Kuzey Kore 26 milyonluk bir ülke. Başında babasının yerine geçmiş bir otoriter lider oturuyor. Hemen her gün dünyayı yerinden zıplatacak saçma, tehlikeli, korkutucu, gülünç davranışlarıyla dikkat çekiyor. Söyleyecek fazla söz yok. Bir iki gün o ülkedeki gelişmeleri yakından izleseniz, “İyi ki o ülkede doğmadık” diyebilirsiniz. “Böyle bir yönetim kimseye nasip olmasın” da diyebilirsiniz.
O ülkenin başındaki lider kendisinin komünist olduğunu söylüyor. Rejimin de komünist bir rejim olduğunda kararlı. İktidarı babasından miras olarak elde etti. Aynı şeyi babası da yapmış kurucu lider olan babası Kim İl Sung’un koltuğuna oturmuştu. OECD’ye göre Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, dünyanın en büyük 119. ekonomisi olarak kayıtlarda yer alıyor. Oldukça zayıf bir ithalat ihracat tablosu dikkat çekiyor.
Yılda 2.83 milyar dolar ihracat, 3.47 milyar dolarlık da ithalat yapıyor. İthalatın 186 milyon dolarını rafine petrol tutuyor. Kuzey Kore’nin ihracat yaptığı ülkelerin başında Çin geliyor. Çin, Kuzey Kore’den 2.34 milyar dolarlık mal alıyor. Ekonomiye en çok katkı veren devlet konumunda. Çin’i, 97.8 milyon dolar ile Hindistan, 43.1 milyon dolar ile Pakistan, 32.8 milyon dolar ile Asya ülkeleri takip ediyor. Torun Kim, arada bir dünyayı nükleer silahlarla tehdit ediyor. Askeri tatbikatlara başlıyor. Asıl gücünü nereden alıyor derseniz başta Çin olmak üzere Rusya vb. otoriter rejimlerden alıyor. Kore’yi sosyalist kabul eden ve ziyaret eden çok sayıda sosyalist gördüm. Şaşırmadım. Bizler de bir zamanlar belki bu düzeyde olmasa bile bugün saçma sayacağımız işler yapabiliyorduk. Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, önceki gün aniden Genelkurmay Başkanını ve önde gelen komuta subaylarını görevden aldı ve orduya “Savaşa hazır ol” emrini verdi.
Güney Kore’yi hedef aldığı söylenen açıklamada “Çatışmaya hazırız” dedi. Kuzey Kore ordusunun bir savaş için kapsamlı ve mükemmel bir askeri hazırlığa sahip olmasını istedi. Bir diktatör ya da askeri rejim için temel amaç toplumu sürekli hazır olda tutmaktır. “Dış güçlerden talimat alan ajanlar” efsanesi her zaman canlıdır. Arada bir onlardan birkaçı ibret olsun diye kurşuna dizilir. Aileleri perişan edilir. Kimse nereye gittiklerini bile soramaz. Kuzey Kore kendi başına kalsa cirmi kadar yer yakar.
Kuzey Kore örneği aslında sosyalizm adına ne kadar kötülük yapılabileceğinin ispatıdır. Orada sosyalizm imgesi kullanılmasaydı da böyle bir rejim kurulabilir miydi? Kuzey Kore 1950’lerde ABD’ye başkaldırıp savaşırken bir insanlığın direniş simgesi haline gelmişti. Kuzey Kore direnişi o yılların sosyalistleri için bir övünç ve gurur vesilesiydi. Kuzey Kore’deki tabloyu gördükçe insanın içi cızzz ediyor.