Giriş
Üç sene aradan sonra geldiğimiz Bodrum’da, ilk göze çarpan Malta eriği ağaçları. İstanbul’da marketlerde kilosu 40 lira olan bu meyve, yeşil-sarı renkleriyle Bodrum’un merkezini, çevresini süslüyor. Arkadaşımız Amelie’nin bahçesindeki Malta eriği ağaçları da kocaman olmuş, bol bol yiyoruz. Bayram tatilinin ardından Bodrum, sakinlemiş.
Tekneler limanda yorgunluk gideriyor. Turistler keyifli. Her şey onlara ucuz. Bu ucuzluğun, turizmi canlandırması bekleniyor. Tarsus’tan sınıf arkadaşlarımla Bodrum buluşması yaptık, yitirdiğimiz arkadaşlarımızı andık. Geçenlerde yitirdiğimiz Halim arkadaşımızın (Mahmut, Mustafa ve Muhsin’le), eşi Yerden’i ziyaret ettik.
İstanbul’dan Bodrum’a daha önce 350 liralık benzinle gelenler, şimdi 1400 lira tutuyor, dediler. Bodrum çarşısında yürüyorum. Tanıyanlar selam verip, “Bu pahalılık ne olacak?” diye sorup duruyor. “Seçim, zamanında yapılacak mı?” sorusu da öne çıkıyor. Bodrum Belediyesi’nin deniz kenarındaki Mahfel adlı kahvesinde, bir kısım masalar kumsala indirilmiş. Oturacak yer bulunmuyor. Diğer kafeler boş dururken Mahfel dolup taşıyor.
Belediye kahveleri diğerlerinden daha hesaplı. Kışı yağışlı geçiren Bodrum, baharı yemyeşil karşılıyor. Begonviller, ağaç boyunu aşan birbirinden değişik kaktüsler, karabiber ağaçları, zakkumlar, dut ağaçları, rengarenk güllerle Bodrum bir başka güzel… Ancak inşaatların çok hızla arttığı 500 evlik yeni siteler yapıldığı hüzünle anlatıldı.
Geçen yangın ve Kızılağaç Köyü
Geçen yaz büyük bir orman yangını geçiren Bodrum’un çevresinde dolaşıyoruz. Kızılağaç Köyü kıl payı kurtulmuştu. 68’li Mülkiyeli arkadaşım Lokman, köy yakınlarındaki bahçesinde endişeli saatler yaşamıştı. Onunla çevreyi dolaşıyoruz…
Yangın tepeyi aşmış olsa köy yanıp kül olacakmış. Etrafımız zeytin ağaçları. Güneş tepemizde ama serin bir rüzgâr esiyor. Lokman’ın bahçesinde özel fırında pişirilen pizzaları tadarken, Bodrumlu dostlarımızla konuşuyoruz.…
Bodrum’a büyük şehirlerden son dönemde artan bir ilgi olduğunu, kışlıkçıların hızla arttığını anlattılar. Bu yönelim özellikle ev kiralarını zıplatmış. Gecekondular 4 bin liradan başlıyor. Aylık kirası 300 bin lirayı, aylık ortak giderleri 50 bin lirayı bulan evlerden söz ettiler.
Sabit gelirlilerin Bodrum’da tatil şansı giderek zorlaşıyor. Bölgeye çalışmaya gelen insanlar barınacak yer bulmakta zorlanıyor. Aldıkları ücretle ev kiralarını ödemeleri mümkün değil. Gündelik hayat içinde en çok ihtiyaç olan tamir bakım işlerinde çalışan işinin ehli usta bulmak neredeyse imkânsız.
Genel bir umutsuzluk göze çarpıyor. Gençler tıpkı Diyarbakır’da konuştuğum gençler gibi yurtdışına gidenlere özeniyorlar. Şehri dolaşıp sıradan insanlarla konuşunca daha umutlu bir hava göze çarpıyor. Her şeye rağmen hayat devam ediyor. Bodrum yeni sezona yeni umutlarla hazırlanıyor.
