Adalet Bakanı Abdülhamit Gül aradı. Bakanlığın Strateji Geliştirme Başkanlığı’nda görevli üç hakimin ziyarete geleceğini söyledi. Yeni bir yargı reformu için başlattıkları çalışma konusunda fikirlerimizi almak istiyordu. Gazetemizin Mecidiyeköy’deki merkezindeki görüşmenin bir bölümüne Genel Yayın Yönetmenimiz Emre İskeçeli de katıldı. Bizleri dikkatle dinleyen üç hakim, söylediklerimizi özenle not aldı. Temel haklar alanındaki sorunları dile getirirken, basın ve ifade özgürlüğü üzerinde yoğunlaştım.
Görev yerleri değiştirildi
Şu gözlemlerimi aktarmaya çalıştım: Yargının en temel sorunu yargıç güvencesi. Mehmet Altan ve Şahin Alpay örneğinde, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, “hak ihlali” yapıldığı, “adil yargılama” koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle “tahliye” edilmeleri yönünde karar verdi. Bazı mahkemeler, bu karara uymayacaklarını açıkladılar. Bir mahkeme ise kararı uyguladı, Altan ve Alpay’ı serbest bıraktı.
Tahliye kararı veren heyet, kararın ardından başka göreve tayin edildi. Ilıcak ve Altan Kardeşler davasında öne sürülen deliller, zaman aşımına uğramış gazete yazıları ve bir söyleşi. Bu gazetecilerle, TBMM’yi bombalayan pilotun aynı maddeden yargılanması, uygulamadaki anormalliğin ulaşabildiği boyutun, tipik bir örneği. Çağdaş Avukatlar Derneği üyesi avukatlar, beş saatlik uzun bir duruşmanın ardından tahliye edildiler.
Aynı gün avukatlar yeniden tutuklandılar. Tahliye kararı veren yargıçların, görev yerleri değiştirildi. “Atilla Taş davası” olarak bilinen davada, sanıklar hakkında serbest bırakılma kararı verildi. Bu heyet HSK (Hakimler Savcılar Kurulu) tarafından görevden alındı ve soruşturma açıldı. Görülüyor ki, yargıçlar kararlarını verirken onları koruyan bir sistem yok. Güvenceleri yok. “Yargı bağımsızlığı”nın zedeleyen temen sorun, yargıç teminatının çiğnenmesinden kaynaklanıyor.
Özgürlük güvenlik dengesi
Bir kritik konu da, Terörle Mücadele Kanunu (TMK)’ndaki düşünceyi hedef alan hükümler. Bu bağlamda, özellikle TMK’nın 7/2. maddesinin uygulanma şekliyle ilgili sorunlar var. “Terör örgütü propagandası” başlıklı madde, doğrudan gazetecileri hedef alacak şekilde uygulanıyor. Şiddetle, terörle ilgisi olmayan insanlar, “terörist” sayılabiliyorlar.
TMK’daki madde nedeniyle gizlilik kararları alınması, bütün soruşturmaların gizli sayılması gibi uygulamalar, savunma hakkını zedeliyor. Osman Kavala, 15 aydır, iddianamesiz, neyle suçlandığını bilmeden, dosyayı inceleme imkanı olmadan yatıyor. Sonuç: Adalet Bakanlığı’nın yargı reformu çabası olumlu. Ancak siyasi iradenin yargıya müdahaleden uzak durması şart.
.....
Kitap: Münir R. Aktolga ‘Hatıralar’ (68’den günümüze, ideolojik, teorik bir arkeoloji çalışması) Alter yayıncılık