2 Ekim’de çıkardığı ‘Lessons: My Path to a Meaningful Life’ kitabında anlattıklarıyla hepimizi ters köşe eden Brezilyalı model Gisele Bündchen, bunun bir biyografi değil de ‘jurnal’ olduğunu söylüyor. Ona göre bu kitap, hayatla mücadele etmek için yazdığı ve insanlara yol göstereceğini düşündüğü anılardan oluşan bir rehber aslında.
“Dışarıdan her şey mükemmel görünebilir ama gerçekte bir insanın neler yaşadığını bilemezsiniz.
Dünyanın en ünlü modelleri arasında yer alıyor olabilir. Forbes’a göre 15 yıl boyunca en çok kazanan modeller listesinde zirvede olan bir kadından bahsediyoruz. 2017 yılında yıllık net kazancı tam tamına 360 milyon dolardı. Amerikan futbolcu oyuncusu Tom Brady ile 2009’dan bu yana mutlu bir evlilik yaşıyor. Kemikli yüz hatları, 38 yaşında iki çocuk annesi olmasına rağmen hâlâ modellik yapacak kadar iyi bir fiziği (Boşuna lakabı ‘Vücut’ değil) ve Brezilya’nın taşından toprağından gelen müthiş bir çekiciliği var. Instagram’da 14 milyon küsur takipçisi olması ve fotoğraflarının altındaki yorumlara bakılacak olursa hemcinslerinden hep saygı çerçevesinde sıcacık yorumlar alması, küçücük bir detay sadece. Buraya kadar her şey ‘la dolce vita’ (tatlı hayat) peki ya tüm bu hayatın perde arkası?
Kariyerinde ve özel hayatında gayet ‘başarılı’ bir portre çizen Gisele Bündchen, 2 Ekim’de çıkan otobiyografi kitabı ‘Lessons: My Path to a Meaningful Life’ta (Biz çevirelim: Dersler: Anlamlı Bir Hayata Giden Yolum) anlattıklarıyla tüm dünyayı şaşırttı. Meğer görünen köy, kılavuz istiyormuş!
“Her şeyi kontrol altına almayı seven bir insanım. Küçük boşluklarda olma korkusuyla başlayıp kontrolün kesinlikle dışında bir andı.”
PANİK ATAKLAR, XANAX VE İNTİHAR
Bündchen, otobiyografisinde meditasyon ve yoga yaparak sağlıklı bir hayata kavuşma sürecini ‘toparlanma’ olarak nitelendiriyor. Henüz 20’lerindeyken epey sağlıksız bir hayat yaşadığını itiraf eden model, kendini hamster tekerleğinde hiç durmadan dönen biri gibi hissettiğinden bahsederken “Yılın 350 günü çalışan, uyanır uyanmaz güne kahveyle başlayan, uyumak için şaraba başvuran ve günde bir paket sigara içen biriydim” diye anlatıyor. Şimdiki hayatına bakınca inanması bir hayli güç ama öyle!
KENDİNİ DOKUZUNCU KATTAN AŞAĞI ATACAKTI
2003 yılında Kosta Rika’da sarsıntılı bir uçak yolculuğundan sonra başlayan panik ataklar, ruhunun derinliklerindeki asıl sarsıntıların işareti olmuş. Bunalımda olduğu o günleri epey karanlık anlatıyor. “Kendimi çok güçsüz hissediyordum. Sanki her şey beni öldürmek istiyordu. Önce uçaklar, sonra asansörler. Ardından tüneller, oteller, çekim yapılan stüdyolar ve arabalar … Sonra bunlara kendi evim de eklendi. Her şey bir kafes gibiydi. Ben de o kafesin içinde birazcık hava almak için debelenen bir hayvana dönüştüm. Bir çıkış yolu bulamıyordum ve bir gün daha bu şekilde hissetmeye dayanacak gücüm kalmamıştı. ”
Asıl çarpıcı açıklama ise bundan sonra geliyor. Bir gün kendini dokuzuncu kattaki dairesinin balkonunda panikleyerek ve nefes almaya çalışarak bulduğunu söyleyen model, “Bir anda aklıma o fikir geldi. Belki atlasam her şey daha kolay olacaktı. Her şey bitecek, sona erecekti. Bu bir çözümdü işte. Her şeyden böyle kurtulabilirdim.” Ama aslında hiçbir şey buraya kadar değildi. Victoria’s Secret’ın bir numaralı meleği, “Hayatımı o an değiştirmem gerektiğini anladım” diyerek intihar etmekten vazgeçtiğini söylerken eklemeyi de unutmuyor: “Her şeyi bir günde değiştirdim.”
