Hepimiz zorlu bir süreçten geçiyoruz. Birlikte olmayı özlediğimiz zamanlardayız.
Ünlü filozof Epiktetus “Zorluk ne kadar büyükse, onu aşmak o kadar çok ihtişamlıdır. Usta kaptanlar itibarlarını fırtına ve fırtınalardan alırlar” demiş. Ne kadar anlamlı bir söz değil mi?
Milattan önce 4. yüzyılda bir filozof bu sözüyle zor zamanlar için bir fener görevi görmeyi başarmış. Gerçek bilgelik geleceği görmek değil, zorlukları yenmek ve bunu yaparken de etrafımıza ışık saçmak.
Bir parçası olmaktan her zaman gurur duyduğum sağlık çalışanlarının hepsi şu anda bunu yapıyor. Onlara buradan saygılarımı, sevgilerimi yolluyorum. Toplum olarak süreci gayet güzel götürüyoruz. Ancak tedbiri elden bırakmamız gerekiyor.
Pozitif olanlar hayatta kalır
Şu aralar tüm pozitif iletişim ya da iletişim çabaları birbirimizi daha yakından tanıma fırsatı sunuyor bize. Pozitif iletişim, aynı zamanda güzel bir tedavi yoludur. Sadece iyileştirmez, var olanı sağlamlaştırır. İhmal ettiğiniz insanları ya da duyguları yeniden keşfetmek için eşsiz zamanlar sunar.
Mesela, evde yalnızken bile tadını çıkarabileceğiniz pek çok an ve anı var. Kahve kokusu, sevdiğiniz tişörtin hissi, okuduğunuz şiirin güzelliği gibi... Bu anları duyumsamak için kendinize zaman verdiğinizde beyniniz ruh halinizi yükseltmek ve sizi sakinleştirmek için serotonini artırır. Sonuç tatlı bir mutluluk hissidir. Denemeye değer.
Negatiften uzak durun
Negatiften uzak durun. Çünkü insanların negatif görüşleri ve sıkıntıları bulaşıcı olabilir. İstemeden başkaları ile ilişkileriniz aracılığıyla olumsuz, verimsiz tutumlar benimseyebilirsiniz. Özellikle felaket senaryoları kendi psikolojinizi sabote edebilir. Lütfen bunu yapmayın. Evet zorlu bir süreç ama iyi bir bakış açısı bizi daha güçlü kılacak, bunu hiç unutmayalım.
Birbirimize derinden bağlıyız
İnsanların birbirine bağlı olduğunu biliyoruz. Bu hem fiziksel hem psikolojik olarak böyle. Evet, aramızda müthiş bir bağ var. Şu anda mesela hepimiz kilitlenip virüsün yayılmasını kontrol altına almak için sosyal izolasyona girdik. Arkadaşlarımızdan, zevklerimizden, rutinlerimizden ve sosyal yaşamdan uzaktayız.
Ancak tüm bu gelişmelere karşı sosyalleşme dijital ortamlar sayesinde artıyor. Herkes bu şok etkisini atmak için sohbet etmeye başladı. Hiç olmadığı kadar çok yapılan canlı yayın da bunun bir göstergesi. Hepimiz telefon, Whatsapp, Facebook, Facetime, Instagram DM'leri ile birbirimizle aralıksız sohbet ediyoruz. Müzisyenler konser veriyor, DJ’ler parti setlerini çalıyor, yoga öğretmenleri canlı dersler veriyor. Herkes bu tip etkinlikleri zevkle izliyor. Bir anlamda hem yalnızız hem de birlikteyiz.
Peki ne yapacağız?
Geçenlerde uzayda 1 yıl yaşamış astronot Scott Kelly’nin izolasyon zamanlarını verimli kılmak için verdiği tavsiyeleri okuduk. Bence onun görüş ve deneyimi büyük önem taşıyor. Kelly’nin tavsiyeleri şöyle:
- Günlük uyanma ve yatma rutininize devam edin,
- Takip edeceğiniz bir takvim hazırlayın,
- Self izolasyona uyarak dışarı çıkın,
- Varsa bahçeniz ya da balkonunuzda vakit geçirin
- Bir hobi geliştirin,
- Günlük tutun,
- Başkalarıyla iletişim kurmak için zaman ayırın,
- Alanlarında bilgili olan uzmanları dinleyin.
Birbirimizi destekleyelim
Görüldüğü gibi yeryüzünün sınırları yok. Corona virüs salgını bize paylaştığımız değerlerin bizi ayıran faktörlerden daha kuvvetli olduğunu gösterdi. Şubat ayında Oscar kazanan Joaquin Phoenix’in ödülü alırken söylediği gibi "Birbirimizi desteklediğimizde en iyi halimize ulaşıyoruz. Geçmiş hatalarımız nedeniyle birbirimizi sildiğimiz değil, birbirimize büyümek için yardım ettiğimiz zamanlardan bahsediyorum. Birbirimizi eğitip, kurtardığımız zamanlardan.”
Evet, bütün insanlar kaçınılmaz şekilde birbirine bağlı ve sorunlarımızı çözmek için yapıcı olarak bir araya gelirsek geleceğimiz o kadar iyi olacak.
Ellerimizi sık sık yıkayarak birbirimize destek olabiliriz.