Oral Çalışlarİzolatörler bizi korumaya yeter mi?

HABERİ PAYLAŞ

İzolatörler bizi korumaya yeter mi?

Depremin yıkıcılığını önleme konusunda izolatörlerin rolüne, birkaç gün önceki yazımda dikkat çekmiştim. İzolatör üreten bir firmanın sahipleriyle konuşmuştum. Yaşadığımız büyük felaketin derinliği, her türlü önlemi konuşmamızı gerektirecek kadar hayatımızı etkilemiş durumda. İzolatör, binanın zemininde, binanın depremle ilişkisini kesen, onu temelinden yalıtan, depremin sarsıntısını binaya yansıtmayan bir sistem. “Sismik izolatör” de denilen bu sistem, depremin ana yapı ile temasını kesiyor. Peki sismik izolatör işiyle uğraşan firma ve kuruluşlar hangileri? Türkiye’de bu konunun çok sınırlı sayıda uzmanı bulunuyor.

Haberin Devamı

Onlar da köprülere, viyadüklere ve bazı devlet hastanelerinin izolatör taleplerine zor yetişebiliyor. Birçok uluslararası firmanın Türkiye temsilciliği de bu konuda çalışıyor. İzolatör elbette tek başına her şey için çözüm değil ama koruyucu, güven verici bir seçenek. Büyük binalarda, hastane, okul, devlet binalarında uygulanması, kurtarıcı sonuçlar doğuruyor. Son büyük depremde, izolatör sistemi kurulmuş olan devlet hastaneleri, yıkılmadı.

Hizmetlerini sürdürebildiler. Birçok insan buralara sığınıp nefes alabildi. İstanbul gibi deprem tehdidi altındaki bir şehirde şu an acilen yapılması gerekenleri alt alta sıraladığımızda, izolatörün çözümlerden sadece bir tanesi olduğunu görüyoruz. Daha belirleyici olansa, toplumun deprem konusunda duyarlı hale gelmesi. Yani kurallara uyulması. Devletin ve yurttaşın oynayacağı rol, önem taşıyor. İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü ve İnşaat Fakültesi Öğretim Görevlisi Fatih Sütçü, “Sismik izolatörler muhakkak kıymetli ancak tüm konutların bu sistemle yapılması imkansız.

Sistemi inşaatçıların eline veremeyiz. Yoksa çok hata yaparız. Önceliğimiz sağlam binalar inşa etmek olmalı” diyor. Dünyanın dört bir yanında büyük inşaatlar yapan inşaat şirketlerimiz var. Dünyanın her ülkesinde, o ülkenin gelişmişlik katsayısına paralel olarak denetim yapıldığını biliyoruz. Almanya’da müteahhitlik yapan Türkiye kökenli firmalar, oradaki kurallara harfiyen uyuyor. Başka şansları yok. Ülkemizde ise durum farklı. Devlet adına denetim yapması gereken kurum ve kişiler, maalesef kuralsızlıkta uzlaşıyor veya kuralsızlığı teşvik ediyor.

Haberin Devamı

Türkiye’de yönetim ve muhalefet, ciddi bir eşikte. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Sivil toplumu yok sayan, kurumları ortadan kaldırmaya çalışan zihniyet, toplum tarafından sorgulanıyor. Bu zihniyetin maliyetinin ne kadar ağır olduğunu görebilen toplumsal farkındalık, gerçekten de yaygınlık kazanıyor. Çok ağır bedel ödediğimiz ve ödeyeceğimiz bir dönemden geçiyoruz. “Bir musibet bin nasihatten evladır” meseli, içinde bulunduğumuz durumu özetliyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder