ÖLMEDEN ÖNCE GÜLÜNÜZ
Hani ölmeden önce izlemeniz gereken filmler, yemeniz gereken yemekler, gitmeniz gereken yerler listesinden oluşan kitaplar vardır ya... Şimdi onlara bir yenisini ekleyin, üstelik yanında gülmek bedava! M. Kutlukhan Perker’in Karakarga Yayınları’ndan çıkan ‘Ölmeden Önce Gülmeniz Gereken 1000 Karikatür’ kitabı raflarda yerini aldı. Sait Faik’ten Darth Vader’a, Taş Devri’nden modern çağın kadın-erkek ilişkilerine her tür gündelik hayat ve popüler kültür detayı, karikatür marifetiyle sayfalara taşınıyor.
CAZLI HAYALLER
İsmini YouTube’da aradığımda karşıma 80’li yıllarda çekilmiş bir video çıktı. ‘Bakışlar’ isimli şarkısıyla henüz lisedeyken Eurovision yarışmasında finallere kaldığı bir sahne videosuydu bu. Pınar Seyhun Maier, üç yıl emek verdiği caz albümü ‘Pınar Seyhun’la Hayal Ederken’le müziğe ara verdiği yılları tamamlamış gibi. Ellerine sağlık...
BU FESTİVALE 21 YAŞ + GİREMEZ!
Geçtiğimiz haftalarda Moda Kayıkhane’de üniversite yıllarında kurdukları müzik grubu Mozaik’le sahne alan Ezel Akay, yazıldığı gibi “şarkıcılığa geri dönmedi.” 35 yıl sonra müzisyen arkadaşlarıyla bir araya gelip kendi deyimiyle ‘Fıstık gibi bir konser’ verdi. Meğer ufukta bir de sinema filmi varmış!
Bıyıklarının daha uzun olduğunu sanıyordum, “Yoluyorum” diye söze başladı. Daha çok güleriz diye düşündüm, düşündüğümüzden güldük. Karşımda yönetmen olduğunu çoktan unuttuğum bir modern çağ filozofu oturuyordu. Ezel Akay’la bir öğle vaktini ikiye böldük, özgürlüğün ve unutuşun peşinden gittik.
4 Kasım’da Cihangir Akademi’de hikaye anlatıcılığı üzerine dersler vermeye başlıyorsunuz. Yazar olmak isteyen, yazmaya hevesli insanlara iyi bir hikaye anlatıcısı olma yolunda nasıl bir öğütte bulunursunuz?
Levent Kazak’ın şakayla karışık ‘Hacivat’la Karagöz’ filmine yerleştirdiği küçük bir diyalog vardır. Hacivat, Karagöz’e sayı saymayı öğretiyordur. Karagöz de annesine “Yahu bu adam bana sayı saymayı öğretti, yazmayı da öğretecek, ‘Okumayı da öğretmeyecek misin?’ dedim, ‘Boşver okumayı, yazmayı öğren yeter’dedi” diye konuşur. Şimdi yazar olmak isteyenlerin hep yaptığı bir şey var; yazmak. Ben yazar olmak isteyenlere öncelikle okumayı ve okuduklarını taklit etmelerini tavsiye ederim. Zevk aldığın yazarı okuyorsun. Ben eminim eğer gerçek bir sanatçıysa yazar, kendi özgün eserlerinde okuduğunu taklit etmeyecektir. Bütün yazarlar, okuduklarının bir kombinasyonu, o çağın ve çağlarının bir toplamı. Yazar bir hikaye anlatıcısıdır da pekala. Ve hikaye anlatıcısının karşısında bir de anlattığı kişi, kişiler var. Seyirciyi düşünmek demek onun suyuna gitmek değil, onu anlayıp ona ilham vermek, onu dönüştürmek, onda bir heves yaratmak gibi kararlarla olmalı. Ama bunu böyle robot gibi yapamıyorsunuz, bu bir sanat. İlham verici olmak gerek sonuçta. Hikaye anlatıcılığı kavramı, seyircisiz, dinleyicisiz, okuyucusuz düşünülmemesi gerekir.
Yazan, oynayan, şarkı söyleyen yani o sanatı yapan, ‘anlatan’ kişi, kendini beğendirmek zorunda da hissediyor kendini. Bu, sanatçının kendisi için bir engel değil mi? Beğenilmek duygusuyla yazmak, oynamak, şarkı söylemek...
Biz sanatçılar beğenilmezsek ölürüz, depresyona gireriz ya da en olmadı dururuz. Hiç beğenilmediğini bilerek yazmak veya oynamak gibi bir şey söz konusu olabilir mi? Sonuçta biz haz veriyoruz, karşılığında da alkış isteriz. Bu yüzden estetik diye bir şey yaratıyoruz. Estetik bizim beğenilmemizi sağlıyor, karşı tarafa da ilham veriyor. Karşı tarafın haz alma hali, bizim beğenilmemizle sonuçlanıyor. Bütün sanatçılar, eserlerinin beğenileceği umuduyla yaşar. Bu itki çok önemli. Bunu söküp çıkartamazsınız. Bu, anlatıcı ve dinleyici arasındaki ilişkinin ayrılmaz bir parçası.
İstanbul'da yeni bir tiyatronun açılacağını duymak heyecan verici! Geçtiğimiz pazartesi günü Kadıköy Belediyesi,İstanbul’un önemli gösteri sanatları merkezlerinden biri haline gelecek ‘Kadıköy Tiyatro' binasının temelini tiyatro sanatçıları ile birlikte attı. Acıbadem - Koşuyolu bölgesinde, ulaşım ağlarının merkezinde (Ne ararsan var: Metro, Marmaray, Metrobüs, Avrasya Tüneli) inşa edilecek olan Kadıköy Tiyatro, toplam 8.200 m2 kapalı alana sahip olacak. Bölünebilir salonlar, fuayeler, kafeterya ve prova odalarıyla bin kişiye ev sahipliği yapabilecek. Rutkay Aziz'den Mert Fırat'a pek çok oyuncunun katıldığı ve anlamlı konuşmalar yaptığı törende beni en çok 72 yaşındaki Zihni Göktay'ın söyledikleri etkiledi: “Umarım Tiyatro Kadıköy'de de oynamak nasip olur." Umarım!
Müzik yazarı, gazeteci Tolga Akyıldız'ın gelenekselleştirdiği '%100 Açık Sahne'ye gitmezsem o sezon kendimi eksik hissederim! Abartmıyorum, 18'inci defa bu etkinliği gerçekleştiriyor olması takdire şayan! Bugüne kadar sahnesinde 150’yi aşkın müzisyeni ağırlayan ve müzik sektörüne yeni isimler kazandırmayı misyon edinen %100 Açık Sahne, 17 Ekim'de IF Performance Hall Beşiktaş’ta bu defa maNga'dan Fatma Turgut'a, Melek Mosso'dan İrem Candar'a pek çok ismi ağırlıyor. Özellikle Melek Mosso'nun sahnesini merak ediyorum. Vaktiniz varsa uğrayın. Çünkü #yuzdeyuzaciksahne'de #muzikbirlestirir.
'Hayalet' filmini izlemeyenleriniz kaldıysa size müzikalini verelim diyeceğim ama bence siz bu kült filmi de mutlaka izleyin. 90'lı yıllarda kadınların Patrick Swayze'a erkeklerinse Demi Moore'a aşık olma nedeniydi, Hollywood efsanesi Ghost (Hayalet). Ve şimdi bir müzikal olarak karşımızda! 19 Ekim-28 Ekim tarihleri arasında Zorlu PSM’de gerçekleşecek 13 performansın provalarına başlandı! Zamanın en romantik şarkılarından 'Unchained Melody'yi dinlemek için siz de benim gibi sabırsızlanıyorsanız acele edin, biletler gitti gidiyor.
