2003 yılında bir grup yazar-çizer, gazeteci İran’a gitmiştik. Gezi dönüşü İpek’le (Çalışlar) hazırladığımız kitaba “İran: Bir Erkek Diktatörlüğü” adını vermiştik. Kadınlar vardı. Görünüyorlardı. Ancak erkek egemen rejim, onları sınırlıyordu. Baskı altında tutuyordu. Kadınlar her fırsatta örtüyü atıyordu. Pastaran yani sopalı zaptiyeler onların peşindeydi.
20 yıl geçti. İran yönetimi son dönemde tutumunu sertleştiriyor ve başörtü zorunluluğunu uygulamak için yeni yöntemlere başvuruyor. Bu yöntemlerden bir tanesi bu yıl ilk defa 12 Temmuz'da düzenlenen 'Tesettür ve İffet' günü. Bir futbol stadyumunda kadınları hizaya getirmek amacıyla büyük bir toplantı düzenlendi. Ama kadınlar direnmeye davam ediyor.
Baskıya devam
16 Temmuz 2022 sabahı, sanatçı ve öğrenci Sepideh Rashno, güvenlik güçleri tarafından tutuklandı. Hakkındaki suçlama, belediye otobüsünde kavga çıkarmaktı. Belediye otobüsüne örtünmeden binmişti. İddiaya göre, Rashno otobüsteki bir kadının bu kıyafete itiraz etmesiyle çıkan tartışma sırasında, kadına saldırmıştı.
Rashno avukatıyla görüşemiyor, telefonla konuşamıyor. Bu nedenle hakkında bir bilgi edinilemiyor. İranlı kadınlar erkek egemen sistemin çıkardığı yasak ve baskılara karşı değişik direnme yollarına başvuruyor.
Tahran ya da New York sokaklarında ya da İran’ın hapishanelerinde başörtülerini çıkartarak, “özgürlük istiyoruz” diyerek, üstlerindeki baskıları protesto ediyorlar. Videolar yayınlıyor, bildiriler okuyor, hatta metrolarda dans ediyorlar. İnsan hakları örgütü HRANA’ya göre, İran hapishanelerinde, 35 siyasi tutuklu kadın bulunuyor.
Öncü kadınlar
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde çiçek dağıtan kadınların başına gelenleri bütün dünya merakla izliyor. Başlarında örtü yoktu. Mozghan (Müjgan), Yasaman (Yasemin) ve Münireh (Münire)... Mozghan Kashavarz, Kaliforniya Üniversitesi’nde doktoralı bir bilim kadını. Mozghan Kashavarz, 2020 yılında, 12 yıl 7 ay ceza almış. Monireh Arabshahi, Yasaman Ariani’nin annesi ve kadın hakları aktivisti.
Önce evleri basıldı, bilgisayarlarına, notlarına el konuldu, sonra sorgulandılar. Toplam 55 yıl ceza aldılar. Onların kaderini öğrenmek, hangi hapishanede hangi hücreye konulduklarını öğrenmek, takip etmek, kolay değil. Farklı cezaevlerini dolaşıyorlar. İran’da kadınlar erkeklere göre daha eğitimli. Üniversite öğrencilerinin yüzde 60’ı kadın. Çalışanların yarısı kadın. Bu tablo kadın hareketinin gerisindeki potansiyeli gösteriyor.
Rejim, statükoyu korumak için başörtüsü takmayana 1 ay hapis cezası veriyor. Kadınları yıldırmak, bastırmak ve takip amacıyla 2000 ahlak polisi göreve başlatılmış. İran’ın tutucu erkek yöneticileri, kadınları sopayla, kırbaçla, hapishanelerde hücrelere kapatarak; yoksul, zavallı, despotik bir rejim kurabildi.
Petrol zenginliği içinde fakirliğe mahkum bir ülke yaratabildiler. Demokrasinin en önemli ölçüsü kadınlar ve onların haklarıdır. İranlı kadınların zorba rejime karşı duruşları, insanlığın bugünü ve geleceği için önemli bir çabadır.