16 yaşındaki Oğuzhan Akdin, abisinin evde yatakların arasında sakladığı ve şarjöründe üç mermi bulunan Glock marka tabancayı bulup, 5 şubat 2006 günü Trabzon’un merkezindeki Santa Maria Kilisesi’ne giderek, dua etmekte olan Rahip Santoro’yı iki mermi ile vurur. Bilgisayar oyunlarına bağımlı asosyal bir kişiliğe sahip, oyuncak tabancası bile olmamış Oğuzhan Akdin, Glock tabancadaki üç merminin ikisi ile rahibe öldürücü atış yapması nedense polis tarafından yadırganmamıştı.
İlginç olan, Oğuzhan Akdin’i cinayet öncesi kilise bahçesinde görenler vardı ama atış yaptığını gören olmadı. Mahkeme dosyasına göre, içerideki görgü tanıkları bir elin kapıdan uzandığını ve elindeki tabancayla ateş ettiğini görmüştü.
Tabanca üç gün sonra bulunduğunda parmak izleri de temizlenmişti. Oğuzhan Akdin’in Santaro’yu öldürmesi için hiçbir neden yoktu. Ama o kendisine ezberletilmiş gibi, bilinmeyen güçlerin kendisine emir verdiğini söyleyip durdu. Tuhaf olan şuydu; Katolik bir rahibin telefonları öldürüldüğü gün bile Trabzon Emniyet’i tarafından mahkeme kararıyla “Pontusçuluk” yaptığı gerekçesiyle dinleniyor, teknik takip yapılıyordu.
Dink cinayeti provası
Oysa kilisedeki Türk rahip, 6 ay önce ölüm tehditleri aldıklarını Emniyet’e bildirmişti. Her şey, Trabzon Emniyeti’nin gözü önünde oluyordu. Dava süreci bile öyle karanlık yürüdü ki, katil Oğuzhan Akdin, mahkeme sürecinde ise neredeyse hiç konuşmadı. Sonunda 10 aylık hızlı bir yargılama sonunda 18 yıl hapis cezası aldı, 10 yıl yattıktan sonra 25 Ağustos 2016’da cezaevinden tahliye edildi.
Rahip Santaro’nun İtalya’daki ailesi şikayetçi bile olmadı. Tek istekleri vardı; Vucuduna girip çıkan kurşun rahibin elindeki İncil’i de delmişti. Ailesi işte o kanlı delik İncil’i Türkiye’den istedi. İncil İtalya’ya gönderildi, dosya sessiz sedasız kapatıldı. Bunları, Rahip Santoro’dan tam bir yıl sonra yine Emniyet İstihbarat’ın gözetiminde planlanan ve İstanbul’da Şişli’de öldürülen Hrant Dink suikastı ile ilgili önemli bir karar verildiği için hatırlatıyorum.
Hrant Dink cinayetinde yargılanan Trabzon Emniyeti’nin resmi istihbarat elemanı Erhan Tuncel, 12 yıl sonra 99 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2012’de ilk yargılamada beraat etmişti. Bu Hrant Dink cinayetinde önemli bir karardır. Çünkü, Erhan Tuncel, Hrant Dink’i öldürülen tetikçilerle, cinayeti yöneten, gözeten ve sonrasında karartan Fetullahçı Terör Örgütü üyesi istihbaratçı polislerle aradaki en önemli bağlantı. Bu karardan sonra o FETÖ üyesi istihbaratçıların yargılandığı davayı izlemek gerek.
Rahip Santoro, Hrant Dink cinayetinin provasıdır! Her ikisi de Trabzon’da Emniyet’in izlemesi sırasında planlanmış, katilleri 18 yaşından küçük, provakatif suikastlerdir. Kullanılan tabancaların gerçek sahipleri belli değildir. Her iki suikastın planlaması, işlenmesi ve karartılması sırasında FETÖ istihbaratçıları işbaşındadır. O yüzden Santoro dosyası yeniden açılmalıdır.