Opr. Dr. Serdar Bora BayraktaroğluKendine iyi bak-mak ne demek?

HABERİ PAYLAŞ

Kendine iyi bak-mak ne demek?

Üstümüzdeki baskı yoğun. Bunu ben de metropolde yaşayan bir yetişkin olarak iliklerime kadar hissediyorum. Erkekleri kadınları gözlemliyorum. Gördüğüm şey nasıl kendimize baskı kurduğumuz… Sürekli birbirimize “Kendine iyi bak!” derken asla bakmamamız…

Kişisel gelişim bombardımanlarının sürekli eksik hissettirdiği, retroların asla bitmediği, tutulmaların üstümüzden geçtiği ve maalesef kışın geldiği zamanlardayız.

Sosyal medyadaki modellere benzemediğimiz için, o güzel kadınla beraber olamadığımız, o arabaya binemediğimiz için, o tatilde yakışıklı ve kaslı sevgilimizle o fotoğrafları çektiremediğimiz için, O’nun maaşını alamadığımız için…

Haberin Devamı

Liste uzun hayat kısa!

Budist yazar Jack Kornfield, keşiş adaylarıyla yürürken kocaman bir kayaya rastlıyorlar. Hocaları “Sizce bu kaya ağır mıdır?” diye soruyor. Kornfield de “Çok ağırdır efendim” diyor. Övgü beklerken hocasından şöyle bir yanıt geliyor. “Taşımıyorsan değildir!” 

Bu güzel kıssadan hisseye dayanarak diyeceğim şu: Taşımayın! Başkasının yükünü, bakış açısını, yargılarını taşımayın! Kendine iyi bakmak böyle mümkün olabilir.

Bedeninizle ilişkiniz nasıl? Aynada kendinize en son ne zaman alıcı gözle baktınız?

Bilin ki güzelsiniz.

“Hadi canım!” dediğinizi duyar gibiyim.

Evet güzelsiniz.

Ta ki başkalarıyla kendinizi kıyaslayana kadar. Herkes kendi bedeninde ve ruhunda biriciktir.

Tektir.

Ve kendine haslığıyla evrendeki yerini ve önemini bulmayı hak eder.

Bir estetik plastik cerrah olarak sizin bedeninizde, yüzünüzde harika değişimlerin kapısını açabilirim, birçok izi silebilir, gergin ve parlayan bir cilt, sıkı bir popo, diri memeler, karın kasları yapabilir, sizi yirmi yıl genç halinize bile götürebilirim. Estetik plastik cerrahinin bize bunları ve daha fazlasını vaad ettiği şanslı zamanlardayız.

Peki ruhunuz da buna hazır mı? Peki siz yirmi yıl öncesindeki umutlarla, hayallerle ve neşeyle dolu olan benliğinize geri gidebilir misiniz?

Çok sevdiğim yazar Haruki Murakami’nin güzel bir sözü aklıma geliyor böyle zamanlarda. “Fırtına geçtikten sonra nasıl atlattığınızı hatırlamayacaksınız, nasıl hayatta kaldığınızı da…Ancak bir şey kesindir; fırtınadan çıktıktan sonra fırtınaya girenle aynı insan olmayacaksınız.”

Haberin Devamı

Fırtınaya girmeye de çıkmaya da gönüllü olmak nasıl olurdu peki? Dalgalarla savaşmak yerine sörf yapmayı öğrenmek?

Kendinize iyi bakın…

Sıradaki haber yükleniyor...
holder