28. Akbank Caz Festivali, 17 Ekim’de Akbank Sanat ve Babylon’da iki konser ile başlıyor. 28 Ekim’e kadar sürecek festival; 100’den fazla sanatçının performansıyla 37 ayrı mekanda 37 konser ile gerçekleşecek. Festival kapsamında ayrıca 3 söyleşi ve 16 atölye çalışması hayata geçecek. Etkinlikleri daha detaylı görmek için akbanksanat.com adresini tıklayın.
“Bir Yolculuk Masalı” 18-21 ekim tarihleri arasında İstanbul’un Yaratıcı Mahallesi Tomtom'da
2 Ekim’de çıkardığı ‘Lessons: My Path to a Meaningful Life’ kitabında anlattıklarıyla hepimizi ters köşe eden Brezilyalı model Gisele Bündchen, bunun bir biyografi değil de ‘jurnal’ olduğunu söylüyor. Ona göre bu kitap, hayatla mücadele etmek için yazdığı ve insanlara yol göstereceğini düşündüğü anılardan oluşan bir rehber aslında.
“Dışarıdan her şey mükemmel görünebilir ama gerçekte bir insanın neler yaşadığını bilemezsiniz.
Dünyanın en ünlü modelleri arasında yer alıyor olabilir. Forbes’a göre 15 yıl boyunca en çok kazanan modeller listesinde zirvede olan bir kadından bahsediyoruz. 2017 yılında yıllık net kazancı tam tamına 360 milyon dolardı. Amerikan futbolcu oyuncusu Tom Brady ile 2009’dan bu yana mutlu bir evlilik yaşıyor. Kemikli yüz hatları, 38 yaşında iki çocuk annesi olmasına rağmen hâlâ modellik yapacak kadar iyi bir fiziği (Boşuna lakabı ‘Vücut’ değil) ve Brezilya’nın taşından toprağından gelen müthiş bir çekiciliği var. Instagram’da 14 milyon küsur takipçisi olması ve fotoğraflarının altındaki yorumlara bakılacak olursa hemcinslerinden hep saygı çerçevesinde sıcacık yorumlar alması, küçücük bir detay sadece. Buraya kadar her şey ‘la dolce vita’ (tatlı hayat) peki ya tüm bu hayatın perde arkası?
Kariyerinde ve özel hayatında gayet ‘başarılı’ bir portre çizen Gisele Bündchen, 2 Ekim’de çıkan otobiyografi kitabı ‘Lessons: My Path to a Meaningful Life’ta (Biz çevirelim: Dersler: Anlamlı Bir Hayata Giden Yolum) anlattıklarıyla tüm dünyayı şaşırttı. Meğer görünen köy, kılavuz istiyormuş!
“Her şeyi kontrol altına almayı seven bir insanım. Küçük boşluklarda olma korkusuyla başlayıp kontrolün kesinlikle dışında bir andı.”
Bündchen, otobiyografisinde meditasyon ve yoga yaparak sağlıklı bir hayata kavuşma sürecini ‘toparlanma’ olarak nitelendiriyor. Henüz 20’lerindeyken epey sağlıksız bir hayat yaşadığını itiraf eden model, kendini hamster tekerleğinde hiç durmadan dönen biri gibi hissettiğinden bahsederken “Yılın 350 günü çalışan, uyanır uyanmaz güne kahveyle başlayan, uyumak için şaraba başvuran ve günde bir paket sigara içen biriydim” diye anlatıyor. Şimdiki hayatına bakınca inanması bir hayli güç ama öyle!
Çocukluğunu özleyenlerin sergisi
Beyoğlu’nun en büyülü tarihi mekanlarından Suriye Pasajı’nın dördüncü katında 180 metrekarelik bir dairede, hani olur ya, çocukluğunuzu bulacağınızı söylesem, inanır mısınız bana? Uçurtmalar, bilyeler, artist kartları gazoz kapakları, daha neler neler... Mimar Erdoğan Altındiş’in hayallerinden ve çocukluğundan ortaya çıkan 'ÖZLEM: İçimdeki Çocuk‘ sergisi, 11 Ekim’de saat 19.00'da açılışını yapıyor. Her odası hikayelerle dolu sergi alanını oluşum aşamasındayken gidip görme şansım oldu ve rengarenk uçurtmaları kuyruğundan yakalayıp ben de çocukluğumun peşine düştüm. Şimdi sıra sizde...
Edebi portreler: Borges’in Dediği Gibi
Bu köşeyi okuyorsanız edebiyatla da aranızın iyi olduğunu varsaymam beyhude olmasa gerek! Zira bu defa sizi ilk baskısı 2016 yılında yapılan 'Borges'in Dediği Gibi' kitabıyla tanıştırayım. Gökhan Yavuz Demir'in eylül ayında çıkan 'Dilin Belirsizliği’nden önce yazdığı ve Kafka’dan Kemal Tahir'e, Jack London’dan Ahmet Hamdi Tanpınar’a 'edebiyat üstadları üzerine yazılar'ından oluşan kitap, edebi portreleri okuyucuyla buluşturuyor. Nora Yayınları’ndan çıkan kitaptaki illüstrasyonlar da yazarın eşi Filiz Mungan’a ait. Peki neden "Borges’in Dediği Gibi“? Onu da okuyup bulmanız dileğiyle...
Kraliyet aşkı ilk defa televizyonda
YÜZYÜZEYKEN KONUŞURUZ’DAN YENİ KLİP
Bu aralar en çok onların şarkıları dönüp duruyor kulaklığımda. Son dönemde keşfettiğim yegane gruplardan ‘Yüzyüzeyken Konuşuruz’. Grubun ismini ayrı, müzik tınılarını ayrı seviyorum. Hele Kaan Boşnak’ın umursamaz ama bir o kadar da insanın içini bulandıran sesine diyecek lafım yok. Fazla hüzünlü ama, kabul edin; iyiler! Neyse havadisim onların yeni şarkılarına çektikleri kliple ilgili! Grubun, geçtiğimiz haftalarda yayınladığı single çalışması ‘Boş Gemiler’in video klibi nihayet dün yayımlandı. Klip yönetmenliğini Can Özen’in üstlendiği, yaklaşık 15 kişilik bir teknik ekibin görev aldığı klipte gruba; genç oyuncular Suna Başaran, Serra Demir ve Meltem Yurttaş eşlik etmiş. Herkesin ellerine sağlık!
GARDEN SALE 'TASARIM ŞENLİĞİ'
Etkinliklerin vazgeçilmez mekanı KüçükÇiftlik Park, bu hafta sonu kapılarını tasarım severlere açıyor. Bugün başlayan ve yarın da devam edecek olan etkinlikte takı ve kıyafetten vintage objelere, konserlerden eğlenceli atölyelere kadar binlerce tasarım ve onlarca etkinlik sizi bekliyor. Mutlaka uğrayın.
ADANA’NIN TÜM LEZZETLERİ BU FESTİVALDE!
AJANDAKOLİK’TE BU HAFTA
Üç gün boyunca kendinizi sokaklara atmaya ne dersiniz? Şehrin orta yerinde ama yeşilliklerin içinde, gayet güneşli bir havada muhteşem bir hafta sonuna kim hayır diyebilir? Dün başlayan Nişantaşı Sokak Fest, Şişli Belediyesi ev sahipliğinde ve Park Sanat Cafe iş birliğinde, bugün ve yarın da Maçka Sanat Parkı’nda devam ediyor. Üstelik festivale giriş, konserler ve etkinlikler ücretsiz! Sokak lezzetlerini de tatmadan geçmeyin.
Beşinci yılını kutlayan İstanbul Coffee Festival, Axess ana sponsorluğunda KüçükÇiftlik Park'ta başladı. Yarışmalar, atölye çalışmaları, oyun alanları ve elbette ki sürüsüne bereket kahve markasıyla bu yıl da tadına doyulmaz bir kahve şöleni olacağı kesin. Ben de oradayım! Gelin kahvelerimizi birlikte tokuşturalım.
