Hasan Fehmi Güneş, memleketi Sakarya’nın Karapürçek ilçesinde toprağa verildi. Sessiz, sedasız… Kendisiyle gazeteci-siyasetçi olarak çok sayıda anımız var. Dostluğumuz var. Komşuluğumuz var. Farklı düşündüğümüz konuları, yaptığımız tartışmaları, uzun yılların tatlı birer anısı olarak hatırlıyorum. Hasan Fehmi Güneş, 16 Ocak 1979’da, Ecevit hükümetinde İçişleri Bakanı oldu. 9 ay dolmadan bir aşk skandalının ardından 5 Ekim 1979’da istifa etti. İç çatışmaların, siyasi cinayetlerin yoğunlaştığı zorlu bir dönemde çok kısa bir süre etkili, akıllarda kalıcı başarılı bir bakanlık yaptı.
Kondakçı olayı
Onun bakanlığı döneminde yaşanan ve yakından izlediğim bir olaydan söz etmek istiyorum: MHP’nin Avrupa Sorumlusu Lokman Kondakçı Türkiye’ye dönmüş ve bildiklerini anlatmak istemişti. Güneş onu 5 saat sorgulamıştı. Bu itiraf/ sorguda, belli ki terör eylemlerine ilişkin önemli bilgilere ulaşmıştı. Bir başka olay nedeniyle bir davada verdiği ifadesinde, bu sorguda kayıt yapmadığını ve not tutmadığını söyledi.
Ancak bu sorgunun tape edilmiş sayfaları, kısa süre içinde MHP yöneticilerinin masasına ulaşmıştı. Kondakçı’nın başı derde girdi. Bu malzemenin nasıl MHP’ye gittiğini kendisine sormuştum. O zaman tanınmış bir gazeteci sayılan, daha sonra MİT Psikolojik Daire Başkanı olduğu ortaya çıkan kişiye vermiş. Belli ki İçişleri Bakanlığı’na, o kargaşa ortamında kol atan bir gizli devlet eli, ülkeyi hızla darbeye doğru itiyordu.
Bakanın ötesinde güçler, rollerini oynuyordu. Bir aşk skandalıyla tasfiye edilmişti ama o olayı patlatan gazetenin bunu bir habercilik faaliyeti olarak yaptığını söyleyemeyiz. Çalışkan ve cesur bir İçişleri Bakanı, darbe yoluna engel çıkarabilir, kontrgerillanın eylem planlarını bozabilirdi. Bu engel kaldırılmak istenmişti. Bir komploya kurban gittiği ortadaydı.
O dönemde Ankara’daki Mısır Büyükelçiliği Filistinli gerillalar tarafından basıldı, Bakan Güneş risk alarak gerillaların yanına gitti, onları teslim olmaya ikna etti. Dünya onun bu çabasını hayranlıkla izledi. Ankara’da öldürülen Savcı Doğan Öz cinayetini aydınlatmak için uğraştı. Dosyaları yeniden ortaya döktü. Hasan Fehmi Bey’le adada komşuyduk.
Anadolu’ya CHP toplantılarında konuşma yapmak amacıyla birlikte yolculuklar yaptık. Bir Malatya gezimizde, toplantı sonrasında, bu kentin geçmişteki çok kültürlü yapısının neden yok olduğunu farklı bakış açılarıyla değerlendirmiştik. Değerli bir hukukçuydu. Çalışkan ve mücadeleci bir bakanlık yapmıştı. Son yıllarda kabuğuna çekilmişti. Sessiz bir gemi gibi aramızdan ayrıldı.