Tam 50 yılda FETÖ elebaşı Gülen’in talimatı gereği “devletin en kılcal damarlarına” kadar sızan Fetullahçı Terör Örgütü üyeleri her kılığa girdi, her değeri ve her şeyi kullandı.
Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki yapılanması “mahrem hizmetler birimi” olarak adlandırdı. FETÖ için bürokrasinin her alanında olmak önemliydi ama TSK’da en üst makama kadar çıkmak her şeyden önemliydi. Çünkü o konuma gelince devlete hakim olacaktı.15 Temmuz darbe girişimi işte bunun bir denemesiydi. TSK’daki yapılanma o kadar gizliydi ki,
FETÖ üyeleri namaz kılmıyor, oruç tutmuyor, gerektiğinde içki içip, eşlerini mayo ile havuza sokuyorlardı.
FETÖ’nün en kripto haberleşme sistemi ByLock bile TSK’daki örgüt üyelerinden çok sınırlı kişinin telefonuna yüklenmişti.
FETÖ’nün TSK içindeki kripto yapı üyeleri, bakkal, market, büfelerde bulunan ve ücret karşılığı herkese açık olan sabit hatlar üzerinden arandıklarında sivil imamları ile görüşüp, buluşma noktalarına gidiyorlar, örgüt toplantısını gerçekleştiriyorlardı.
İtiraf oranı yüzde 46
2016 yılının Kasım ayında bir itirafçının ifadesiyle ortaya çıkan ankesörlü hat üzerinden görüşme ile ilgili olarak 2017 yılı Mart ayından itibaren operasyonlar yapılmaya başladı. ByLock’tan sonra “ankesörlü hat” operasyonları FETÖ’nün kripto yapılanması için öldürücü vuruş oldu. 15 Temmuz darbe girişimine 5 bin 600 rütbeli FETÖ’cü katılırken bu rakamın çok üzerinde FETÖ mensubu ankesörlü hat operasyonları ile ortaya çıkarıldı. FETÖ’cüler ankesörlü hat görüşmeleri üzerinden örgüt üyelerinin tespit edilmesine adeta çıldırdı.
Yurtdışındaki FETÖ’cüler öfkelerinden, ByLock konusunda olduğu gibi sabit hatlar üzerinden görüşmenin de suç olmayacağına ilişkin açıklama yaptılar. Oysa bu operasyonlar kapsamında gözaltına alınanların yüzde 46’sı FETÖ mensubu olduğunu kabul etmişti. Ancak bu operasyonlar kapsamında açılan davalarda sayısı çok olmasa da yerel mahkemelerin farklı karar verdiği oluyordu. İşte tüm bu tartışmalara Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 13 Şubat 2019 tarihli kararıyla (Karar No: 2019/938) son verdi.
Ankesörlü hat operasyonunda ceza alan tutuklu sanığın, temyiz talebini reddeden Yargıtay 16. Ceza Dairesi, FETÖ’cülerin ankesörlü hat görüşmelerini ve ardışık aramayı suç delili olarak kabul etti. Karar ile ankesörlü hat örgütün haberleşme sistemi ve tespit edilen kullanıcının da FETÖ üyesi olduğu kabul edilmiş oldu.
Bu karar hem FETÖ mücadelesinde yargının elini güçlendirecek
hem de örgütte çözülmeyi hızlandıracak. Bakalım FETÖ’cüler bu kez ne yalan uyduracak.