Siyasette gerilim hele de Türkiye gibi bir coğrafyadaysanız sürekli karşınıza çıkar. Üst perdeden konuşan, “öteki”ni sürekli dışlayan ve tehdit eden bir kabuk, böyle zamanlarda etkili olur. Milliyetçilik bu davranış kalıbının ana ideolojisidir. Hep savaşçı, hep silahlı, her zaman karşısındakini yüzde 100 haksız gören türden bir milliyetçilik, özellikle geri ülkelerde, şiddeti meşrulaştıran ana davranış biçimidir. Örneğin İsrail’in Gazze’ye yaptığı vahşi saldırının baş destekçisi de İsrail milliyetçiliği. Tabii milliyetçiliğin dozajları var.
Netanyahu aşırı saldırgan milliyetçiliğin temsicisi. İsrail içinde milliyetçi olmasına karşın bu saldırganlığı doğru bulmayan daha ılımlı akımlar da mevcut. Yani barışçı İsrail milliyetçileri de var.
Türkiye’ye dönersek, toplumun ve siyasi yapıların neredeyse yüzde 90’a yakın bir oranının şu veya bu ölçüde milliyetçi olduğunu gözlemleyebiliriz. Kendini “Atatürk milliyetçisi” diye tanımlayan da var, aşırılığa kaçıp kafatası milliyetçiliği yapan da. Kürt meselesi, milliyetçi çıkışın, çoğalmanın, sertleşmenin uzun yıllardır kışkırtıcı ana teması.
Ancak bu yıl bir sürprizle karşılaştık. Bu kez, ülkücü milliyetçilik, barışçı, uzlaşmadan yana, “ötekileştirme”yi yanlış bulan değişik bir girişimle karşımıza çıktı. Tabii ki dilleri tamamen değişmedi. Bir günde demokrat da olmadılar. 50 yıllık bir şiddet siyasetinin bir ayda yeni bir kalıba dökülmesini beklemek gerçekçi olmaz. Ne olursa olsun, ülkücüler, bugünün koşullarında, savaşçılık yerine uzlaşmayı seçmiş görünüyor.
MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir Kürtleri, ülkeyi ortak yönetmeye çağırdı. Alevileri devletin her makamında görmek istediklerini ifade etti. Bir başka MHP Genel Başkan yardımcısı Feti Yıldız, “kayyum” sorununu siyasetin egemenliğinden kurtarmak gerektiğini ve kanunun değiştirilmesinin doğru olacağını söyledi. MHP’lilerin bu çıkışlarına kuşkuyla yaklaşarak, MHP’yi “samimiyet” testinden geçirmeyi tercih edenler, hâlâ kararsızlık içinde.
“Milliyetçiler, aşırı sağcılar, ülkücüler asla çözüm istemez, o kesim asla değişmez” diyenlere de bu köşede çokça değindim. Bir örneği yeniden paylaşmak isterim. İngiltere Başbakanı Tony Blair’le Kuzey İrlanda’da barışın sağlanma sürecindeki en etkili isimlerden biri olan dönemin İrlanda Başbakanı Bertie Ahern, “Neden çözüm için uğraştın?” sorusuna şu karşılığı vermişti: “Ben İrlanda milliyetçisiyim, onun için çözüm ve barış istiyorum.”
Milliyetçiler de çözüm isteyebilir. Milliyetçiler de daha zengin ve rahat bir ülkede yaşamak isteyebilir.
“İnsanların kendi ülke ve tarihlerine duyduğu bağlılık, eğer temeli özgürlüğe dayanıyorsa, adalet ve ilerlemenin bir kaynağı olabilir.” John Stuart Mill.