Geçen gün televizyonda 2016 yapımı bir Amerikan filmi izledim; hani “ABD suç işler Hollywood temizler” denilen cinsten, adı; Jack Reacher 2. Filmin karamanı olan Amerikan Özel Kuvvetler Birliği’nde görev yapmış eski Binbaşı Jack (Tom Cruise), eski görev yerinde irtibat kurduğu bir kadın Binbaşı ile tanışmak için karargaha gider. Ama kadın Binbaşı tutuklanmıştır.
Kahramanımız Jack komployu sezer; Afganistan’da ABD ordusuna ait silahların, bölgede ABD adına görev yapan “Para Source” isimli özel güvenlik şirketi tarafından teröristlere pazarlandığını ortaya çıkaran kadın Binbaşı, şirketin Amerikan ordusundaki işbirlikçisi olan subaylar tarafından tutuklanmıştır. Jack Reacher işe el atar, cezaevinden kaçırdığı kadın Binbaşı ile birlikte “ABD ordusunun silahlarını Afganistan’da teröristlere satan ‘kötü adamları” yener. “Kötü adamlar” ölür ama her filmin sonunda olduğu gibi yine tüm suçların içinde olan ABD kazanan olur. Filmi izlerken gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Çünkü hemen Güney sınırımızda Suriye topraklarında terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’ye on binlerce TIR ve uçak dolusu silah ve mühimmat bizzat ABD resmi yetkilileri tarafından veriliyordu. ABD Başkanı Trump göreve geldiğinden beri Suriye’den çekilmekten, terör örgütü YPG’ye verilen desteğin kesilmesinden söz ederken bunu terör örgütü DEAŞ’ın yenilmesine bağlamıştı.
“Yüzde 100 katılıyorum”
Birkaç hafta önce "DEAŞ yenilmek üzere, yüzde 100 yenilmesinden sonra çekiliyoruz" dedikten bir hafta sonra da “DEAŞ’ın el geçirmiş olduğu toprakların yüzde 100'ünü geri aldık. Suriye'deki halifeliğin yüzde 100'ü artık bizim" açıklamasını yaptı. Elbette beklenen ABD’nin askerlerini çekmesi değil mi?
Tam tersine Trump bir yandan kamuoyuna sürekli Suriye’den çıkmak gerektiğini söylerken diğer yandan kendisi gibi Cumhuriyetçi ve rakibi Demokrat Partili siyasetçilerin 22 Şubat’ta gönderdikleri mektuptaki, “Suriye’den çıkmamak gerektiği” yönündeki görüşlerinin üzerine el yazısıyla “Yüzde 100 katılıyorum” notunu düşüyordu.
ABD, Suriye’den çıkmak bir yana Irak’taki silahlar Suriye’ye gönderiliyor. 2.5 ayda 2 bin 500 TIR dolusu silah Irak’tan Suriye’ye gönderildi. Öyle sıradan silahlar değil, aralarında zırhlı personel taşıyıcılar, mayına dirençli araçlar, anti-tank silahları, havanlar, mayın temizleyiciler ve tabii ki hava savunma sistemleri var. DEAŞ’ın elinde uçak yokken uçaksavarlar gönderirdi. Peki bu hava savunma sistemleri kime karşı konuşlandırılıyor. Elbette Türkiye’nin terör örgütü PKK/YPG’ye yönelik yapacağı operasyonlara karşılık için. Öyle görünüyor ki, ABD kullandığı terör örgütü PKK’nın eline verdiği silahlarla “müttefikim” dediği Türkiye’ye çatışmaya hazırlanıyor. Bakalım Hollywood bu kirli ilişkiyi nasıl aklayacak?