4 Temmuz 2001 tarihinde, AK Parti’nin hazırlık çalışmaları yapılırken, önemli bir isim onlara katıldı: Tansu Çiller döneminin İçişleri Bakanı Meral Akşener. Bu birliktelik çok sürmedi. Kasım 2001’de MHP’ye geçti, sonra da Bahçeli’nin başdanışmanı oldu.
Bahçeli onu bir dönem MHP’den milletvekili yaptı. Sonra kendisine rakip görerek tasfiye etmeye karar verdi. Karşılıklı restleşmeyle gerilimin tırmandığı MHP’de, Kurultay delegelerinin çoğunluğunu kazanabilen Akşener, iktidarın desteğini alan Bahçeli’yi yenemedi. İYİ Parti bu uzun serüvenin sonunda 25 Ekim 2017 yılında kuruldu. 2018’de 15 CHP milletvekili İYİ Parti’ye geçti.
İyi Parti böylece seçimlere katılma hakkını kazandı. Meclis'e girdi. 2019 yerel seçimleri, Millet İttifakı’nın sınanması açısından önemli bir adımdı. Akşener, neredeyse bütün büyük şehirleri kazanan CHP’li belediye başkanlarına destek veren İYİ Parti’nin lideri olarak iktidar umudunu gerçekliğe dönüştürecek adımı atmıştı. Meral Akşener’in geçmişine kısaca göz atalım:
28 Şubat döneminde askeri vesayet rejiminin hedef aldığı isimlerdendi… Susurluk kazası sonrasında DYP milletvekili olduğu günlerde Mehmet Ağar’ın yerine İçişleri Bakanlığı’nı da o üstlenmişti.
Şimdi bir dönüm noktasında
Akşener, tecrübeli ve birikimli bir siyasetçi olarak kritik eşikte. Şimdiye kadar CHP lideri Kılıçdaroğlu ile uyumlu bir çalışma gösterdi ve İYİ Parti kısa sürede etkili bir siyasi güce dönüştü. Seçimlere az bir zaman kala, Akşener sayısız hesap yapmak durumunda.
Bazılarına göre Akşener Millet İttifakı’nın 'zayıf halkası.' MHP’den koparken, bir grup eski ülkücü kökenli militan siyasetçiyle birlikte hareket etti. Bu çevre, partinin kuruluş ve yönetiminde görev aldı. Meral Akşener, ülkücü gelenekten gelse de DYP gibi merkez sağın köklü partilerinde siyaset yapmış hatta bakanlık görevi üstlenmiş bir isim.
Şimdi de belli ki partisini merkez sağ seçmene beğendirmek ve onların desteğini almak istiyor. Bu konuda zorluklar yaşadığı bir gerçek. Bir yanda “CHP’ye takılmayın” ruh haline yatkın olan militan ülkücü kadrolar, öte yanda iktidarın yolunu açabilecek daha geniş bir seçmen kitlesi. Geniş merkez sağ kitle için CHP ile ittifak büyük oranda makul bir durum.
Buna karşın, CHP liderinin, “helalleşme” gibi milliyetçiliği aşan söylemlerinden ülkücü kadroların memnun olduğunu söylemek zor. Görebildiğimiz kadarıyla, Akşener, tecrübesiyle, birikimiyle, ülkücüleri kırmadan ama onların çizdiği sınırlara da razı gelmeden, ince bir siyaset yapmaya çalışıyor. Parti kadroları içinde, 6’lı masanın bozulmasını isteyenler, mutlaka vardır.
Akşener ise iktidara yürümek kararlılığında. Bu nedenle daha geniş kesimlere yönelik siyaset yapmaya gayret ediyor. 6’lı masa, onu hedeflerine taşıyacak en önemli basamaklardan biri, hatta belki birincisi. Akşener’in geriye dönmesi, yön değiştirmesi, şu noktada çok mümkün görünmüyor.