Giriş
Her şey bir korku filmi gibi başladı. “Kavala Davası”ndan söz ediyorum. Sabah erken saatlerde Silivri’ye doğru hareket ettik. Silivri Cezaevi yerleşkesinin dört bir yanı jandarmalarca sarılmıştı, arabalara tek tek yol veriliyordu. Bütün önlemler tek bir tutuklu sanık, Osman Kavala için alınmıştı. Mahkemenin bir an önce karar verme eğiliminde olduğu geçen celseden anlaşılmıştı.
Bu nedenle kalabalık izleyici kitlesinde ve avukatlarda gerginlik hissediliyordu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP milletvekilleri Necdet İpekyüz, Mithat Sancar, değişik ülkelerden çok sayıda basın mensubu, elçilik temsilcileri ve onlarca avukat duruşma salonunu doldurmuştu. Daha önceki duruşmalara kıyasla büyük bir kalabalık vardı. İzleyicilere, basın mensuplarına sandalye yetişmedi. Salona giren Osman Kavala alkışlanınca heyet başkanı müdahale etti.
Mahkeme heyeti, Osman Kavala’dan başlayarak bütün sanıkların esas savunmalarını alıp bir an önce karara varmak niyetindeydi. Sanıklar ve avukatların, tanık dinlenmesi ve delillerin ortaya konulması yolundaki bütün taleplerini, mahkeme “kararı geciktirmek istiyorsunuz” gerekçesiyle geri çevirdi. Sanıklar ve avukatlar, haklı olarak, “Esas Hakkkındaki Mütalaa”yı teslim alalı bir hafta bile geçmediğini söyleyerek savunmalarını hazırlamak için süre talep ediyor, duruşmanın sonraya bırakılmasını istiyordu. Heyet, her türlü talebi reddetti.
“Son sözünüzü söyleyin” havası içindeydi. Gerilim tırmandı. Heyet, avukatlardan birinin söz almadan konuştuğu gerekçesiyle salondan çıkartılmasına karar verdi. Ve ortalık karıştı. Heyet, tepki gösteren izleyicilerin de çıkartılmasını istedi, sonra salonu terk etti. Hepimiz endişe içinde beklemeye koyulduk. Bu arada bir duyuru yapıldı, izleyiciler ile tartışmaya konu olan avukat salona geri alındı.
Ve heyet yarım saat kadar sonra geri döndü. Mahkeme Başkanı kararı okumaya başladı. Osman Kavala dahil 9 sanığın beraatine karar verildiğini ilan etti. Bu beklenmedik kararın üzerine kocaman salonu önce bir sessizlik, ardından kocaman bir alkış sesi kapladı. Herkes birbirine sarılırken, Osman da sanık sandalyesinden ayağa kalkmış, izleyicilerin oturduğu sıralara doğru yürümeye başlamıştı. Alkış seslerine bu kez mahkemeden hiçbir itiraz gelmedi.
Akşam gelen haber
‘Kavala Davası’, özellikle Osman Kavala’ya yöneltilen afaki suçlamalar, yargıya olan güveni sarsıyor, toplumsal uzlaşma imkanını ortadan kaldırıyordu. Bu dava muhalif olan herkese yönelik bir tehdit anlamına da geliyordu. Bu nedenle verilen beraat kararı, önemli bir gerginliği ortadan kaldırıcı ve umutsuz havayı dağıtıcı bir etki yapıyor.
Tabii, bu dava tek değil. Umarız benzer şekilde görüşleri nedeniyle tutuklu olanlar, mahkum edilenler de özgürlüklerine kavuşurlar. Akşam, bir başka soruşturma kapsamında gözaltı kararı verildiğini ve Kavala’nın bırakılmadığını öğrendik. Kavala’nın gözaltına alınmasını her anlamda üzücü ve kutuplaştırmacı bir gelişme olarak değerlendirebiliriz.
