Oral ÇalışlarCumhurbaşkanı Erdoğan: İktidar, muhalefet, basın ve sivil toplum ile birlikte

HABERİ PAYLAŞ

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İktidar, muhalefet, basın ve sivil toplum ile birlikte

Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluşması, siyasi havayı değiştirmek için bir kapı açmış oldu. Umutsuzluk içindeki geniş muhalif kesimlerde yeni umutlar için elverişli bir rüzgar esmeye başladı. Öte yandan, endişe ve karamsarlık, hâlâ bir ölçüde etkisini sürdürüyor. Buradan barış, demokrasi yönünde bir çıkış imkanı görmeyenlerin sayısı da az değil.

Bir kesim, “Tayyip Erdoğan yenilmez, sonunda iktidarı kimselere vermez”, “Zaten CHP kazanmadı ki” diyor. Bu kesime göre; iktidara yürekten bağlı seçmenin bir kısmı, bir uyarı cezası vermek istedi. Bu kesime göre bu seçimleri muhalefet kazanmadı, iktidar da kaybetmedi, yaşanan şey basit bir yol kazası. Bunun dışında, CHP’nin kendi içinde de “yumuşama” olarak tanımlanan yeni durumdan rahatsız olanlar var.

Haberin Devamı

Özgür Özel’in gereken muhalefet pozisyonuna giremediğini veya gereken muhalefet performansını gösteremediğini düşünüyorlar. Kim ne derse desin, seçmenden gelen sinyalin gücünü, iktidarın tavrına bakarak da ölçebiliriz. “Yumuşama dönemine girdik” diyen Erdoğan, çok farklı bir üslup ve içerikle meseleye yaklaşıyor. Üç gün önce, Danıştay’ın kuruluşunun 156. yılında yaptığı konuşmada, yargının bağımsızlığı konusunda, dikkat çekici bir değerlendirmede bulundu:

“İktidarı ve muhalefetiyle, basını ve sivil toplumuyla hep birlikte yargımızın her türlü taassuptan, menfaat eksenli gruplaşmadan ve ideolojik kamplaşmadan uzak durmasını temin etmemiz gerekiyor. Milletin maslahatı ve ülkenin selameti yerine belli bir zümrenin menfaatini gözeten dar kadrocu anlayışların adalet teşkilatımız dahil, devletimizin kurumları içinde tekrar yuvalanmasına izin veremeyiz, vermeyeceğiz. Bu konuda hepimizin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi şarttır.

Adalet terazisini ellerinde tutan hukukçularımızın da medya, sosyal medya, günlük hayattaki duruşlarıyla bu sürece olumlu katkı sunması önemlidir.” Muhalefetin temkinli davranması, “önce atılacak adımları görelim” demesi, anlamlı. Gezi davası, Can Atalay kararı, Selahattin Demirtaş’ın durumu, Anayasa Mahkemesi kararlarına yönelik tutumlar değişecek mi? Özgür Özel’in “Önce Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını uygulayın, sonra yeni bir Anayasa’yı konuşabiliriz” demesi de bir anlam taşıyor.

Haberin Devamı

Erdoğan aynı konuşmada durumu nasıl okuduklarını şu sözlerle ifade ediyor: “Bir gerçeğin gayet iyi farkındayız: Türkiye istikbalini ancak daha fazla demokrasi, daha fazla ekonomik refah ve bunlara paralel olarak daha fazla güvenlik üzerine inşa edebilir. Güvenlik, güçlü bir demokrasinin teminatıyken, demokrasi de güvenliğin dayanağıdır. (…) Siyasetteki yumuşamayla birlikte farklı siyasi partiler arasındaki istişari görüşmelerin yoğunlaşması bu bakımdan önemli bir fırsat teşkil ediyor. Türk siyasetinin bu fırsatı ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz adına kalıcı bir kazanca dönüştürmesini ümit ediyoruz. Biz, milletimizin beklentileri çerçevesinde üzerimize düşen yapıcı rolü oynamaya devam edeceğiz.”

Önümüzdeki dönemin temel meselesi Türkiye’nin hırpalanmış, özürlü demokrasiden normale dönmesi. 31 Mart’ın bir yeni dönem olduğunu anlamamız için herhalde biraz daha zaman geçmesi gerekli olacak. Tabii Türkiye’nin normal ve gerçek demokrasiye ulaşması, bir zaman meselesi. Şu an yaşadığımız süreç de bunun içinde bir dönemeç olarak görülebilir. Arjantinli yazar ve siyasetçi Arturo Jauretche: “Depresyondaki halklar zafer kazanamaz.”

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder