İçinde olduğumuz Ekim ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı.
PEKİ, BU FARKINDALIK NE ANLAMA GELİYOR?
Meme kanseri riskine karşın kadınların kendi bedenlerinin farkında olmaları demek. Hem kendi kendilerine meme kontrolü yapmaları hem de doktor ve görüntüleme işlemleriyle kontrollerini aksatmaması demek bu farkındalık.
Meme kanseri erken tanı ve teşhislerde oldukça başarılı sonuçlarla tedavi edilebiliyor. Meme dokusu korunuyor ve tedavi süreci bittiğinde bu hastalık “kötü bir deneyim” olarak kalabiliyor. Ancak her zaman bu kadar kolay olmuyor. Maalesef kanser tedavisi yorucu ve uzun, zaman zaman da meme dokusunun tamamen alınmasıyla sonlanabiliyor.
MEMENİN OLMAYIŞI VE BEDENLE YENİDEN TANIŞMA
Kanser tedavisinin bitmesi elbette sağlığa kavuşulduğu için mutlu olunan bir süreç. Artık kanser atlatılmış, sağlık geri gelmiş, gelecekle ilgili hayaller kurulmaya başlanmıştır. Ancak meme dokusunun alınması kadını; kendine yabancılaştıran ve kadınlığının, anneliğinin “eksildiği” hissini yaratan, içten içe büyüyen bir travma olarak kendini göstermeye başlayabilir.
DOĞURGANLIĞIN VE ANNELİĞİN SEMBOLÜ OLARAK MEME
Meme organı kadınlığın yalnızca feminen, çekici ve sağlıklı bir ifadesi değil aynı zamanda anneliğin, doğurganlığın bir nevi yaşamın ve doğumun kadın bedenindeki somutlaşmış göstergesi. Bu kavramsallaştırma popüler kültürden öte tarihin ilk çağlarından beri böyle kodlanmış, adeta DNAmıza yazılmış bir algı. Bu da kadını memenin alınmasından sonra psikolojik, sosyal, kültürel ve cinsel olarak derin bir boşluğa ve hatta zaman zaman depresyona sürükleyebiliyor. Çevresinde onun kanseri yenen güçlü tarafını görmek yerine artık “meme-siz” bir kadın oluşuna yönelik acıma, hüzünlenme veya teselli etmeye çalışma durumları oluşunca kadının içinde bulunduğu bu durum daha da güçleniyor ve geçirmekte olduğu depresif durum adeta perçinleniyor.
KADINLIĞIN YENİDEN İNŞASI
Kadınlığın tanımı nedir diye sorsam hepinizden bir cevap gelir illa ki. Ortalama cevapları hepimiz biliyoruz. Ben kadın ve kadınlığın temsilleriyle ilgili yazan ve kadınlarla kurtlar arasında karakteristik bağlar kuran harika yazar Clarissa Estes’ten bir tanım aktarmak istiyorum.
“Sağlıklı kurtlar ve sağlıklı kadınlar belirli ruhsal karakteristikleri paylaşırlar: keskin bir duyarlılık, oyuncu bir ruh ve yoğun bir kendini adama kapasitesi. Kurtlar ve kadınlar, doğaları, araştırıcılıkları, büyük bir dayanıklılık ve güce sahip olmaları bakımından yakın akrabadırlar. …Sürekli değişen koşullara uyum sağlamakta deneyimlidirler, tuttuklarını koparmalarının yanında çok da cesurdurlar.”
Estes’in bu tanımını çok seviyorum. Meşhur “Kurtlarla Koşan Kadınlar” kitabında böyle bir giriş yapıyor. Kadınların gücünü, yaşama tutunmalarındaki heveslerini, kendilerini her şartta var edebilmelerini çok güzel anlatıyor.
MEME KANSERİYLE ALINAN MEME DOKUSUNUN YERİNE YENİDEN MEME YAPILABİLİR Mİ?
Kadınlık, beden ve kadınlığı sembolize eden organlardan bağımsız bir olgu.
Yaratıcı güç ve savaşçı duruş.
Fedakâr bir anne tarafından büyütülmüş bir erkek çocuğu olarak kadınlığın yaratan, büyüten, yeşerten, üreten, merhamet eden, var eden olduğunu biliyorum.
Bir estetik plastik cerrah olarak da meme kanseriyle meme dokusu alınan bir kadının yeniden meme sahibi olabileceğini biliyorum. Bunu günümüzde pek çok kadın tercih ediyor ve başarılı sonuçlarla hayatına; kanserin izlerini taşımadan, bedensel yargılanmalara maruz kalmadan devam edebiliyor.
Bu operasyonlar hastanın kendi (karın dokusu, sırt dokusu vb) dokusu kullanılarak yapılabiliyor, aynı zamanda silikon implantlar ve hastanın kendi yağ dokusu kullanımı da meme onarımında ve yapımında oldukça doğal sonuçlara götürüyor.
Kısacası meme kanseriyle, meme dokusunun alınması durumuna; yaşama yeniden davet, kendine özen, kendine şefkat göstereceğin bir sınav gözüyle bakabilirsen bir nebze daha durumu aşabiliriz gibi geliyor.
Bir estetik plastik cerrah olarak bu durumda içinin rahat olmasını, sağlığa odaklanarak kendine dönmeni, bedensel konforun için estetik plastik cerrahinin sunduğu imkanlardan faydalanabileceğini bilmeni istiyorum.
Haftaya yeni bir konuda görüşmek üzere…