Gazeteci Murat Sabuncu

Siz onu, “terörist” olarak tanıyorsunuz. Oysa biz onunla 1994 yılında Milliyet gazetesinde habercilik heyecanıyla çalışan iki arkadaştık. Zor günlere beraber göğüs gerdik, habercilik heyecanı hayattaki tüm duygulardan üstün oldu. Onun yazdığı ve yönettiği gazete sayfalarında birçok haberi bilirsiniz, ama adını duyan neredeyse yok gibiydi. Ama artık tanıyorsunuz; Cumhuriyet gazetesi davasında yayınlanan yayın yönetmeni Murat Sabuncu’dan söz ediyorum.

Dostluğumuz 2011’de Silivri cezaevinde tutuklu olduğum zaman devam etti. Hrant Dink’in kardeşi Hosrof Dink ile birlikte ailem dışında görüşme izni verilen üç kişiden birisiydi. Geçen yıl Ekim’de Cumhuriyet gazetesi operasyonunda tutuklanınca o da beni “görüşmeci” yazdı ama OHAL uygulamaları ona karşı vazifemi yapmayı engelledi. Eşi Eylem aracılığıyla selamlaşabildik.

Algılarla olgular farklı

Hayat algılarla olguların ne kadar farklı olduğunu gösteriyor. Savunanların ya da tepki gösterenlerin çoğunluğu Murat’ı tanımıyordur. “Murat hakkında ne biliyorsunuz, ne kadar tanıyorsunuz?” diye sorsam, söyleyebilecekleri tek şey, “Cumhuriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni” olur.

Oysa Cumhuriyet’e kadar Murat’ın gazetecilik adına yaptığı ne önemli işler, heyecanlar, mutlulukları, hayal kırıklıkları var. Kaç kez işsiz kaldığını, iş aradığında hangi cevaplarla karşılaştığını, mesleğine tutunmak için nasıl mücadele ettiğini bilmezler. “Terörist” yaftası yapıştıranlar da tanımaz Murat’ı.

Ama artık tanıdıklarını düşünüyorum, Çünkü dün Cumhuriyet davasında savunmasını yaptı. Tıpkı önceki gün Kadri Gürsel’in, Musa Kart’ın ve Akın Atalay’ın yaptığı gibi gazeteciliği, en çok da gazetecilik mesleğini savundu.

Altın harflerle yazılacak

İddianamede yazıldığı gibi terör örgütlerin hiçbirisiyle ilgisi ve ilişkisi yok. Attığı twitler ve yönetici olarak gazete başlıklarından suçlanıyor. Hatta 2016 yılı Eylül ayında Cumhuriyet’in başına atanan Murat, yöneticilik yapmadığı dönemdeki başlıklardan da sorumlu tutulunca, onları da gazetecilik adına sahipleniyor. Sadece gazeteci olarak değil Genel Yayın Yönetmeni olarak da gazetesine sahip çıkıyor. Kaçmıyor, hapsi göze alarak arkadaşlarını, gazetesini savunuyor. Cumhuriyet’in tarihine altın harflerle geçiyor.