Başlık size birini hatırlattı mı? “Evet, Bülent Arınç’ı” dediğinizi duyar gibiyim. Arınç, kısa süre önce FETÖ’den ihraç edilmiş kişileri savunmak için şunları söylemişti; “Evime temizliğe gelen daire başkanı kadını görünce yerin dibine geçiyorum, benzinlikte pompa tutan Danıştay üyesini görünce perişan oluyorum.” Kendisine çağrı yapmıştım; “Bu kişilerin isimlerini açıklayın, araştırılsın haksızlık varsa, hakkı savunulsun” diye, ama ses çıkmadı.
KHK ile ihraç edilenler arasında haksızlığa uğrayan var mı? Elbette, OHAL komisyonu şu ana kadar bu şekilde 7 bin 500 isim belirledi. İncelemeler hâlâ sürüyor. Arınç, gerçekten haksızlığa uğrayanların hakkını savunacağına soyut iki örnek üzerinden, büyük çoğunluğu FETÖ üyelerinden oluşan KHK kapsamına giren kim varsa aklama yolunu seçiyor.
Asıl haksızlık yaptığı ise gerçekten mağdur olanlar. Peki FETÖ’nün 15 Temmuz gecesi katlettiği 251 şehidin, 2 bin 193 gazinin, ihanete uğramış Türk milletinin hakkı ne olacak? Yalnız onlar mı, FETÖ’nün kumpasıyla hapis yatanlar, hayatını kaybedenlerin hakkı ne olacak?
Bülent Arınç sözleriyle kimlerden bahsetti bilmiyorum ama ben her gördüğümde yerin dibine geçtiğim bir örneği paylaşayım. Bakırköy’de fotokopicilik yapan Mehmet Noyan, İstanbul’da Hava Harp Okulu’nda matbaa bölümünde mücellit olarak çalışıyordu.
‘Hakkarili’ diye hedef aldı
FETÖ’cü olmadığı için o da kumpasa uğradı.
“Kartal Yuvası” Hava Harp Okulu’nu FETÖ’cü yuvasına çeviren FETÖ’cüler, 7 Eylül 2011 günü, anahtarı yalnızca Matbaa Kısım Amiri’nde olan dolapta saklanan 400 CD arasında, içinde sahte polis kimliğine ilişkin görüntülerin bulunduğu CD buldular. FETÖ’cülerin kendi yerleştirdiği CD’yi bulmaları yalnızca 5 dakikalarını almıştı.
Mehmet Noyan, kumpasın başını çeken Hava Harp Okulu İstihbarat Şube Müdürü FETÖ’cü eski Binbaşı Ecir Şık ve ekibi tarafından iki hafta boyunca, sahte kimlikten çok Hakkarili ve Kürt olması üzerine sorgulandı. CD’nin kendisinin olmadığını, kendisine ait bir alanda bulunmadığını söylese de, tezgahı kuranlar tarafından mahkemeye verildi. Mahkeme kararını vermeden 2013 yılında memuriyetten atıldı.
Ceza da arkadan geldi; Mehmet 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mehmet Noyan, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne itiraz etse de kabul edilmedi. Hukuk savaşına devam eden Mehmet, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bir kez daha Bakırköy 12. Asliye Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, kurulan kumpası gördü ve Noyan’ın beraatine karar verdi.
Mehmet Noyan’ın dosyası halen İstinaf Mahkemesi’nde görüşülmeyi bekliyor. Atılan iftiradan beraat etse de halen memuriyet görevine dönebilmiş değil. Fotokopici Mehmet, tam 8 yıldır görevine dönmeye bekliyor. İşte, ben her gidişimde Mehmet’in yüzüne bakamıyorum, böylesine mağdur bir kişi karşısında yerin dibine giriyorum.
Peki, Mehmet’e bu kumpası kuran Ecir Şık kim biliyor musunuz? 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın derdest edilmesi ile ilgili Hava Harp Okulu’ndaki toplantılara katılan FETÖ’cülerden biri. Önceki günkü duruşmada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bülent Arınç üzülecekse düştüğü hale ve fotokopici Mehmet’e üzülsün.