Giriş
CHP içinde ve dışında bazı çevreler, Kılıçdaroğlu’nun ittifak siyasetini partiyi “sağa çekme” olarak yorumluyor. Bu görüşleri son Kurultay’da İlhan Cihaner ayrıntılı bir şekilde savundu. Gerçekten CHP lideri sağcılaşıyor ve partiyi de sağcılaştırıyor mu? Önce şu noktada netleşelim: İttifak siyaseti farklı görüşlerdeki siyasi partilerle yapılır.
Aynı düşüncedeki kimselerin oluşturduğu birlik ittifak değildir. Farklı görüşteki partilerle ittifak ya da koalisyon, bazı ortak hedefler için yapılır. Buna “asgari müşterekler” de diyebiliriz. CHP’nin ittifak yaptığı veya yapma ihtimali olan partiler hangileridir? İYİ Parti, HDP, Saadet Partisi... Şimdi bu ihtimalin içine DEVA ve Gelecek partileri de girdi. CHP böylesine bir ittifakın içinde yer almayı neden hedefliyor?
Birinci olarak iktidar olabilmek için. Yüzde 25-30’luk oy oranıyla yüzde 50 artı 1’e ulaşmak ancak ittifakla mümkün. Öncelikle bu yüzden diğer partilerle işbirliğine ihtiyaç duyuyor. İkinci olarak, CHP’nin başından beri itiraz ettiği “Başkanlık Sistemi”ni değiştirebilmek için böyle bir ortaklık zorunlu.
Bütün bu partilerin üzerinde birleştiği nokta “güçlendirilmiş parlamenter sistem.” O zaman ittifakın temeli “parlamenter sisteme dönüş” ilkesiyle atılabilir. Tabii, yeniden bir anayasa referandumu gerekecek. Yine yüzde 50 aşılmak zorundadır.
Demokrasi hedefi
Düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, KHK’larla işlerinden çıkarılan insanların haklarının iade edilmesi ittifakın üçüncü ayağı olabilir. Daha birçok alanda atılması gereken demokrasi adımlarından söz edebiliriz:
Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu, Yerel Yönetimler Kanunu vb. kanunların değişmesi gibi. Bunları yapabilmek için CHP kiminle birlikte hareket edebilir? Çoğu, kendisine göre sağda sayılabilecek partilerle. Sağcı partilerle birlikte hareket edince bir parti sağcı mı olur? Burada dikkat edilmesi gereken nokta ittifakın hangi ilkeler temelinde yapıldığı ve bu birlikteliğin siyasi hedefinin ne olduğu.
Demokrasiyi güçlendirmenin yolu, farklı olanların ittifakından geçiyor. Kendisini solda varsayanlar, her türlü birlikteliğe sırt çevirerek, tertemiz kalacaklarını mı düşünüyor? Bugünün solculuğu, demokrasinin önünü açacak bir birikim yaratmak, farklı güçleri bu amaç etrafında yönlendirebilmektir.
