Berat Albayrak’ın istifasından bu yana Cumhurbaşkanı, ardı ardına “bazı reform adımları atılacağını” ifade eden konuşmalar yapıyor. Bu konuşmaları dikkatle incelediğimizde, son dört yıldır izlenen çizginin tam tersi yönde bir çizginin gelişebileceği izlenimini ediniyoruz.
Cumhurbaşkanı, 11 Kasım günü şunları söyledi:
“Eskiler, dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz diyor. Biz de zihniyetimizi, kurumlarımızı ve kurallarımızı bu yeni dönemin şartlarına göre düzenlemeden uluslararası örgütlerdeki itibar kaybının önüne geçemeyiz.”
Bunu, TBMM AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşma izledi. Orada da “hukuk devleti” vurgusu dikkat çekiciydi. Adalet Bakanı’nın açıklamaları da benzer mesajlar içeriyordu.
Türkiye, Türki ülkelerden farklıdır
Şu bir gerçek: Türkiye Cumhuriyeti devleti ve bu ülkenin yurttaşları bir imparatorluğun mirasçısı. Burada bir yönetim geleneği var, kurumlar var. Askeri darbe yapan cuntacı bile ilk önce toplumu ikna edebilmek amacıyla “en kısa sürede demokrasiye dönülecektir” deme gereği duyar.
Darbeciler en fazla birkaç yıl içinde iktidarı sivil yönetimlere devreder. Bu nedenle benim görüşüme göre bu ülkenin sigortaları vardır, sınırları vardır. O noktaya gelindiğinde sigorta devreye girer ve normalleşme kendini kabul ettirir.
Türkiye, ekonomi, siyaset ve toplumsal ilişkiler alanında zorlanıyor. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” yapılandırılırken “denge ve denetim” mekanizmaları oluşturulmadı. “Yönetme kolaylığı” diye savunulan merkeziyetçi sistemin yürürlüğe girdiği dönemden bu yana ekonomi iyiye gitmedi. Dış politikada geleneksel diplomasinin yerine bireysel ilişkileri önceleyen bir anlayışa geçildi. İçeride kutuplaşma, dışarıda gerginlik... Cumhurbaşkanı’nın deyimiyle “uluslararası örgütler karşısında itibar kaybı” yaşandı. Bütün bunlar yaşanırken, toplum da değişti.
Yeni bir kuşak yetişti. 2000 ve sonrasında doğmuş, yani 20. yüzyılı hiç yaşamamış, AK Parti’den başka iktidar görmemiş, hatta AK Parti’nin reformist dönemlerini bile görmemiş birçok genç yetişti.
Trump da gidince
Son olarak da ABD’deki Trump yönetimi yenildi. Yani içeride aşılması gereken engeller artarken, dışarıda da işler eskisinden farklı bir karakter kazandı. Köşeye sıkışmışlıktan nasıl kurtulacağız? İktidar aşırı merkezileştiği için, iktidarı denetleyecek bir yapının oluşturulması gerekiyor.
Siyasetin egemenliğindeki yargı bağımsız hale gelmeli, gücünü yitirmiş Meclis yeniden gerçek bir yasama organına dönüşmeli. Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu, Yerel Yönetimler Kanunu demokratik bir ülkeye uygun şekilde düzenlenmeli. İnsan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü evrensel standartlara (bkz: Kopenhag Kriterleri) uygun hale getirilmeli. Ancak böylesine atılacak köklü adımlarla Türkiye normalleşebilir.