Doktorun reçeteye Xanax yazıp da Gisele Bündchen’in önce deneyip sonra doğal yöntemlerle kendini tedavi etmek istemesi ve nefes derslerine başlaması, hayatının yepyeni bir evreye girdiğinin müjdesini vermiş. Meditasyon ve yoga yapmak da bu döneme denk düşüyor. Beslenme alışkanlıklarını değiştirip diyet yapmaya başladı. “Eğer gençken vücudunuzun değerini bilmezseniz size bir gün bunun bedelini çok kötü ödeyeceğinizin garantisini verebilirim. Benim gibi 20’li yaşlarda bunu yapmazsanız 40’larınızda, 50’lerinizde yapmak zorunda kalırsınız” diye kitabına not düşmesi beyhude değil.
Vogue dergisine verdiği röportajda “Bu kitabın ne bir başı ne ortası ne de bir sonu var. Zamanın yalnızca bir bölümün anlatmıyor. Biz sürekli değişiyor, gelişiyoruz. Benim için bir biyografi kitabından ziyade jurnal olması işte bu yüzden. Ve bu yüzden bu bir kolaj. Kitaptaki 70 fotoğrafın bir araya gelmesinin nedeni de bu. Bazen çok şeyi anlatabileceğinizi sandığınız kelimelerden ziyade geçmişe dair fotoğraflar pek çok şeyi anlatabiliyor. İşte bu nedenden ötürü çocukluğuma ve hayatımın çeşitli evrelerine ait fotoğrafları bu kitaba koydum.”
“DÜNYAM BAŞIMA YIKILDI”
Vogue dergisine verdiği son röportajında kitabı yazma sürecinde en zorlandığı şeyin geçmişe gitmek olduğunu itiraf eden model, evlilikleri öncesinde Tom Brady İle yaşadığı önemli bir olaya da kitabında yer veriyor ve bir dramatik açıklama daha yapıyor: “Hayatım alt üst olmuştu. Dünyam başıma yıkıldı.”
NFL takımı oyuncusu eşi Tom Brady’yle ilişkileri henüz iki aylıkken yaşadıkları o önemli olayı Gisele Bündchen’den dinleyelim: “İlişkimiz henüz iki aylıkken Tom bana eski kız arkadaşının hamile olduğunu söyledi. Sonraki günlerde haber her yere yayılmıştı. Dünyamın başıma yıkıldığını hissettim.”
Brady, 2004-2006 yılları arasında oyuncu Bridget Moynahan’la birlikte olmuştu. Moynahan, tam da ilişkilerinin bitiminde, 2006’da Kasım sonu Aralık başı gibi hamile kaldığı sırada, Tom, Gisele Bündchen’le iki aydır birlikteydi. Aktris, oğlu Jack’i Ağustos 2007’de dünyaya getirdi. Güzel modelse o günlerin hiç de kolay olmadığından dem vururken hamilelik skandalını lehine çevirmek için pozitif bir tutum takınmaya çalıştığını şöyle anlatıyor. “Jack ve Tom için orada olmak istedim. Hayatlarını yoluna sokmak ve yakın ilişki kurmalarını sağlamak için yardım etmeliydim.”
‘Bonus çocuk’ olarak nitelendirdiği Jack’in dünyaya gelmesinin Tom Brady ile bir aile kurmak için kendisine ilham verdiğini söyleyen Bündchen, tüm çocuklarının birbirine yakın yaşlarda olmasını istemiş.
