem imamlarla” subayların irtibatını, cep telefonu ya da ByLock ile değil büfe, market, bayii gibi yerlerdeki sabit hatlarla sağladı. Peryodik aralıklarla yüzyüze yapılan görüşme yer ve zamanında bir değişiklik olduğunda, sivil imam, TSK’daki örgüt üyesini cep telefonundan arayarak 10-20 saniyelik konuşmasında yer, saat değişikliği ya da ertelemeyi bildiriyordu.
Görüşmeler yine yüz yüze yapılıyordu. İşte bu yöntemin ortaya çıkarılmasından bugüne kadar 14 binden fazla kişi tespit edilerek gözaltına alındı. Bu 14 bin kişi yanında Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki bilgi havuzunda tespit edilen 15 bin kişinin bilgileri de yer alıyor. Yani “Ankesörlü hat” soruşturmalarıyla TSK’da 30 bine yakın isim tespit edildi.
Gözaltına alınan 14 bin kişiden 6 bininin itirafçı olmasına rağmen, firari örgüt üyeleri, bu yöntemin FETÖ üyeliği için delil olamayacağı kara propagandasını yapıyordu. Bu konularda bazı siyasetçilerden destek alıyor, mahkemelere raporlar sunuyorlardı.
Bir çoğundan mahkumiyet çıkmasına rağmen bazı mahkemelerden de beraat kararları çıkıyordu. Ancak, yüksek yargı bu konuda son sözü söyledi; Yargıtay 16. Ceza Dairesi “Ankesörlü hat” davaları için emsal bir karar alarak, bunun FETÖ üyeliğine dair bir delil olduğunu karara bağladı. Bu çok önemli gelişme FETÖ üyelerinin heveslerini kursaklarında bıraktı. Kararda 8 kriter var. Onları değerlendirmek bir başka yazı konusu olsun. Şimdilik, FETÖ’cülere bu kötü haberi vermekle yetineyim.