Oral Çalışlar60 yıl önce ve sonra Ankara

HABERİ PAYLAŞ

60 yıl önce ve sonra Ankara

Üniversite öğrenciliğim, 1966 ve sonrası Ankara’da geçti. Sular akmazdı. Akarsa da çamur akardı. Hava kirliliği kış aylarında ölümcül dereceye yükselirdi. Küçük ama derli toplu bir şehirdi. İki ana arter üzerine kuruluydu: Cebeci- Bahçelievler, Çankaya-Aydınlıkevler... Bu iki hat üzerinde küçük dolmuşlar çalışırdı. Kızılay kesişme noktasıydı. Ayrıca Ulus’tan ve Kızılay’dan çoğunluğu gecekondu mahalleleri olan Altındağ, Dikmen, Tuzluçayır, Keçiören, Yenimahalle, Mamak, Karşıyaka gibi semtlere, büyük minibüsler, yolcu taşırdı. Toplu ulaşım zayıftı. Zamanında kalkmayan, ağzına kadar dolu, bakımsız belediye otobüsleri, şehrin yolcu yükünü kaldıramazdı.

Haberin Devamı

Şimdi Ankara’da sular akıyor. Yeni devlet binaları yapılmış. Tramvay ve metro o güne göre nüfusu on misli artmış bir şehrin yükünü taşıma gayreti içinde. Merkez, büyük binalarla işgal edilmiş. Geçmişte Kızılay ile Çankaya arasındaki bakanlıklar, artık daha geniş bir alana yayılmış. Binaların içinde garip bir hisse kapıldım. Demirperde ülkelerindekine benzer bir atmosfer sizi sarıp sarmalıyor. Şirin, sakin, fakir Ankara’nın yerine, merkezi yüksek binaların işgal ettiği bir şehir gelmiş. Eski sevimliliğini kaybetmiş bir şehir. Devletin merkezi olan binalardan içeri emniyet güçleri nezaretinde giriliyor, bir kapıdan bir kapıya geçiliyor. Karşılayıcılar ve uğurlayıcılar ve özel güvenlikçiler size yol gösteriyor. Erkekler kravatlı, kadınlar takım elbiseli…

Ankara’ya “gazetecilere yeşil pasaport” için gittim. Bu ikinci gidişim. İlk gidişimde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Âlâ ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etmiştim. İkinci gidişimde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun’a, bazı hukuk insanlarına, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken’e uğradım.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, yeni anayasa çağrısı, haftanın temel konusuydu. Cumhurbaşkanı, “Gelin hep birlikte yapalım” diye seslendiği muhalefetten, “Seninle ne konuşacağız?” karşılığını almıştı. Ankara’daki hukuk çevreleri ise “Nasıl bir Anayasa?” sorusunu önemsiyor. Anayasa “Başkanlık Sistemi”ni hukukileştirmek amacıyla mı yapılacak? Örneğin, yarı-başkanlık ya da parlamenter rejime açık bir yol haritası mümkün mü? Yani yeni bir şeyler yapmak mümkün mü? Basın, ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü gibi alanlarda yeni bir girişim söz konusu olabilir mi? Ankara hareketlenmeye hazır. 1 Ekim’de Meclis açılıyor. Biz gazetecilerin gözü yeşil pasaport tasarısının Meclis’e gelmesinde. Tabii Anayasa meselesi hepimizin geleceğini belirleyecek. Amacına uygun bir tartışma ortamı oluşturmak önem kazanıyor. Ankara’da alttan alta “Acaba yeni bir uzlaşma zemini olabilir mi?” sorusuna cevapların arandığını da kulaklarımla duydum. Güzel bir sonbahar yaşamayı kim arzu etmez…

Haberin Devamı

Not: 15 Eylül 2023 cuma sabahı gazetedeki köşemde, benim yazmadığım bir yazı duruyordu. "Milli direnişin adı: ‘Kaç Kaç’ olayları" yazar Sadık Gültekin’e ait olduğu anlaşılan yazı teknik bir yanlışlıkla benim adımla, benim köşemde yer almıştı. Sadık Gültekin’in görüşlerini yansıtan yazı, basılı gazetede kaldı. İnternette 8-10 saat yer aldı. Bana ait olmayan görüşleri içeren bu yazı meselesini kayıt altına almak amacıyla bu notu düşüyorum.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder