31 Mart seçimlerinde İstanbul dahil birçok şehirde zafer kazanan CHP, şimdi de eş dost atamaları ile tartışılıyor. Bu tür atamalara CHP seçmenin tepki göstermesi çok sağlıklı ve umut verici bir tutum. Nitekim, parti yönetimi de atamaları yapanları uyarmaya başladı. İşte tam bu tartışma ortamında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Belediye Başkanları Çalıştayı’nda 7 temel ilke açıkladı. Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanları için sıraladığı 7 ilke ise şöyle;
“1 - Yönettiğiniz belediyede hemşerilerinizi inançları, kimlikleri ya da yaşam tarzları itibarıyla ötekileştirmeyiniz.
2 - Hizmeti belli kişiler, zümreler, akrabalar, yandaşlar için değil, halk için üretiniz. Sizi, bulunduğunuz makama taşıyanın belde halkı olduğunu asla unutmayınız.
3 - Fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapınız. Yatırımlarınızda bu mahallelere öncelik veriniz…
4 - Yoksullara yardım yaparken insan onurunu koruyunuz, ailenin ya da kişinin yoksulluğunu asla teşhir etmeyiniz.
5 - Harcamalarınızı, yatırımlarınızı mali disiplin içerisinde planlayınız. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete veriniz. Bütçe kullanımlarınızla ilgili olarak belli aralıklarla belde sakinlerini ve kamuoyunu bilgilendiriniz. Bu aynı zamanda “israfla mücadele” demektir.
KUL HAKKI
6 - Yönetici atamalarında liyakat esasına mutlaka uyunuz. Partizanca uygulamalardan kesinlikle kaçınınız. Halkçılığın bir diğer temel ilkesi olan “işi ehline verme” kuralını, her atamada göz önünde bulundurunuz. Kamu yararına uygun olması şartıyla sizden önce başlatılmış projeleri sürdürünüz…
7 - Belediyeyi “adaletle” yönetiniz… Hakkı, hukuku ve adaleti her ortamda savununuz ve gereğini yapınız. Belediye çalışanlarının özlük haklarını eksiksiz koruyunuz, kimsenin işiyle ve aşıyla uğraşmayınız.”
Ancak bazı belediye başkanları atama konusunda geri adım atmıyor bazı il başkanları kendine yakın kişileri belediyeler ya da şirketlerinde istihdam ediyor.
Öyle görünüyor ki Kılıçdaroğlu’nun 7 ilkesi kendisinin 7 temennisi olarak kalacak. Çünkü eleştirilen davranışları sergileyenler kendilerini güçlü bir şekilde savunuyor. Soyadı benzerliği üzerinden akraba olanlar tespit edilebilir, peki soyadı farklı olanlar. Sadece akrabalar üzerinden değil hiç akrabalık, hısımlık bağı olmayan tanıdıklar, torpilliler nasıl belirlenecek.
Ayrıca Türkiye’de siyasetin doğasında bu var; AKP’liler de, MHP’liler de, HDP’liler de, İP’liler de yapıyor aynısını. “Kötü örnek örnek olmaz” denir ama bu konularda değil. Kötü örnek bayağı örnek oluyor. Demem o ki, eğer kişisel ahlaki sınırlar yoksa hiçbir kural ve ilk çözüm değildir. Tarihsel bir sorundur bu. Yaşanan işin atamalarla ilgili kısmı, yakında ihaleler süreci başlayacak. Partinin etrafında çöreklenmiş birçok ihaleci, iş almak için ellerini ovuşturup, girişimlerde bulunuyor. Herkes bir yerlere gözünü dikmiş durumda. İlginci aynı yere göz diken başkaları da var. Zaten kıyamet ondan kopacak.