Jack şimdi 11, Gisele ve Tom’un çocuklarından Vivian Lake Brady 5, Benjamin Brady 8 yaşında.
MEME İMPLANTI YAPTIRDIĞI İÇİN PİŞMAN
‘Vücut’ isminin resmen vücut bulduğu Brezilyalı model, kitabında ayrıca doğumdan sonra, emzirme sürecinde bedeninde oluşan değişimin üzerinde yarattığı etkiden de söz ediyor. Her iki çocuğunu da iki yıl boyunca emziren Bündchen, göğüslerinin çok daha küçülüp oransızlaştığını anlatırken görünümüyle ilgili özgüvenini kaybetmesinden dolayı meme implantı (silikon) yaptırmak zorunda kaldığını üzülerek anlatıyor. “ İşe döndüğümde herkes göğüslerimle ilgili yorum yapıyordu. Hayatımın en üzücü kararlarından biriydi. Kimsenin bir daha herhangi bir şey söylememesi ve kendimi sevmem için implant yaptırmak zorunda kaldım. Ama operasyon, işleri daha da kötüleştirdi. Göğüslerimin yeni ölçüsünden rahatsız olmuştum. Kızgındım, bunalıma girmiştim. Daha çok başkalarını memnun etmek için yaptığım bir şey oldu bu.”
“ANNE OLDUĞUM ZAMAN BİR YANIM ÖLDÜ”
Gisele Bündchen de anne olunca pek çok kadının yaşadığı o travmatik dönemi yaşayanlardan. ‘Lessons: My Path to a Meaningful Life’ta anne olmaya dair yaşadığı hislerden şöyle bahsediyor: “Anne olduğum zaman kendimi kaybettim. Sanki bir yanım ölmüş gibiydi. Ben çok bağımsız bir insandım. Her şey benim etrafımda dönüyordu. Anne olmayı çok istemiştim ama yaşadığım bir şoktu” diye anlattığı o ‘ilk’ dönemde, kendisini çoğunlukla suçlu hissettiğini de söylemeden geçmiyor: “Çocuklarımı bir gün bile bırakmak zorunda kalksam kendimi berbat bir anne olarak görüyordum.”
“İNSANLAR BENDEN YEMEK VE EGZERSİZ KİTABI BEKLİYORDU”
Günümüzde modellerin kariyerleri boyunca çıkardığı kitaplara bakınca insanların Gisele Bündchen’in de yemek ve/ya egzersiz kitabı yazacağını düşünmesi pek tuhaf değil. O ise bunu epey komik buluyor. “İnsanların benden beklediği daha farklı bir şeydi. Pek çok yayınevi bana ‘Gisele yediklerinle ilgili bir şeyler yazsana’ türünde şeyler söylüyordu. Yazmakla ilgili bir amacım vardı ama yemek kitabı benim amacım değildi doğrusu. Açıkçası beslenmeyi o kadar da önemli bulmuyorum.”
“HER GÜN TATLI YİYORUM”
“Belki bir gün” diyor, “Yemek kitabı yazarım. Çünkü yemek yemeyi seviyorum. Özellikle tatlılara bayılıyorum. Her gün tatlı yiyorum. Asla tatlısız bir günüm geçmez. Tatlı yemek beni mutlu ediyor. Yediklerim genellikle avokadolu, muzlu, Hindistan cevizli ve yüzde 70 bitter çikolatalı oluyor. Pekan cevizini de eksik etmeyelim. Beyniniz, kalbiniz ve mutluluğunuz için çok önemli.”
Ailecek nasıl beslendiğini ise bakın nasıl anlatıyor: “Sebze odaklı bir beslenme biçimimiz var. Organik ve yerel malzemelerden oluşan, daha çok çiğ veya az buharlanmış sebze meyve ve baklagillere dayalı. ‘Genellikle’ glütensiz ama yüzde yüz süt ürünü yok diyemem.”
İki defa vejetaryen olmaya niyetlendiğini ama kansızlık sebebiyle ayda iki defa et, haftada bir deniz ürünüyle beslendiğini söylüyor.