Benim tam unvanım Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı. Uzmanlığımın önündeki kelimeler bir yana ben bir cerrahım ve cerrah olmak kelimesi benim için çok şey ifade ediyor.
Uzun zamandır estetik cerrahi konularına yönelik yazılar yazıyorum ve arada sırada konu dışı yazılar yazmayı seviyorum. Bugün bana okurlarım tarafından sorulan bir sorunun cevabını yanıtlamak istiyorum.
Cerrah olmak benim için ne demek?
Önce bu dünyada cerrahlık nasıl anlaşılmış ona bakalım.
Tıp bilimi günümüz dünyasındaki yerine henüz gelmemişken, orta çağda tıp ve cerrahlığın ayrı birer dal olduğunu biliyor muydunuz?
Antik Yunan’da tıbbın cerrahi bilimler, ilaç tedavisi ve diyetten oluşan üç ana bölüme ayrıldığı bir dönem de var ama Orta Çağ’da cerrahlık tıptan ayrılıyor ve doktorlar cerrahlık yapmaktan vazgeçiyorlar ve cerrahlık doktor olmayan insanların eline kalıyor.
Avrupa’da uzun bir dönem berberlerin ve kasapların cerrahlık yaptığı bir döneme şahit oluyoruz.
Ve işte kesip biçmenin bilim, akıl ve zekadan uzak olduğu bir cerrahlık kavramı bütün Avrupa’da çağlar boyu devam ediyor.
O zaman iyi ki doğu tıbbı o karanlığın içinde kalmıyor da İbni Sina’ları yetiştirerek bu cerrahlık ateşinin doğru ellerde sönmeden yanmasına izin veriyor.
Cerrahlık çok ilginç bir meslek, yani aldığınız eğitim ve sorumlulukla insanlar size onlara dokunmanız, müdahale etmeniz ve yeniden şekillendirmeniz için kendilerini emanet ediyorlar. Bu çok ciddi bir sorumluluktur.
Bir cerrah nasıl olmalı sorusuna Romalı bilgin Celsus ne demiş bakın;
Romalı bilgin Celsus, cerrahlarla ilgili; “cerrah genç ve güçlü olmalı, elleri titrememeli, gerektiğinde sol elini de sağ eli gibi kullanabilmelidir. Görüşü berrak ve keskin, ruhu korkusuz, hastasının iyileşmesini arzu edecek şekilde merhametli olmalıdır. Hastasının ağlaması hızını kesmemeli, gereğinden az kesmesine neden olmamalıdır. Cerrah her şeyi sanki acı çığlıkları onun duygularını hiç etkilemiyormuş gibi yapmalıdır.” Ne doğru saptamalar!
Gerçekten cerrahlık, zekanın, el becerisinin ve içten gelen bir tutkunun birleştiği bir bilim dalı. Bir zanaatkarlık aynı zamanda.
Bu küçük anlatının özünde o kadar derin bir duruş var ki, ben bu duruştan şunu anlıyorum;
Cerrahlık benim için bilgimi ve tecrübemi zekamın süzgecinden geçirip ortaya koyduğum çok nadir bir hamur ve bedenimde o hamuru şekillendiren ellerim ve tüm bunları yaparken duyduğum tutku beni anlamlandıran yegane şey, işte benim için cerrahlık bu demek.
Bu dünyanın en özel mesleklerinden biri…
Haftaya yeni bir yazıda görüşmek üzere…