28 Şubat döneminde askeri birliklere bir slogan asılmıştı: “Orduya sadakat şerefimizdir.” Kim gösterecekti orduya sadakati? Millet. Aradan yıllar geçti. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) dört üyesi , 1128 akademisyeni suçlarken benzer bir sadakat anlayışını dile getirdi:
“Devlete sadakat ve isnatla bağdaşmayacak sıfat ve isnatların esasen ifade hürriyeti ile karşılanması mümkün değildir. (...) genel olarak çalışanların ve kamu görevlilerinin işverenlerine ve devlete olan sadakat borçlarının ihlal edildiği durumlarda, AİHM ifade özgürlüğüne yapılan müdahaleleri gerekli ve orantılı bulmaktadır.” Hukuk kavramının, “devlete sadakat”e indirgendiğini, ülkenin en yüksek mahkemesinde, bu anlayışın yaşadığını görüyoruz... Oysa yargıcı, savcıyı bağlayan kanunlardır, hukuk kurallarıdır. Bilim insanlarının devlete sadakat borcu olabilir mi? Onların sadakat göstermeleri gereken bilimsel gerçeklere bağlılıktır, toplumun geniş çoğunluğunun hakkını savunmaktır. Yargıçların sadık kalmaları gereken ilke “adalet”tir. Hukuk, bireylerin, toplumun haklarını, çıkarlarını, özgürlüklerini, devlete karşı teminat altına alır. Devlet, silahlı güçleri olan, meşru şiddet uygulayabilen, örgütlü bir mekanizmadır. “Devlete sadakat” temelinde bir hukuk oluşturmak, otoriter devleti savunma refleksidir. Dünya, devletin şiddet kullanma, baskı yapma gücünü sınırlandırmayı tartışırken, bazı yargıçlar, hukuku devlete bağımlı sanıyorlar.
Mahkemenin kararı
Onlara cevabı, 8 üye veriyor: “İfade özgürlüğünün sadece toplum tarafından kabul gören veya zararsız ya da ilgisiz kabul edilen bilgi ve fikirler için değil, incitici, şoke edici ya da endişelendirici bilgi ve fikirler için de geçerli olduğu yinelenmelidir.”
Devlete sadakat sorusuna AYM kararının cevabı: “(...) bazı görüş ve ifadeler, kamu gücünü kullanan organlar nazarında kabul edilemez görülse bile, hukukun üstünlüğüne dayanılarak oluşturulan demokratik bir toplumda kurulu düzene, politikalara ve uygulamalara karşı çıkan veya kamu gücünü kullanan organların eylemlerini eleştiren, onları kabul edilemez bulan fikirler serbestçe açıklanmalıdır.”