Giriş
Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadelede “İN” benzetmesi, 2014 yılından beri özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sıkça kullanıldı. “İnlerine gireceğiz, inlerine girdik” denildi.
Kimileri FETÖ elebaşı Gülen’in yıllarca kullandığı Altunizade’deki FEM dershanesinin beşinci katındaki örgüt merkezine girildiğinde, kimileri FETÖ’cülerin gazete adı altında çıkardığı “Zaman” isimli paçavraya, kimileri FETÖ’nün para kasası Bank Asya’ya el konulduğunda aynı ifadeleri kullandı.
Bana sorulduğunda hep, “FETÖ’nün ini, ne dershanesi, ne bankası, ne de gazetesidir, FETÖ’cülerin ini mankurtlaştırılmış beyinleridir. Oraya girildiğinde inlerine girilmiş olacak” cevabını verdim. Ve nihayet bunu söyleyebileceğimiz bir döneme giriyoruz. Artık Türkiye Cumhuriyeti devleti hukukuyla, soruşturmalarıyla, araştırmalarıyla “FETÖ’nün ini” olan mankurtlaşmış beynine girmeyi başardı.
Bunu yazmamın nedeni şu; devletin soruşturma birimleri baştaTürkiye’deki FETÖ üyelerinin ne yaptığını geriden takip ediyordu. Bunda devlet içinde etkili konumdaki FETÖ mensuplarının bulunması yanında, mücadele için gerekli bilgi eksiklikleriydi; düşman tam olarak tanınmıyordu.
Bir yandan devlet içinde özellikle asker, polis gibi güvenlik bürokrasisindeki FETÖ temizliği kararlı biçimde devam ederken diğer yandan bilgi ile örgütün bir adım önüne geçilmiş durumda.
Yüzde 46’sı itirafçı
Bir kaç kez yazdım; FETÖMETRE ve ankesörlü hat operasyonlarıyla darbeye karışan 5 bin 600 subay ve astsubaydan oluşan FETÖ’cüler tasfiye edilirken bunun dışında 25 bin FETÖ’cü daha tespit edildi.
15 bini ihraç edildi diğerleri ile ilgili işlemler peyderpey sürüyor. FETÖMETRE örgütün TSK’daki DNA’sını çözdü. Örgütün beynine girilmiş olmasına ilişkin ön önemli veri, gözaltına alınanların yüzde 46’sının yani neredeyse yaklaşık yarısının itirafçı olması.
Sivil mahrem imamlarıyla irtibatı kesilen TSK içerisindeki FETÖ üyeleri başka çıkış bulamıyor. Öte yandan Ankara Emniyet Müdürlüğü FETÖ’nün yeniden yapılanma çalışmalarına karşı çok önemli bir operasyon yaptı.
Uzun süredir örgütün yeniden yapılanma çalışmaları Emniyet tarafından takip altında tutuluyor. Kılıktan kılığa giren FETÖ’cüler kendilerinin hep bir adım ileride olduğunu düşünüyordu.
Ama Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün FETÖ’nün kadın yapılanmasına yönelik yaptığı operasyonda Yasemin Ören ve ilişki kurduğu diğer örgüt üyelerine operasyonu, devletin örgütün önüne geçtiğini gösterdi. Yasemin Ören operasyonu bir başlangıç gibi görünüyor.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül son açıklamasında, sivil yapılanmaya yönelik operasyonların devam edeceğini söylemesi bunu gösteriyor. Zaten bir çok itirafçı örgüt ile ilgili mücadele ileriye götürecek çok önemli bilgi ve belgeler vermişti.
Artık devlet FETÖ’cülerin beyninin içinde, ne yapacağını önceden kestiriyor. Beynine girilen FETÖ’nün telaşı da bundan kaynaklanıyor.