Uzun süredir eski şarkılarıyla idare ettiğimiz ve 2019'da yeni albümünün çıkacağını müjdeleyen Lana Del Rey, bir süredir Jack Antonoff ile stüdyoda iki yeni şarkı üzerine çalışıyordu. Nihayet bu hafta Universal Music etiketiyle çıkan single’larıyla yüzümüzü güldürdü. Önce ‘Mariners Apartment Complex’ ardından ‘Venice Bitch’ geldi. Ben özellikle ilk şarkısını çok beğendim.
Klasik Lana Del Rey şarkılarını sevenler için tam bir yaz sonu şarkısı. E zaten hep bi' 'Summertime Sadness' çalmıyor mu içimizde? Şimdi bırakın da sonbahar romantizmini bu şarkılarla karşılayalım. Hüznüne sağlık, Lana!
Bir yaz daha biterken üzülmeyin. Festivaller bitmek bilmez! Türkiye’nin en önemli açık hava etkinliklerinden Chill-Out Festival bu yıl da kapanışını İstanbul’da yapıyor. Bugün ve yarın Limits Off’un katkılarıyla Garden Fiesta’da gerçekleşecek festivalde Abstraxion, El Mundo, Stavroz gibi 34 önemli DJ ve müzisyen, kabini yerinden oynatacak.
Ünlü master şef Deniz Orhun’un ismini bilenleriniz bilir. Orhun, yurtiçi ve yurtdışındaki tecrübelerini; yediklerimizin hayat tarzımız, beden ve zihin sağlığımız üzerindeki şaşırtıcı etkilerini paylaştığı ‘Mutfak Sohbetleri’yle bugün Zuchex Fuarı’nda davetlilerle buluşuyor. Çin’de düzenlenen ‘24 Saat Güneş Döngüsünde Beslenme’ forumundaki izlenimlerini de fuarda sevenleriyle paylaşacak.
Önce ismiyle sonra içeriğiyle tavladı beni! Bülent Forta önderliğinde sektörün en köklü firmalarından ADA Müzik tarafından Moda Kayıkhane’de düzenlenecek ‘BurADA Müzik Var’ festivalinde birçok ünlü isim farklı sound ve sahne şovlarıyla yer alacak. 28 Eylül – 7 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan festivalde pop’tan rock’a, alternatif müzikten caz’a her şey var! 28 Eylül’de Kolektif İstanbul, Grup Gündoğarken ve Birsen Tezer konserleriyle başlayacak. Her gün en az 3 Ada Müzik sanatçısının farklı sahnelerde müzik tutkunlarıyla buluşacağı festivalde, Ayşe Tütüncü Dörtlüsü, Barlas Tan Özemek, Bulutsuzluk Özlemi, Burcu Tatlıses, Bülent Ortaçgil, Çiğdem Erken, Gürol Ağırbaş, Hüsnü Arkan, Jehan Barbur, Kesmeşeker, Mehmet Güreli, Moğollar, Mor ve Ötesi, Mozaik, Nekropsi, Senem Demircioğlu-İklim Tamkan, Şenay Lambaoğlu Quintet, Yeni Türkü ve Zuhal Olcay ile birlikte çok sayıda sürpriz sanatçı da sahne alacak. Festivalin 7 Ekim tarihindeki final gecesinde ise sahnede Fazıl Say olacak. Fazıl Say şarkılarını Serenad Bağcan, Güvenç Dağüstün ve Ece Dağıstan ile birlikte seslendirecek.
Türkiye’nin en iyi balıkçıları ‘Büyük Balığın Peşinde’ sloganıyla bir araya geliyor, koşun, gelin! Türkiye’nin ilk sportif balıkçılık turnuvası olarak bilinen Columbia PFG ana sponsorluğunda ‘Alaçatı Big Fish’ Perşembe günü başladı.