Dünyada hiçbir şey anne olmanın verdiği mutlulukla kıyaslanamaz, ancak hamilelik sonrası vücudun deforme olması ve bazı bölgelerde çeşitli izlerin kalması, bir süre sonra can sıkabiliyor. Anne adayı için fiziksel olarak yıpratıcı geçen hamilelik sürecinde vücut, bebeğin büyümesini sağlamak için olağanüstü çaba sarf eder. Eski forma kavuşmak için bilinçli bir diyet ve düzenli sporun yerini hiçbir şey tutmaz. Bunların yeterli olmadığı durumlarda biz plastik cerrahlar devreye girebiliyoruz. Bu haftaki yazımda; annelerin kendini daha iyi hissetmesi, daha güzel ve fit bir vücuda kavuşması için hangi estetik operasyonlara başvurabileceklerini anlattım.
Hamilelik süresince hormonal ve mekanik değişiklikler, en fazla karın bölgesi, memeler, bel, basenler, bacak içleri ve vajinada kendini gösterir. Yakın zamana kadar, kadınlar bu sorunlarını pek dile getirmiyorlardı ve “anneliğin gereği” olarak kabul ediyorlardı. Oysa bu değişiklikler kadınlarda depresyona kadar varabilecek sorunlara gidip sadece anneyi değil, bebeği ve hatta evliliği bile yıpratabiliyor. Sadece hamilelik sırasında değil, doğum sonrasında da, hormonal değişim, artan iş yükü, değişen sosyal yaşam, süt verme gibi faktörler de devreye girince, annenin estetik cerrahlardan destek alması, günümüzde sık olan bir durum. Bu nedenle doğumdan sonra “Mommy Makeover” dediğimiz anneyi revize etme, yani gençleştirme operasyonlarını sık gerçekleştiriyoruz. Bu operasyonlarda genellikle karın germe, meme dikleştirme, uyluk germe, liposuction ve vajen yapılarında oluşan deformasyonların düzeltilmesi gibi kombinasyonlar tek seansta uygulanabiliyor.
Doğum sonrası meme estetiği
Meme veya Latince ismiyle “mama”, bir insanın, böylelikle de kadının vücudundaki en önemli bölgelerden biri. Emzirme döneminden sonra memeler genelde hamilelik öncesine göre hacim olarak küçülür. Genişleme ve sonrasında süt bezlerindeki küçülmeye bağlı olarak meme derisinde çatlaklar oluşabilir. Hacim artışı ve sonra memenin küçülmesine de bağlı sarkmalar da görülebilir. Bazen de meme emzirme dönemindeki hacmi kadar olmasa bile, hamilelik öncesi halinden daha büyük kalabilir. Doğum sonrası hastalarımızda bazen tamamen içi boşalmış ve adeta “sönmüş“ memelerle karşılaşabiliyoruz. Bu durumda sadece meme derisini çıkararak toparlama işlemi yapmak, istediğimiz sonucu vermez. Bu durumlarda memeye hacim kazandırarak dikleşmesi için bir silikon protezden yararlanabiliyoruz. Bazen de meme dokusu yeterli olduğundan sadece bir küçültme/toparlama operasyonu, yeterli sonuca ulaşmamızı sağlayabiliyor. Bu operasyonlar emzirme döneminin bitiminden en erken 6 ay sonra yapılmalı. Meme ameliyatının ardından ikinci kez anne olmaya karar veren bir kadın, ameliyatını uygun bir teknikle yaptırdıysa o zaman ameliyat sonrası yine bebeğine süt vermesi mümkündür.
Doğum sonrası karın germe
Hamilelikte karın bölgesindeki deri ve deri altı yağ dokularında önemli oranda hacim artışının yanı sıra karın kaslarında gevşeme, deri elastikiyetinde azalma söz konusu olur. Hamilelik sonrasında bu dokuların miktarında önemli ölçüde azalma olsa da karın derisi, deri altı yağ dokusu ve karın bölgesi kasları çoğu kez yeterince toparlanamaz. Gebelik süresince bu bölgedeki derinin sadece genişlemediği, hormon düzensizliklerine de bağlı olarak gevşediği bilinir. Genişlemiş derinin elastik lifleri birbirinden ayrılır ve çoğunlukla göbek deliği ile mons-pubis bölgesi arasında olmak üzere hoş görünmeyen derin çatlaklar oluştururlar. Böylece karın bölgesinde egzersiz ve diyetle düzelmeyen, yağ birikimi ile birlikte deri sarkıklığı ve kaslarda gevşemeye bağlı şekil bozukluğu oluşur.
Doğum yapmış bir karında hem fazla deri hem de cilt altı yağ dokusunda gevşeme olur, karın duvarına sertlik, gerginlik veren ve iç organların dışarıya bombeleşmesini engelleyen kaslar bebeğin büyümesi için gevşer ve birbirinden ayrılır. Halbuki düz ve gergin bir karna sahip olmanın ilk şartı sıkı karın adaleleridir. Karın germe ameliyatında da en önemli nokta, karın kaslarını yeteri kadar gerginleştirmektir.
Karın germe operasyonlarında göbek deliği altındaki sarkan ve çatlamış tüm deri ve yağ dokusu çıkarılır; orta karın bölgesi ve karın duvarındaki kas dokusu gerginleştiriir. Bu operasyonda, sarkık karın görünümü dramatik bir şekilde düzelir, kişi düz bir karın bölgesi konturuna sahip olur. Süt verme döneminde operasyon yapılması uygun olmadığından en az 1 yıla beklemek doğru olur. Sezaryen operasyonu ile aynı anda karın germe işlemi yapılamaz ve yapılmamalıdır. Çünkü normalde bir armut büyüklüğünde olan rahmin hamilelik sırasında bir basketbol topu kadar büyüklüğe ulaştığını düşünürsek tekrar küçülmesi ve doğum öncesi boyutlarına ulaşması en az 45 gün alır. Rahim ve karın içi diğer organlar normal boyutlarına gelmeden, hormonal dengeler tekrar normale dönmeden karın germe işlemi yapmak uygun değildir.